"Kilise'yi devlet soruştursun" talepleri yükseliyor
21 Ocak 2022Almanya'da Münih-Freising Başpiskoposluğunda İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan çocuk istismarı vakalarıyla ilgili eski Papa 16'ncı Benedikt dahil kilise yöneticilerine ağır suçlamalar yönelten rapor deprem etkisi yarattı. Cinsel istismar vakalarıyla ilgili soruşturmaların Kilise'ye bırakılmaması ve devletin soruşturmaları üstlenmesi yönünde çağrılar birbiri ardına geliyor.
Almanya'da iktidardaki koalisyon hükümetinin üyeleri, mağdur temsilcileri ve ruhban sınıfına dahil olmayan Katoliklerin temsilcileri, istismar vakalarının aydınlatılmasını siyasetin üstlenmesi talebinde bulundu.
Alman hükümetinden yapılan açıklamada bilirkişi raporunun Kilise'deki istismar vakalarının ve Kilise yetkililerinin görev ihmallerinin boyutunu bir kez daha sarsıcı bir şekilde ortaya koyduğu belirtildi. Hükümet sözcü vekili Christiane Hoffmann, "Alman federal hükümeti olayların kapsamlı ve şeffaf bir şekilde tamamen aydınlatılmasını talep etmektedir" dedi.
"Hukuk devleti bunun için var"
Koalisyon hükümetinin büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) din politikaları sözcüsü Lars Castelluci de, hiç kimsenin kendi işlediği suçu aydınlatamayacağını belirterek "Hukuk devleti bunun için vardır" çıkışı yaptı. Castelluci, şimdiye kadar oluşturulan çeşitli bilirkişi raporları ve kilisenin bu raporlara yaklaşımıyla ilgili yaşanan tecrübeler sonrasında Almanya çapında "bağlayıcılığı bulunan, ortak, denetlenebilir şeffaf ve bağımsız bir çerçeve" yaratılması gerektiğini belirtti.
Alman hükümetinin Çocukların Cinsel İstismarı konusunda görevlendirdiği özel temsilci Johannes-Wilhelm Rörig de Katolik Kilisesinde cinsel şiddet olaylarının aydınlığa kavuşturulması için siyasetin daha aktif rol oynamasını isteyerek 2016 yılında federal düzlemde oluşturulan komisyonun yasal çerçeveye kavuşturulmasını talep etti. Rörig, "Bu komisyona gerçek anlamda kontrol, danışma ve belki araştırma hakları da tanınması gerekir" dedi. Siyaseti kilise skandallarının aydınlatılmasında pasif kalmakla eleştiren Rörig, yeni koalisyon hükümetini siyasi irade göstermeye çağırdı.
Mağdurların sözcüsü Matthias Katsch da Katolik Kilisesinin geçmişinin aydınlatılması için dışarıdan bir bakışın gerekli olduğunu vurgulayarak, bunun sadece "devlet güvencesi altında, devletin desteklediği ve eşlik ettiği bağımsız bir süreç sonucu gerçekleşebileceğini" belirtti.
Katolik Kilisesinde ruhban sınıfından olmayanları temsil eden Alman Katolikleri Merkez Komitesi (ZdK) de siyasetin devreye girmesi çağrısı yaptı. ZdK Başkanı Irme Stetter-Karp, "kilisenin tek başına konuyu aydınlığa kavuşturacağına artık inanmadığını" belirterek mecliste bir araştırma komisyonu kurulabileceğini kaydetti. Kilisedeki sorumlu yetkililerin tutumlarından hayalkırıklığı duyduğunu belirten Stetter-Karp, "2022 yılında da görülen acı gerçek şu ki, failleri gizleme, unutma, hızla affetme sistemi hala kırılabilmiş değil" diye konuştu.
Raporda ağır suçlamalar
Perşembe günü açıklanan bilirkişi raporunda, sonradan Papa olarak 16'ncı Benedikt adını alan Joseph Ratzinger ve Münih-Freising Başpiskoposu Kardinal Reinhard Marx dahil çok sayıda Münih Başpiskoposu, istismar vakalarında görevini yapmamak ve ihmalle suçlanıyor. Raporda halen hayatta olan ve aktif görev yapan 42 Kilise yetkilisinin suç teşkil edecek istismar vakalarına karıştığı şüphesine yer verilmiş, Münih Başsavcılığı söz konusu kişilerle ilgili soruşturma başlatmıştı.
Raporda 1977-1982 yılları arasında Münih-Freising Başpiskoposu olan Papa 16'ncı Benedikt, ikisi önceden ceza almış dört pedofil rahibin Kilise'deki görevlerini sürdürmelerini sağlamakla, Kardinal Marx da iki vakada ihmal ve ahlaki sorumluluğunu yerine getirmemekle suçlanıyor.
Papa "teşhir istismar sayılmaz" demiş
Raporda Ratzinger'in suçlamaları yalanladığı açıklamasının "tanık ifadeleri ve eldeki belgeler ışığında inandırıcı olmadığı" da kaydediliyor. Raporda Ratzinger'in istismar vakalarıyla ilgili olarak "cinsel organın küçük kız çocukları önünde teşhirinin, temas olmadığı sürece gerçek anlamda bir istismar sayılamayacağı" yorumunda bulunduğuna da değiniliyor.
Bilirkişi raporunda 1945-2019 yılları arasında en az 497 bin kişinin cinsel istismar mağduru olduğu ve 235 fail bulunduğu belirtiliyor. Mağdurlardan 247'sinin erkek, 182'sinin dişi olduğu, 68 vakada cinsiyetin bilinmediği kaydediliyor. Cinsel istismar mağduru erkeklerin yüzde 60'ının 8-14 yaş grubunda olduğuna işaret ediliyor. Raporda, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu tahminine de vurgu yapılıyor.
Papa'dan "kilise hukuku" vurgusu
Papa Françesko, Almanya'da deprem yaratan raporun ardından bugün yaptığı açıklamada rapora değinmeyerek "Kilise hukukunun daha sert bir şekilde uygulanması" ve istismara karışan kilise yetkililerinden daha kolay bir şekilde hesap sorulabilmesinin sağlanması gerektiğini belirtti. Vatikan'dan dün yapılan açıklamada raporun titizlikle incelendiği bildirilmişti.
AFP,dpa/BK,JD
© Deutsche Welle Türkçe