1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Konya'da katliam: "Bu saldırının geleceği belliydi"

31 Temmuz 2021

Konya'da aynı aileden yedi kişinin öldürüldüğü olaya ilişkin bilgiler, katliamın "planlı" olduğuna işaret ediyor. Ailenin avukatı Abdurrahman Karabulut, "Bu saldırının geleceği belliydi, uyardık" diyor.

Konya Meram'da Dedeoğulları ailesinin saldırıya uğradığı ev
Konya Meram'da Dedeoğulları ailesinin saldırıya uğradığı evFotoğraf: Alican Uludag/DW

Konya'da komşuları ile arasında husumet olduğu iddia edilen Karslı Dedeoğulları ailesinden yedi kişinin öldürüldüğü olaya ilişkin bilgiler, katliamın "planlı" olduğuna işaret ediyor. Cinayetleri işleyen zanlının daha önce 12 Mayıs'taki ilk saldırı sonrasında tutuklanan kişinin kayınbiraderi M. A. olduğu öğrenildi. A.'nın evde bulunan yedi kişiye ateş ettikten sonra geri dönerek başlarına birer el ateş ettiği, ayrılırken yanında getirdiği benzinle evi beş farklı noktadan yaktığı evdeki kamera ile çekilen görüntülere yansıdı. Dedeoğulları ailesine yönelik ilk saldırı sonrasında mahkemenin sadece 60 gün süreyle "çağrı üzerine koruma" verildiği bildirildi. "Bu saldırının geleceği belliydi, uyardık" diyen Dedeoğulları ailesinin avukatı Abdurrahman Karabulut, katliamın "ırkçı saikle" yapıldığını savundu. 

Konya'nın Meram ilçesi, dün Dedeoğulları ailesinin öldürüldüğü bir katliama sahne oldu. DW Türkçe, olay yerine giderek, katliamın izini sürdü. Cinayet, 30 Temmuz saat 18.46'da Meram ilçesine bağlı Bahçeşehir Mahallesi (Hasanköy) Enbiya (Özşahin) Sokak'ta bulunan 38 numaralı adreste meydana geldi.

Katliam kamerada

Olayın failinin M. A. olduğu öğrenildi. A., katliamı gerçekleştirirken, Dedeoğulları'nın evlerine yerleştirdiği kamera tarafından görüntülendi. Savcılık dosyasına giren görüntülere göre, mavi bir otomobille eve gelen A., bahçede duran Serpil Dedeoğulları ile tartıştı. A. bu sırada aracına geri dönerek silahı aldı. Diğer aile bireyleri sesi duyarak evin avlusuna geldi. Saldırgan A., bütün aile bireylerine kurşun yağdırdı.

Vurduktan sonra başlarına ateş etti

Saldırıda, Yaşar, Metin, Serap, Serpil, İpek, Sibel ve Barış Dedeoğulları hayatını kaybetti. Konya Şehir Hastanesi Morgu'na kaldırılan aile bireylerinin üzerinden 20 kurşun giriş deliği tespit edildi. A., daha sonra yanında getirdiği benzin bidonunu arabasından alarak, evin beş farklı odasında yangın çıkardı.

Saldırı dün akşam saatlerinde düzenlendiFotoğraf: Salih Büyüksamancı/DHA

Fail, ilk saldırının tutuklu sanığının akrabası

Olay sonrasında kaçan ve halen yakalanamayan A.'nın 12 Mayıs'ta Dedeoğulları ailesine yönelik saldırıda tutuklanan komşularının kayınbiraderi olduğu öğrenildi. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla olayla ilgili 10 kişi gözaltına alındı.

Dedeoğulları ailesi ile komşuları arasında 11 yıldır süren bir "husumet" olduğu belirtildi. Temmuz 2010'ta iki aile arasında yaşanan hakaret olayı, polis kayıtlara o dönem geçti.

