Kavala: AB Türkiye ile diyaloğu sürdürmeli
2 Kasım 2021İş insanı Osman Kavala tutukluluğunun dördüncü yılının dolması vesilesiyle Der Spiegel'in sorularını cezaevinden yazılı olarak yanıtladı. Kavala aralarında ABD; Almanya ve Fransa'nın da yer aldığı 10 ülkenin büyükelçilerinin, kendisinin serbest bırakılmasını talep eden bildirisinin "Türkiye'nin iç içişlerine müdahale olmadığını" söyledi. Yargıya asıl müdahalenin AİHM kararlarının Türkiye'de uygulanmaması olduğunu savunan Kavala, siyasi gerekçelerle cezaevinde tutulduğunu ifade etti.
Osman Kavala, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin daha önce de Türkiye'ye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulaması ve kendisini serbest bırakması için defalarca çağrıda bulunduğunu hatırlattı. Avrupa hükümetleri ve Avrupa Parlamentosu'nun da buna benzer açıklamalar yaptığını ifade eden Kavala, "Türkiye büyükelçilerin açıklamasını Avrupa Konseyi Bakanları Komitesi'nin ihlal davası açabileceğine dair bir uyarı olarak ciddiye alsaydı, bu makul olurdu. Ancak ne yazık ki bu (çağrı) Türk kamuoyuna böyle yansımadı. Yine de büyükelçilerin inisiyatifi faydalı oldu çünkü insan haklarının sadece Türkiye'nin meselesi olmadığı, uluslararası ilişkilerde de bir rol oynadığını gösterdi" dedi.
"AB Türkiye ile diyaloğu sürdürmeli"
Kavala AB'nin Türkiye'ye yaptırımlar uygulamasına ise karşı çıktı. Der Spiegel'in bu konudaki sorusuna, "AB Türkiye ile diyaloğu sürdürmeli ve bunu yaparken de insan hakları ve hukukun üstünlüğünü dile getirmeli. Bu, yaptırımlara başvurmaktan daha iyi" yanıtını verdi.
Kavala, "Erdoğan iktidardayken serbest bırakılacağınıza inanıyor musunuz?" şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
"Önümüzdeki seçimlere dek aşırı gergin siyasi gerilimli bir süreç olacaktır. Yabancı güçlerin hükümeti devirmek istediği yönündeki komplo teorisi bu aşamada bilinçli olarak kullanılacaktır. Bu nedenle salıverilmem seçimlere kadar bir temenni olabilir. Diğer yandan Kasım ayı sonuna dek serbest bırakılmazsam, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ihlal prosedürünü başlatacağını açıkladı. Eğer AİHM kararlarına uyulmamasının hükümete maliyeti tutukluluğumun sağlayacağı yararlardan daha büyük olursa seçimlerden önce serbest kalabilirim."
İş insanı Osman Kavala, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiyle neden bu kadar ilgilendiği" yönündeki soruya ise, "Cumhurbaşkanının bu olayın ayrıntıları ya da bana yönelik suçlamalarla ilgilendiğini sanmıyorum. İlgilendiği, benim ne kadar hapiste kalacağım. 2013'teki Gezi protestolarının hükümete karşı bir dış komplo olduğu efsanesini sürdürmek istiyor" yanıtını verdi.
Tutukluluğunun dördüncü yılında mesaj yayınladı
İş insanı Osman Kavala tutukluluğunda dört yılın dolması vesilesiyle yazılı bir mesaj da yayınladı. "Osman Kavala'ya Özgürlük" inisiyatifinin açıkladığı mesajda Kavala, Silivri Cezaevi'nde dördüncü yılını tamamladığını ifade ederek şu görüşlere yer verdi:
"Bu süre içinde sadece cezaevinde olduğum için kendi hayatımı yaşama imkanımı kaybetmekle kalmadım, hedef gösterildim ve kamuoyunda hakkımda 'karanlık' ve 'kötü' bir insan izlenimi yaratılmaya çalışıldığı için, kendi gerçekliğim de tahrif edildi. Hayatımın dört yılını kaybettikten ve bir 'memleket sorunu' haline geldikten sonra, teselli bulabileceğim şey, yaşadıklarımın yargıdaki sorunlarla yüzleşilmesine katkıda bulunması ve benden sonra yargı karşısına çıkacak olanların daha adil bir muamele görmeleri ihtimalidir."
10 büyükelçiden Osman Kavala açıklaması
İş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için 10 ülkenin büyükelçilerinin Kavala'nın serbest bırakılması için yayınladıkları bildiri gerginliğe neden olmuştu. Büüyükelçilerin bildirisine hem Türk Dışişleri Bakanlığı, hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tepki göstermişti. Erdoğan büyükelçilerin "istenmeyen kişi" ilan edileceğini açıklamış, büyükelçilerin gelen tepkilerin ardından sosyal medya üzerinden Kavala bildirisiyle Türkiye'nin iç işlerine karışmadıklarını belirten bir açıklama yapmıştı. Bu açıklama Ankara'da olumlu karşılanmış ve tansiyon düşmüştü.
Kavala hakkındaki dava süreci
İş insanı Osman Kavala hakkındaki dava süreci ise devam ediyor. Kavala tutuklu yargılandığı Gezi davasından Şubat 2020'de beraat etmiş ve hakkında tahliye kararı verilmişti. Ancak bu karardan birkaç saat sonra hakkında 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili soruşturma çerçevesinde tekrar tutuklama kararı çıkarıldı. Şubat 2021'de bu dava Gezi davası ile birleştirildi. Birleştirme kararının ardından Kavala 8 Ekim'de yapılan duruşmada, iddianamede kendisine isnat edilen suçların somut delillere dayanmadığını savunarak, "Sudan bahanelerle tutukluluğumun sürdürülmesi yargısız infazdır, algı yaratma çabasıdır, AİHM’in kararının etrafından dolanma girişimidir. Umarım, davaların birleştirilmesi, Türk yargısının karşı karşıya olduğu tehditlerin daha iyi anlaşılmasına vesile olur. Umarım ülkemizde bir daha böyle bir iddianame hazırlanmaz, böyle şey bir daha yaşanmaz" diye konuşmuştu. Osman Kavala bu davada "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ile "siyasal ve askeri casusluk" suçlarından yargılanıyor.
DW / HT,SSB, BK
© Deutsche Welle Türkçe