AB, ABD ve Rusya'dan oluşan troykanın gözetiminde Avusturya'da yapılan Kosova'nın nihaî statüsünü belirlemeye yönelik son tur görüşmelerde Sırp ve Arnavut liderler arasında anlaşma sağlanamadığı açıklandı. Sırp ve Arnavut liderlerin toplantıda şiddetten kaçınma sözü vermekle yetindikleri belirtildi. Arabulucuların, 10 Aralıka kadar Birleşmiş Milletler'e raporlarını sunmadan önce, son kez Pazartesi günü Sırbistan ve Kosova'ya gitmeleri bekleniyor. ABD ve AB, BM'ye raporun sunulmasıyla birlikte arabuluculuk görevlerinin sona ereceğini belirtiyor. Rusya ise daha fazla müzakere yapılması görüşünde ısrarlı davranıyor. Resmî açıklamayı AB temsilcisi Ischinger yaptı

Avrupa Birliği Temsilcisi Wolfgang Ischinger, Avusturya'nın başkenti Viyana yakınındaki kaplıca kasabası Baden'de üç gün süren görüşmelerin ardından Viyana'da düzenlediği basın toplantısında, "Ne yazık ki, statü konusunda taraflar bir anlaşmaya varamadı" dedi.

Kosova müzakereleri için BM Güvenlik Konseyinin troykaya tanıdığı sürenin 10 Aralık günü sona ereceğini hatırlatan Ischinger, troykanın raporunu 10 Aralıkta BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'a sunacaklarını kaydetti. Troykanın ABD üyesi Frank Wisner ise bölgede barışın risk altında olduğunu ifade ederek, taraflara, "resmi müzakereler bittikten sonra da barışı ve diyaloğu muhafaza etme vaatlerine bağlı kalmaları" çağrısında bulundu. Bu arada, troyka üyesi ABD, AB ve Rusya temsilcilerinin raporlarını hazırlamadan önce 3 Aralıkta Belgrad ve Priştine'ye giderek taraflarla son bir kez görüşecekleri bildirildi.

"Kosova'nın bağımsızlığı çok yakında gerçek olacak"

AB, ABD ve Rusya'nın arabuluculuğunda Baden'de yapılan görüşmelerden sonuç alınmadığı açıklaması, ilk olarak Kosova Başkanı Fatmir Seydiu tarafından yapılmıştı. Avusturya'daki görüşmelere katılan Seydiu, Kosovalıların en önemli bayramlarından olan 28 Kasım Ulusal Bayrak Günü kutlamaları dolayısıyla yayınladığı mesajda da "Kosova'nın bağımsızlığının çok yakında gerçek olacağını" kaydetti.

Kosova'da yapılan seçimlerin galibi olarak başbakanlık makamına getirilmesi beklenen Haşim Taçi de "Kosova'nın statüsüne ilişkin maalesef bir anlaşma sağlanamadığını bundan böyle Sırp temsilcileriyle yeni bir görüşme yapmalarının da mümkün olmadığını" söyledi. Taçi, 1999 yılından bu yana BM yönetiminde bulunan Kosova'nın "bağımsız olması" gerektiği görüşünü yineledi ve "Kosova'nın nihai statüsüne ilişkin BM Güvenlik Konseyi'nin karar vermesini beklediklerini" kaydetti.

Sırplar bağımsızlık kararını iptal edecek

Diğer yandan Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç, Arnavutların Kosova'nın olası bağımsızlığına ilişkin her türlü kararını iptal edeceklerini söyledi Tadiç, Baden'deki görüşmelerin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, " Böyle bir kararı iptal etmek için diplomatik ve meşru bütün yolları kullanacağız" dedi. Tadiç, Sırbistan'ın, BM Güvenlik Konseyi'nin 1999'da aldığı Kosova hakkındaki 1244 sayılı son kararının meşruiyetini tanımadığını da vurguladı.

"Pandorra'nın Kutusu açılabilir!"

Kosova müzakerelerine katılan Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic, "Kosova'nın bağımsızlık ilanının bölgede çatışmalara neden olacağı" tehdidinde bulunarak, "Bağımsızlık kararı batı Balkanlar'da ve dünyanın diğer bölgelerinde Pandora'nın Kutusu'nun açılmasına neden olacağını" iddia etti. Jeremic, "Kosova'nın bağımsızlık kararına onay verenler olabilecek tüm olumsuzlukların sorumluluğunu da taşıyacaklardır" dedi. Sırp bakan, Kosova için, "Hong Kong, Güney Tirol, Katalonya veya Bask modeli bir özerklik uygulanabileceğini" söyledi.

Kosova'da nüfusun yüzde 90'na sahip olan Arnavutlar, 1999 yılından beri bağımsızlık ilan edilmesinde ısrar ediyor Arnavut toplumunun bağımsızlık talebini Avrupa Birliği ve ABD desteklerken, Rusya Federasyonu karşı çıkıyor.Arnavut toplumunun bağımsızlık talebini kabul etmeyen Belgrad'daki Sırp yönetimi ise Kosova'nın Belgrad'a bağlı özerk bir bölge olarak kalmasında ısrar ediyor. Arabulucuların, 10 Aralıka kadar Birleşmiş Milletler'e raporlarını sunmadan önce, son kez Pazartesi günü Sırbistan ve Kosova'ya gitmeleri bekleniyor. ABD ve AB, BM'ye raporun sunulmasıyla birlikte arabuluculuk görevlerinin sona ereceğini belirtiyor. Rusya ise daha fazla müzakere yapılması görüşünde ısrarlı davranıyor. Kosova konusu Federal Alman Meclisi'nde Kosova konusu Federal Alman Meclisi'ndeki bütçe genel görüşmelerde de gündeme geldi. Başbakan Angela Merkel, sorunun çözüme kavuşmasının, Avrupa'nın istikrarı açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Balkanların batısında istikrarın tesis ve muhafaza edilmesi konusunda AB'nin özel bir sorumluluğu bulunduğunu kaydeden Merkel, "uluslar topluluğu, bizim bu konudaki tavrımızı dikkatle takip ediyor. Bu bakımdan, yeni bir görüşme sürecine bizim de dahil olmamız doğru bir adımdı. AB adına görüşmelere katılan Bay Ischinger'e, gösterdiği çabalardan dolayı huzurunuzda teşekkür ediyorum. Buradan ayrıca tüm taraflara şu çağrıyı da yapmak istiyorum: Avrupa'nın tamanının istikrarı sözkonusu olduğundan, mâkul bir çözüme ulaşılması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Bütçe görüşmeleri kapsamında konuya değinen bir başka Alman politikacı da Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier oldu. "1990'lı yıllarda dökülen kanları hatırlayın" diyerek, geçmişte yaşananlardan dersler çıkarılması gerektiğini ifade eden Steinmeier, Balkanlar'da yaşayanların, bir daha asla yanlış kararlar ve sorumsuz insanların kurbanı olmaması gerektiğini söyledi. Alman bakanı, "Balkanlar'a el uzatmaya devam edeceğiz. Yeter ki kararlar alınırken aklıselim galip gelsin" dedi.