En son 12 Mayıs 2021 tarihinde komşuları ve onların yakınlarından oluştuğu belirtilen 45-50 kişilik bir grup, Dedeoğulları ailesine saldırdı. Saldırı sonucunda aile bireyleri ağır yaralandı.

Koruma altında katliam

Bu olayın ardından aile, kendilerini korumak için evin çevresine güvenlik kamerası taktırdı. Ailenin başvurusu üzerine mahkeme, Dedeoğulları ailesine 60 gün süreyle "çağrı üzerine koruma" tedbiri uygulanmasına karar verdi. Bu süre 8 Ağustos'ta dolacaktı. Çağrı üzerine koruma, olası bir tehdit durumunda en yakın polis karakolunu aramayı öngörüyordu. Benzer korumanın, saldırının faili olmakla suçlanan aileye verildiği de iddia edildi.

Avukat Karabulut: Irkçı saikle saldırı

Olayla ilgili açıklama yapan İçişleri Bakanlığı, Valilik ve Başsavcılık, olayın "ırkçı bir saldırı" olmadığını öne sürdü. Ancak Dedeoğulları'nın avukatı, yakınları ile bazı görgü tanıkları, ailenin Kürt olduğu için öldürüldüğü görüşünde.

DW Türkçe'ye konuşan Avukat Abdurrahman Karabulut, 12 Mayıs günü aynı aileye 45-50 kişilik aynı aileye mensup bir grubun saldırdığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Bu saldırıda, dün katledilen aile bireyleri ağır yaralanmış, komalık olmuşlardı. Saldırıdan hemen sonra olaya karışan yedi kişi tutuklanmıştı. Biz ise olaya daha fazla kişilerin karıştığını belirterek, diğer şüphelilerin de tutuklanmasını istemiştik. Bu taleplerimiz reddedilirken, her hafta tutuklu şüphelilerden biri tahliye edildi. Yedi kişiden beşi bu şekilde tahliye oldu. Aile, bu yüzden tedirgindi, yeni bir saldırı olabileceğini bize söylüyorlardı. Biz, bununla ilgili önlem alınmasını sürekli talep ediyorduk. İlk saldırıdan sonra cezasızlık politikası ve herhangi bir önlem alınmaması nedeniyle yeni bir saldırı olacağını düşünüyorduk. Daha geçen haftalarda Konya'da Diyarbakırlı bir aileye saldırı oldu, bir kişi öldürüldü. Yalnızca bir kişi tutuklandı. Biz uyarılarımızı yapmaya devam ederken dünkü olay yaşandı. Daha önceki saldırıda yaralanan müvekkillerimin hepsi katledildi."

Yetkililerin "olay ırkçı saldırı değil" açıklamasına tepki gösteren Karabulut, şu ifadeleri kullandı:

"Biz şüphe götürmez bir şekilde bu saldırının ırkçı saikle gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Müvekkillerimin 12 Mayıs'taki saldırıyla ilgili ifadelerde buna yönelik beyanları vardır. Saldırıya uğrayan müvekkillerimin beyanlarını ciddiye almaksızın açıklama yapan yetkililerin ırkçı bir saikle işlenmediğini söylemesi, adeta saldırganların avukatlığını yapmaktır. Devlet yetkililerinin görevi, bunun gerçekliğini ortaya çıkarmaktır. Bu yaklaşım, benzer suçların ortaya çıkmasını engellemez."

Dedeoğlu ailesinin eviFotoğraf: Alican Uludag/DW

'Bu saldırının geleceği belliydi, çok kez uyardık'

Ailenin neden korunmadığına ilişkin soru üzerine Karabulut, "Koruma kararı, bize de karşı tarafa da verildi. Ancak hiçbir işlevselliği yok bunun. Korumadan ziyade bu ve benzer saldırıların cezasız kalmamasına yönelik soruşturmaların yapılması gerekiyor. Bu saldırının geleceği belliydi. Saldırıda ölen Barış'ın 'biz çok korkuyoruz' şeklinde beyanı vardı. Çok kez uyardık. Maalesef hiçbir girişim yapılmadı."

'Barışacaklardı'

Saldırıda ölen Yaşar Dedeoğulları'nın yeğeni İzzet İnik, saldırının ailenin Kürt olması nedeniyle yapıldığını savundu. 12 Mayıs'taki saldırıdan sonra bazı şüphelilerin evin önüne gelerek "Biz Ülkücüyüz, sizi buradan göndereceğiz" dediğini anlatan İnik, "Olaydan sonra iki aile arasında arabulucu olmak isteyenler oldu. Hatta iki aile barışacaktı. Bu yönde girişim oldu" dedi.

'Onların geleceğini biliyorduk'

Kamerayı benzer bir saldırı olmasına karşı taktırdıklarını belirten İnik, "Onların geleceğini biliyorduk. Biz, Yaşar Amcaya, bu mahalleden gidelim dedik. Ama o 70 yaşındayım, bize ne yapacaklar diye gelmek istemedi. Kimsenin işine karışmam" diye konuştu.

11 sene önce iki aile arasında husumet olduğunu belirten İnik, "Sadece 12 Mayıs akşamı, bu aileye 45-50 kişiyle saldırdı. Hepsi yoğun bakımlık oldu. 20 gün yoğun bakımda kalan oldu. Tutuklanan 5 kişiyi saldılar. Birkaç kişi araya girdi, barış olacaktı" dedi.

'Saldırı planlı, evleri boşalttılar'

Saldırganın eve gelirken silahın yanında benzin de getirmesinin katliamın planlı olduğunu gösterdiğini belirten İnik, "Saldırıdan önce tüm aile evlerini boşaltmış. Mahallede bakkalı olan bir kişi, dükkanını 17.30'da saldırıdan bir saat önce kapatıp gitmiş" dedi.

İnik, 11 yıl önce iki aile arasında yaşanan husumetin nedeninin "ırkçı" olduğunu iddia ederek, şunları anlattı:

"11 yıl önce, bu arkadaş patos vuruyormuş. Yaşar Amca da ona yardımcı oluyormuş.  Bu kişi, kendilerine yardımcı olması için iki Vanlıyı yevmiyeli tutmuş. Bu kişi, yanında çalışan Vanlılara hakaret etmiş, Kürt mürt davası yapmış. Yaşar Amca da 'ben de Kürdüm, benim yanımda bunlara niye küfrediyorsun, bana dokunuyor' demiş. Burada bir kırgınlık başlamış. O günden beri mesafelilermiş."

Saldırının ardında polis olay yerinde inceleme yapıyorFotoğraf: Salih Büyüksamancı/DHA

Görgü tanığı: Polis geldiğinde her şey bitmişti

Diğer yandan ismini vermek istemeyen bir mahalle sakini de silah sesleri üzerine evin önüne çıktığını belirterek, şunları anlattı:

 "Keçileri salacaktım. Ateş edildi. 10'dan fazla el silah sesi duydum, eve gittiğimde herkes yerde yatıyordu, yaşıyorlar mı diye baktım. Ambulans hemen gelmedi. Evi yakmışlardı, içeri giremedik. Önce polis geldi, sonra ambulans, sonra itfaiye geldi. Ama her şey bitmişti. İngiltere'den gelen bir oğlu vardı. O da o gün havalimanındaymış, o sayede bir tek o kurtulmuş."

Aynı mahalle sakini, olayın neden yaşandığı sorusu üzerine, "Hayvan otlatma kavgası yok. 10 yıldan fazladır kavgalılar. Kürt olduğu için bu olayın yaşandığı söyleniyor" karşılığını verdi.

Alican Uludağ / Konya

© Deutsche Welle Türkçe

 

Alican Uludağ 2008'den bu yana gazetecilik yapan Alican Uludağ, yargı ve insan hakları gibi konulara odaklanıyor.alicanuludag