Kawasaki benzeri hastalığın sebebi COVID-19 mu?
15 Mayıs 2020İltihaplanmış damarlar, ateş ve ciltte tepkime… Bu belirtiler, nadir görülen ve Kawasaki Sendromu olarak bilinen hastalığın semptomları arasında. Bu hastalık dünya genelinde şimdiye kadar 6 bin kişide tespit edildi. Avrupa Birliği'nin verilerine göre bu hastalığın görülme sıklığı ise 10 bin kişide beş kişiden az.
Ancak son dönemde, her geçen gün daha fazla çocuk Kawasaki Sendromu'nunkine benzeri belirtilerle hastaneye kaldırılıyor. Vakalarda sıklıkla gözlenen belirtiler arasında karın ağrısı, mide - bağırsak şikayetleri ve kalpte iltihaplanmaya neden olabilecek kan damarları iltihaplanması, birkaç gün devam eden ateş, şiş bezeler, cilt reaksiyonları, dilin ve dudakların şişmesi ve göz nezlesi sayılıyor.
Oldukça tehlikeli olan, ancak tedavisi bulunan bu hastalıkta kimi vakalarda organ yetmezliğine kadar gidebilen bir çoklu bölgede iltihaplanma sendromu söz konusu. Hastalığın başlıca risk grubu ise 5 - 14 yaş arası çocuklar. Kimi uzmanlar, vakaların koronavirüsle bağlantılı olabileceğinden endişe ediyor. Peki tablo o kadar korkunç mu?
"COVID-19'la ilişkili olduğu yönünde yeterli kanıt yok"
Bu gizemli hastalığın ilk vakaları Avrupa’da görüldü. İspanya’da teşhis edilen vakalardan sonra, İsviçre, İngiltere ve Almanya’da da bezer vakalar tespit edildi. Son zamanlarda ise ABD’den de benzer haberler geldi. Yetkililer, yalnızca New York’ta yüz kadar çocukta Kawasaki Hastalığı’yla bağlantılı olduğu düşünülen semptomlar görüldüğünü açıkladı.
Freiburg Üniversite Hastanesi'nden Prof. Philipp Henneke, bu hastalıkla COVID-19 arasındaki ilişkinin ise henüz oldukça muğlak olduğunu söylüyor. Kawasaki Sendromu'nun enfeksiyonel ve iltihaplı seyreden birçok hastalıkta görülebileceğini ve belirli bir tetikleyicisi bulunmadığını belirten Henneke, oldukça ağır seyredebilen COVID-19’un ise nadir de olsa çocuklarda da görüldüğüne dikkat çekiyor. Henneke, "Süreci izlememiz gerekiyor ve elbette bunu yapıyoruz da" diye konuşuyor.
Her yıl Almanya’da yaklaşık 200 tipik Kawasaki vakası görüldüğünü ve bu vakaların SARS-CoV-2’den bağımsız olduğunu kaydeden Henneke’ye göre artışa geçen vakaların COVID-19 ile bağlantısının olup olmadığını söylemek için ise çok erken.
Çocuklar ve gençler de tehlikede mi?
Çok sayıda bilim insanı ve doktor, çocukların yetişkinlere göre daha nadir COVID-19'a yakalandığına işaret etmişti. Ancak son zamanlarda durumun böyle olmayabileceğine ilişkin endişeler mevcut. Hemen her gün bu yönde yeni raporlar ve çalışmalar yayımlanıyor. Henneke, özellikle "Çocuklar ve COVID-19" konusuna ilişkin bir çalışmaya yer veren ünlü tıp dergisi The Lancet’in ses getirdiğini, ancak bir kafa karışıklığına da neden olduğunu belirtiyor.
Henneke, "(Çalışmanın başlığı), ‘COVID-19 pandemisinde çocuklarda akut inflamasyon şoku’ idi, ‘COVID-19’lu çocuklar' değildi. Vakalar arasında yalnızca sekiz çocuktan birinde SARS-CoV-2 tespit edildi" diye açıklıyor.
COVID-19’un Kawasaki Sendromu’nun neden olup olmadığı ya da Kawasaki benzeri semptomlara yol açıp açmadığı hala belirsizliğini koruyor. Prof. Henneke, "Bazı çocukların enfekte bir kişiyle temasının olduğu ortaya çıktı ve hayatını kaybeden bir çocukta da ölümünün ardından virüs tespit edildi. Ancak çocuğun tedavi gördüğü birimde başka COVID-19 hastalarının da olabileceği göz önüne alınırsa bu kesin bir bulgu değil. Bir çocukta ise bir başka virüs olan Adenovirüs tespit edildi" diye açıklıyor.
Bilim insanları COVID-19 ile bu nadir hastalık ya da türevleri arasında bir bağ bulunup bulunmadığına ilişkin güvenilir bir veri elde edene kadar bazı araştırmaların daha yapılması gerekiyor.
Yeni bulgular, çocukların COVID-19 enfeksiyonuna karşı bağışıklığının bulunmadığını ortaya koyar nitelikte. Vakaların çoğunda belirti görülmediği ya da hastalığın yetişkinlere göre çok daha hafif ilerlediği belirtiliyor. Almanya’da şu ana kadar çocuk ve gençler arasında 10 binden fazla SARS-CoV-2 enfeksiyonu tespit edildi. Robert Koch Enstitüsü verilerine göre, 20 yaşından genç olan ve koronavirüs tespit edilen 3 kişi hayatını kaybetti.
DSÖ: Paniğe gerek yok
Klinik anlamda Kawasaki Sendromu akut bir hastalık olarak nitelendiriliyor. Özellikle, bir ila iki yaş grubundaki küçük çocuklar risk altında. En kötü senaryoda, hastalık koroner damarlara zarar verebilir ve bunun da uzun vadeli sonuçları olabilir. Tedaviye zamanında başlanması halinde ise bu tahribat önlenebilir.
Dünya Sağlık Örgütü, bu ürkütücü tabloya rağmen itidal çağrısında bulunuyor. Örgüt, Kawasaki Sendromunun bilinen bir hastalık olduğuna ve nadir görüldüğüne dikkat çekiyor.
Hastalığın kaynağına dair henüz net cevaplar yok. Uzmanlar Rhinovirüs ve eskiden beri bilinen dört koronavirüs türü üzerinde duruyor. Solunum yolu enfeksiyonlarında vücut virüslere somut bir tepki verirken, bağışıklık sistemi de raydan çıkıyor. Mevcut solunum yolu hastalıklarının tedavisinde de bağışıklık sistemini yeniden eski düzenine oturtmak için antikorlar kullanılıyor. Zamanında yapılan bir müdahalede Kawasaki hastalığında yaşama şansı yüzde 99,5'i buluyor.
Gudrun Heise
© Deutsche Welle Türkçe