1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kouchner ‘ara düzeltti’

Değer Akal, Zeynep Gürcanlı/Ankara5 Ekim 2007

Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner’in Ankara ziyareti, Paris’in Türkiye’ye yönelik yumuşayan tutumu kapsamında değerlendiriyor. Kouchner’in temasları, ikili ilişkileri rayına oturtma çabası olarak yorumlanıyor.

Kouchner, "Türkiye bizim için önemli bir ortak" dedi.
Kouchner, "Türkiye bizim için önemli bir ortak" dedi.Fotoğraf: AP

Türkiye–Fransa ilişkileri 2001 yılından bu yana zorlu bir süreçten geçiyor. Fransa’da Ermeni tasarılarının gündeme gelmesi, Avrupa Birliği Anayasası’yla ilgili tartışmalarda ve seçimler sürecinde Türkiye’nin bir iç siyasi malzeme olarak kullanılması Ankara-Paris hattındaki soğukluğu pekiştirdi. Son olarak Ermeni soykırım iddialarının sorgulanmasına cezayi yaptırım öngörülmesi ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin seçimler öncesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini engelleyeceğini açıklaması gerilimi tırmandırdı. Ancak Sarkozy son dönemde tutumunda yumuşamaya gitti. Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner’in Türkiye’yi ziyareti de bu kapsamda değerlendiriliyor.

Kouchner, Dışişleri Bakanı Babacan ile bir araya geldi. Görüşmelerde, ikili siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin yanı sıra Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri, Kıbrıs ile bölgesel ve uluslararası konular ele alındı. "İkili görüşmelerimiz son dönemlerde biraz serinlemişti. Gelecek dönemlerde daha çok ısınacağını ümit ediyoruz. Türkiye bizim için önemli bir ortak, biz de Türkiye için önemli bir ortağız" diyen Kouchner, bu ilişkilerin bazı alanlarda, sivil, ekonomik ve askeri alanda net olarak nasıl iyileştirilebileceğini birlikte incelediklerini söyledi.

Üç kritik konu

Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in Ankara'ya yaptığı kısa ziyarette gündemde Türk-Fransız ilişkilerine ilişkin üç kritik konu vardı. Kouchner'e Türk tarafının ilk sorduğu soru, Fransa Senatosu'ndaki Ermeni soykırım tasarısı oldu.

Babacan, Fransız Meclisi'nin kabul ettiği, Senato'da ise görüşülmeyi bekleyen, Ermesi soykırımını inkar etmenin suç sayılmasına ilişkin yasa tasarısının, Türkiye açısından kabul edilemez olduğunu söyledi. Babacan, Ermeni konusunun Türkiye'nin önerdiği ortak tarih komisyonunda ele alınması gerektiğini vurgulayarak, Fransa'nın da bu komisyona destek vermesini istedi.

Türkiye'nin komisyon önerisini ilginç bulduklarını söyleyen Kouchner, parlamentoda bekleyen tasarı konusunda ise yorum yapmamayı tercih etti. Bernard Kouchner, bu konuda basın toplantısında kendisine yöneltilen soruları ise, "bu tasarının Türkiye'ye bir tehdit mahiyetinde olduğunu düşünmüyorum. Bu konunun ilişkilerimizde hiçbir zorluk çıkarmayacağını umuyoruz. Zaten henüz kabul edilmiş bir şey de yok" diyerek yanıtladı.

PKK ve AB üyeliği

Türk tarafının gündeme getirdiği ikinci konu, Fransa'nın PKK örgütü ile mücadelede gösterdiği zaaf oldu. Türk Bakan Babacan, önce PKK'nın Avrupa'daki kasası olarak tanınan Rıza Altun'un, ardından da onun yerine geçen Nedim Seven'in Fransa'da gözaltındayken, ülke dışına çıkmayı başardıklarını, Ankara'nın bundan ötürü "büyük hayal kırıklığı duyduğunu" söyledi. Fransız Bakan ise buna karşılık, ülkesinin PKK'yı terör örgütü olarak gördüğünü, bahsi geçen iki kişinin ülke dışına çıkmasının ise "adli bir olay" olduğunu kaydetti. Kouchner, "PKK'ya karşı adli alanda alınan tedbirlerin iyi işlemediğini farkettik. Bu konuyu düzeltmeye çalışacağız" mesajı verdi.

Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci konusunda ise Babacan, Ankara'nın "tek hedefinin tam üyelik" olduğunu söyledi. Fransa'nın tutumu konusunda ayrıntıya girmekten kaçınan Kouchner ise sadece, "Türkiye'nin müzakere sürecini durduran ülke Fransa olmayacak" mesajı verdi.

Basın toplantısında Fransız Bakan'a ülkesinin İran'a karşı tutumu da soruldu. Kouchner bu soruya da, Fransa'nın İran konusundaki pozisyonunu sertleştirmediğini söyleyerek yanıt verdi. İran'ın "saygı duyulan çok büyük bir ülke" olduğunu vurgulayan Kouchner, "bu büyük ülkenin uluslararası anlaşma ve kurallara uyması gerekir" dedi.

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ile görüşmesinin son derece yapıcı ve verimli geçtiğini ve bu şekilde gelecekteki görüşmeler için çok iyi bir temelin atılmış olduğunu belirten Fransa Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Bernard Kouchner, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından Türkiye'den ayrılıyor.

"İktidar olmanın sorumluluğu"

Peki Paris’in Türkiye’ye yönelik değişen tutumu ve Kouchner’in ziyaretiyle neler hedeflendiğini konusunda uzmanlar ne diyor?

MİT eski Müşteşarı ve Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Sönmez Köksal, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye’ye yönelik sert yaklaşımını yumuşatmaya dönük tutumunu “İktidar olmanın yarattığı bir sorumluluk var” sözleriyle açıkladı.

Milliyet gazetesi köşe yazarı Semih İdiz ise Fransa’nın Türkiye ile diyalog arayışını şöyle değerlendirdi: “Bir makamı kişi belirlemez. Makamın gerçekleri fakat o kişinin görüşlerini belirleyebilir. Tahmin ediyorum cumhurbaşkanlığına geldikten sonra Sarkozy sadece Türkiye konusuna değil bir çok konuya çok farklı perspektiflerden bakması gerektiğini anladı. Ve şimdi de o yönde yavaş yavaş adımlar atıyor. Fakat adımların çok büyük olmasını istemiyor çünkü seçmenin önünde verdiği taahütler var.”

Sönmez Köksal, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in Türkiye ziyaretinin ikili ilişkilerin rayına oturtma çabasının bir parçası olarak görüyor. Büyükelçi Köksal iki ülke arasında tarihe dayalı çok önemli ilişkiler bulunduğuna, ancak bu ilişkilerin 2001 yılından itibaren kötüleştiğini hatırlatırken, “bunun her iki ülkenin de yararına olmadığına dikkat çekti. Eski MİT Müşteşarı, Fransa’nın Türkiye’ye dönük yaklaşımındaki değişimde Sarkozy’nin Bush yönetimiyle yakın ilişkilerinin etkili olduğu görüşünde.

Ancak bundan daha etkili olan nedenler bulunduğunu da sözlerine ekleyen Köksal, “2001 öncesi dönemde Fransa Türkiye’de bir numaralı yatırımcıydı. Yavaş yavaş zemin kaybetti Fransa. Ayrıca her iki ülkenin üstlendiği paylaştığı askeri siyasi ve stratejik ortak algılamalar var. Bunlar Türkiye ile Fransayı yakınlaştıran unsurlardır. Bunların gözardı edilmesi her iki ülkenin de çıkarına sonuç vermedi geçtiğimiz dönemde” diye konuştu.

Akil Adamlar tartışması

Peki Türkiye ile Fransa arasında yeniden oluşturulmaya çalışılan diyalog süreci Sarkozy’nin Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine dönük önleyici tutumunda değişikliğe gitmesini sağlar mı? Sarkozy’nin önerisiyle oluşturulacak olan ve Avrupa Birliği’nin sınırlarını tartışacak olan Akil Adımlar Komitesi’nde nasıl bir süreç yaşanacağı merak konusu.

Dış politika yazarı Semih İdiz’e göre çıkacak sonuç oluşturulacak komitede yer alacak isimlere bağlı: ”Akil adamlar gerçekten akil olacaklarsa ve Avrupa’nın sınırları konusunda gerçekten de akil bir yaklaşım getireceklerse bunun illa da Sarkozy veya Almanya Başbakanı Angela Merkel’in istedikleri şekilde bir sonuçla ortaya çıkacaklarına dair bir garanti yok.”

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik