1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Lübnan krizi Arap Birliği'ni böldü

30 Mart 2008

Arap Birliği'nin 20. zirvesinde Arap ülkeleri arasındaki bölünme iyice açığa çıktı. Zirveye 22 üye ülkeden sadece 11 devlet ve hükümet başkanı katıldı. Lübnan toplantıyı boykot etti.

Arap Birliği temsilcileri karşılıklı otursa da aralarındaki uçurum derinleşiyor
Arap Birliği temsilcileri karşılıklı otursa da aralarındaki uçurum derinleşiyorFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Arap ülkeleri arasındaki derin uçurum, Şam zirvesi ile iyice açığa çıktı. Gözlemcilere göre uçurum, Amerika Birleşik Devletlerinin yakın müttefikleri ile Washington'ın Orta Doğu politikasını bölgedeki tüm olumsuzlukların nedeni olarak görenler ve bunu yüksek sesle söyleyenler arasında. Washington'ın yanında olanlar arasında Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Irak ve Lübnan öne çıkıyor. Nitekim bu ülkelerin devlet ya da hükümet başkanları Şam'a gitmedi. Lübnan toplantıyı tamamen boykot etti, diğerleri sadece temsilci göndermekle yetindi. Uçurumun öte yanında olanlar ise başta Arap Zirvesi'ne ev sahipliği yapan Suriye ve yakın müttefiki İran olmak üzere Libya ve Sudan sayılabilir.

Suriye Devlet Başkanı Esad'ın Lübnan'a yardım çağrısı inandırıcı bulunmadıFotoğraf: AP

İsrail'e barış önerisi yinelendi

Zirve öncesinde üzerinde anlaşıldığı ilan edilen konu İsrail ile barıştı. Ancak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın toplantı sırasındaki açıklamaları ya da Filistin lideri Mahmud Abbas'ın çağrıları, barış çağrısının da ne kadar anlamsız olduğunu ortaya koydu. Beşar Esad İsrail konusunda, "güvenliğin ancak barış ile mümkün olacağını, bunun için de İsrail'in işgal ettiği tüm bölgelerden çekilmesi gerektiğini" söyledi. Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'da halkının İsrail saldırılarından korunması için bölgeye uluslararası ve Arap birliklerinin gönderilmesini talep etti.

Lübnan'a mesaj yeterli olmadı

"Anlaşıyoruz" denilen konu ile ilgili mesajlar böyleyken, krizin odağındaki Lübnan konusunda uçurum daha da büyüktü. Zirveye ev sahipliği yapan Suriye'nin Devlet Başkanı Beşar Esad, toplantının açılışında Lübnan'daki krizin çözülmesi için yardımcı olmak istediklerini, Lübnan'ın bağımsızlığı ve hakimiyetinin korunmasına büyük önem verdiklerini söyledi. Ancak başta Lübnan ve Suudi Arabistan olmak üzere, bir çok üye ülke Suriye'nin bu konuda samimi olduğuna inanmıyor. Suudi Arabistan, Lübnan konusunda özel oturum yapılmasını istiyor.

Bölünmenin temelinde Lübnan'daki yönetim krizi yatıyor. Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora'ya göre Suriye, komşu ülkede devlet başkanı seçilmesini engelliyor. Kuşkusuz bunu destek verdiği Hizbullah aracılığıyla yapıyor. Zirve sonunda yayınlanan Şam Deklerasyonunda Lübnan'da devlet başkanı adayı olarak Genelkurmay Başkanı Mişel Süleyman'a destek verildiği bir kez daha vurgulandı. Lübnan hükümeti ve muhalefet, Süleyman'ın adaylığını kabul etmiş, ancak seçim süreci muhalefetin yeni kabinede veto yetkisi istemesi yüzünden tıkanmıştı.

Suriye, zirvenin Arap ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için kullanılmasını istese de başarılı olamadı. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa üye ülkeler arasındaki acı veren bölünmenin Arap halkı tarafından anlaşılmadığını belirtti. Son aylarda üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesi için oldukça çok çaba harcayan Amr Musa, Arap Birliği'nin bu sorunu aşmak için yılda iki zirve yapmasını önerdi. Şam zirvesi öncesinde Orta Doğu uzmanları, Lübnan krizi çözülmezse Arap Birliği'nin dağılabileceği uyarısı bile yapmıştı.

Libya lideri kaddafi Arap ülkelerini Afrika Birliği'ne çağırdıFotoğraf: AP

Libya lideri Muhammed Kaddafi'nin buna karşı bir önerisi vardı: Kaddafi Arap ülkelerini, kurucusu olduğu Afrika Birliği'ne katılmaya çağırdı. Libya Devrim Lideri Afrika Birliği'nin coğrafi olarak kıtada bulunmayan ülkeleri bile kucaklayacağını söyledi.

Bölünmüşlük ülkeler için de söz konusu

Hükümet ve muhalefetin birbirine düşmanca tavır içinde olduğu tek Arap ülkesi Lübnan değil. Filistinliler arasındaki politik bölünme henüz kurulmayan ülkenin bile coğrafi olarak bölünmesine yol açtı. Radikal Hamas grubu ile Mahmud Abbas'ın başkanı olduğu El Fetih grubu bir türlü biraraya gelemiyor. Benzeri şekilde Irak'ta da Şiiler birbirleri ile savaşacak kadar bölünmüş durumda.

Zirve katılımcıları, Yemen'in Filistinlilerin bölünmüşlüğünün aşılması için yaptığı girişimi desteklediklerini bildirdiler. Ama Irak delegesini Şii'lerin bölünmüşlüğünün aşılması konusunda ikna etmek mümkün olmadı. Irak Dışişleri Bakan Yardımcısı, Şam Deklerasyonunu terör yeterince kınanmadığı gerekçesi ile imzalamadı.

Şam toplantısında en çok tartışılan kavramlar "meşru ulusal mücadele", "direniş" ve "terör" oldu. Arap ülkeleri terör konusunda sadece bu kavramın İslamla birlikte anılması konusunda görüş birliği içindeydi. Şam Deklerasyonu'nda, "terörün lanetlendiği, ancak terörizmin İslam ya da genelde Araplarla birlikte anılmasına karşı olunduğu" vurgulandı.