Kosova’nın geleceği Priştina ve Belgrad’ın ötesinde Avrupa’da netleşiyor. Avrupa Birliği’nin önce bölgenin nihai statüsüne ilişkin kendi bünyesinde tavrına kesinlik kazandırması gerekiyor. Bu adım atılmadığı sürece sorun da çözülemeyecektir. Amerikalılar ile Rusların Kosova denince sahip olduğu net konumun Avrupa’da eksikliği duyuluyor. Görevini devreden Uluslararası Kosova Barış Gücü (KFOR) Komutanı Roland Kather de bir yıllık görevi süresince çözüm arayışlarının sonuç getirmediğini dile getiriyor.

Ekonomik durumu olumsuz etkileyen Kosova’daki hukuki boşluk hala giderilemedi. Birleşmiş Milletler yönetiminin neden olduğu yapay büyüme yavaş yavaş göçüyor. Bölgeyi ağır bir durgunluk etkisi altına alıyor. Yatırımcı Kosova’dan uzak duruyor, iş sahalarının eksikliği hissediliyor. Bölgenin ekonomik potansiyelleri bir kenarda hızla çürüyor.

Kosova’yı ziyaret eden Almanya Savunma Bakanı Franz Josef Jung da sesini tüm Avrupa’nın duyması umuduyla kanayan yaraya parmak basıyor. Avrupa’da şimdiye kadar Kosova için Almanya ile İngiltere çaba harcadı. Bu iki ülkenin şimdi yürütülen çözüm arayışında önderliği üstlenip çözüm arayışını hızlandırmaları bekleniyor. Ne var ki henüz bu doğrultuda bir gelişme henüz gözlenmiyor.

Bu durgunluğun aşılması gerekiyor. Öncelikle Kosova statüsüne ait uluslararası üçlünün Avrupa Birliği elçisi Wolfgang Ischinger girişimlerinde yalnız bırakılmamalıdır. Bu, Avrupalıların zorunlu görevidir. Uzun süre bu görev, bölgenin şiddet ve kaosa sürüklenmesine engel olacak, güvenliği sağlayacak NATO ve uluslararası birliklere havale edildi.

Bundan böyle Avrupa inisiyatifi ele almalı. Avrupa Birliği’nin denetiminde bağımsızlık, müzakere için önemli bir zemin sunuyor. Ayrıca her iki taraf da kendilerine Avrupa Birliği perspektifi sunulmasını bekliyor. Bu beklenti, tarafları ikna edebilmek açısından önem taşıyor.

Kosovalıların artık çözüm beklediği unutulmamalı. Yeterince vaat işittiler, sabırları da tükendi. Birçoğu bölgeyi kimin yönettiğini de umursamıyor. Önemli olan işlerin artık açılması. Kosova müzakereleri 10 Aralık’a kadar devam edecek. İnandırıcılığını sürdürmek isteyen Avrupa bu süreçte devreye girmeli. Aksi halde, Avrupa Birliği dış politika sınavında başarısızlığa uğrayacaktır.