1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Koronavirüse karşı nerede güvende olurum?

1 Kasım 2020

Avrupa'da bazı ülkelerde yeniden koronavirüs kısıtlamaları devrede. Peki, kendimizi nasıl koruyabiliriz? Nereler güvenli? En riskli yerler neresi? Sizin için araştırdık.

USA Kalifornien | Schule und Corona-Pandemie
Fotoğraf: Prentice C. James/CSM/Zuma/picture alliance

Koronavirüs salgının yeniden tırmanışa geçtiği şu günlerde Almanya zor bir dönem yaşıyor: Restoranlar iflasın eşiğinde, eğlence sektörünün adeta mezarı kazılıyor. Sanatçılar ve kültür insanları çaresiz. Spor dünyasında ise bir felaketten söz ediliyor. Orta ölçekli şirketlerin birçoğu da varlıklarını devam ettirememe endişesi taşıyor.

Alman yayın organı Spiegel tarafından yapılan bir anketin sonucuna göre Almanların yüzde 62'sinden fazlası kısıtlamaların yeniden yürürlüğe girmesinin gerekli olduğunu düşünüyor.

Almanya’da sosyal yaşamın ikinci kez önemli ölçüde kısıtlanacağı tedbirler 2 Kasım’dan itibaren yürürlüğe giriyor. Ancak uzmanlar devletin aldığı önlemlere uymanın yanında kişilerin de dikkatli olmalarını özellikle vurguluyorlar.

Peki, insanlara virüs en fazla nerelerde bulaşıyor? İşte yanıtları...

Nerelerde risk daha büyük?

Robert Koch Enstitüsü (RKI) verilerine göre Almanya'da insanlara çoğunlukla özel yaşam alanlarında virüs bulaşıyor. Enfekte olan kişi ağırlıklı olarak aynı evi paylaştığı kişilere virüsü bulaştırıyor. Yaşlı bakım evlerinde de şu sıralar virüs hızla yayılıyor. İnsanların iş yerleri de virüsün bulaştığı alanlar arasında ilk sıralarda yer alıyor.

RKI, federal hükümet ile eyalet yönetimlerinin getirdiği kısıtlamalardan büyük ölçüde etkilenen boş vakitlerin değerlendirildiği alanlarda ise bulaşma oranının düşük olduğunu belirtiyor.

Bunun yanı sıra hastane ve doktor muayenehanelerinde bulaşma oranının nispeten kontrol altında tutulmasına karşın buralarda da son zamanlarda hafif bir artış görüldüğüne dikkat çekiliyor.

Enfeksiyon oranlarının düşük olduğu yerler arasında, okullar, anaokulları veya mülteci yurtları da gösteriliyor.

Almanya'daki restoranlar, oteller ve misafirhanelerde virüsün bulaşma oranı oldukça düşük olmasına rağmen, yeni önlemlerden en çok yine bu sektörlerin olumsuz şekilde etkileneceği belirtiliyor.

Toplu taşıma araçlarında da enfekte olma riski oldukça düşük. Salgın yüzünden toplu taşıma araçlarına olan ilginin azalması buna neden olarak gösteriliyor.

Fotoğraf: Christoph Hardt/Geisler-Fotopress/picture-alliance

Şu andaki enfeksiyonlar ilk dalgada görüldükleri yerlerde mi ortaya çıkıyor?

Hayır, dikkate değer farklılıklar var. Almanya'daki Covid-19 pandemisinin ilk dalgasının odağında özel haneler yoktu, yaşlılar ve huzurevleri vardı. Tıp merkezleri, özellikle hastaneler ve mülteci yurtları şimdi olduğundan çok daha yoğun bulaşma vakalarının olduğu yerlerdi.

Okullar ve anaokulları ise ilkbaharda kapatıldığı için enfeksiyon merkezlerine dönüşmedi.

Enfeksiyon sürecinde işyerleri ilkbaharda oldukça küçük bir rol oynamışken, şimdi virüs önemli ölçüde insanların çalıştıkları yerlerde bulaşıyor. Haziran ayında işyerindeki enfeksiyonlarında keskin bir artış görülmüştü. Özellikle mevsimlik isçilerin çalıştığı mezbahalar salgın merkezlerine dönüşmüştü.

Koronavirüs yüzeylerde ne kadar süre hayatta kalabiliyor?

02:26

This browser does not support the video element.

Okulların ve anaokullarının kapatılmaması yerinde bir karar mı?

Almanya ve Fransa'da hükümetler, kamu yaşamındaki geniş kapsamlı kısıtlamalara karşın okulları ve anaokullarını kapatmamaya karar verdiler. Bu, çeşitli faktörlerin yanı sıra, eğitimin toplum için özel öneminden kaynaklanıyor. Rakamlara bakıldığında bu kararın anlaşılabilir olduğu da görülüyor. Okullar ve anaokulları enfeksiyonlarda belirli bir rol oynasalar da etkileri nispeten düşük. RKI verilerine göre, eğitim merkezlerinde meydana gelen bulaşma vakaları oldukça az. Diğer ülkelerde de benzer durumlar söz konusu. İrlanda'da enfeksiyonların yüzde 7’sinin okullardan kaynaklandığı tespit edildi. İspanya'da ise bu oran yüzde 6 olarak açıklandı. Bunun başlıca nedeni, gençlerin yaşlılara göre virüslerden daha az etkilenmeleri. Ağustos ayında Avrupa'da enfekte olan18 yaş altındaki insanların oranı yüzde 5'in altındaydı.

Verilerin derlenmesi salgınla mücadelede etkili oluyor mu?

Ne yazık ki RKI verilerinin etkisi bu noktada sınırlı kalıyor. Kurumun istatistikleri sadece salgının gidişatını ve belgelenmiş vakaları yani iki ya da daha fazla enfeksiyon durumlarını kaydediyor. RKI, bildirilen toplam COVID-19 vakalarından sadece dörtte birinin bir salgınla ilişkilendirilebildiğini kaydediyor.

DW’ye açıklama yapan RKI yetkilileri korona enfeksiyonlarının yayıldığı merkezlerin yüzde 75’i hakkında ellerinde daha fazla veri olmadığını kaydetti. Aynı şekilde Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nden (ECDC), DW’ye yapılan açıklamada, enfeksiyon bölgeleri hakkında yeterince veriye sahip olmadıkları bildirildi.

Almanya'daki enfeksiyonların dörtte üçü, salgının görüldüğü yere göre tasnif edilemiyor. Bu durum çoğu zaman enfeksiyonun belirtilerinin birkaç gün sonra ortaya çıkmasından kaynaklanıyor. Böylece kişinin nerede enfekte olduğunu tespit etmek kolay olmuyor. Enfeksiyon yerlerinin tam olarak saptanamaması ise pandemiyle etkili şekilde mücadeleyi zorlaştırıyor

Joscha Weber

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik