1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Lübnan’da siyasi kriz

Peter Philipp 21 Kasım 2007

Lübnan’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri dördüncü kez ertelendi. Siyasi partilerin ortak bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde anlaşamamasının ülkedeki siyasi krizi daha da derinleştirmesi bekleniyor.

Görev süresi dolan Lübnan Cumhurbaşkanı Lahud’un halefi belirlenemiyor.
Görev süresi dolan Lübnan Cumhurbaşkanı Lahud’un halefi belirlenemiyor.Fotoğraf: AP

Lübnan’da Suriye yanlısı Devlet Başkanı Emil Lahud’un görev süresi 24 Kasım’da sona eriyor. Cumhurbaşkanı Lahud’un görev süresinin tamamlanması öncesinde, şayet meclis herhangi bir isim üzerinde anlaşamazsa, o zaman hükümetin belirlediği bir cumhurbaşkanı göreve gelecek. Bu durumda hükümetle muhalefet arasındaki uçurumun daha da derinleşip, ülkede görüş ayrılıklarından kaynaklanan şiddet eylemlerinin artmasından endişe duyuluyor.


İktidar paylaşımı

Lübnan’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir türlü yapılamamasının nedeni, hükümet ve muhalefet arasındaki görüş ayrılıkları. Meclis’te cumhurbaşkanının seçilmesi için oylamaya katılanların üçte ikisinin oyu gerektiği için tarafların bir aday üzerinde uzlaşması gerekiyor. Lübnan'daki iktidar paylaşımı sistemine göre devlet başkanının bir Maruni olması gerekiyor. Siyasi kaynaklar, iktidardaki koalisyonunun milletvekili Robert Ghanem'i, muhalefetinse eski bakanlardan Mişel Edde'yi desteklediklerini söylüyor.


Suriye’nin baskısı etkili oldu

Lübnan’ın şimdiki Cumhurbaşkanı Emil Lahud’un görev süresi 2004 sonbaharında sona eriyordu. Ancak Suriye’nin baskısı karşısında meclis anayasa değişikliğine gitti ve cumhurbaşkanı Lahud’un görev süresini üç yıl daha uzattı. Bu üç yıl içinde Suriye askerleri Lübnan topraklarından çekildi ve Beyrut önemli iç politik gelişmelere sahne oldu.

Batı yanlısı ittifak

2005 yılı Şubat’ında Suriye karşıtı eski Başbakan Refik Hariri'nin öldürülmesinden sonra, Hristiyan, Sünni ve Dürzilerin oluşturduğu batı yanlısı “14 Mart Hareketi” olarak bilinen ittifak, başbakan Fuad Sinyora’ya Ortadoğu’dan kaynaklanan baskıların aşılmasına destek verdi. Zira Lübnan yıllar boyunca İsrail, İran ve Suriye’den kaynaklanan baskılarla karşı karşıya kaldı. Lübnan’da siyasi istikrarsızlık dışardan gelen baskıların yanı sıra içeride baş gösteren anlaşmazlıklarla daha da belirgin hale geldi.

Savaş Sinyora hükümetini zayıflattı

Lübnan'da son siyasi kriz 2006 Temmuz ayında yaşanan İsrail savaşının ardından başladı. Savaş sonunda Başbakan Fuad Sinyora hükümeti iyice zayıflarken, İsrail'e karşı direnişi gerçekleştiren Şii Hizbullah örgütü güçlendi. Hizbullah hareketi askeri alandaki gücünü siyasete de taşımak istedi ve Şii Emel Partisiyle bir ittifak kurdu. Bu ittifaka Suriye'nin Lübnan'dan çekilmesinin ardından Beyrut'a dönen eski general ve Hıristiyan Maruni lider Michael Aoun da katıldı. Hizbullah önderliğindeki bu ittifak yaklaşık bir yıldır mecliste 128 sandalyeye sahip, Suriye karşıtı Fuad Sinyora yönetimini zayıflatmaya çalışıyor.

Yönetim kan kaybediyor

Muhalefet önce hükümetteki bakanlarını çekti ve yeni kurulacak hükümette bakanlar kurulunun üçte birinden fazlasını istedi. Amaç Hizbullah'ın kontrolü dışında bir kararın bakanlar kurulundan geçmesini önlemekti. Fuad Sinyora hükümetiyse, şimdiye kadar bu baskılara direnebildi ancak meclisteki sandalye sayısındaki azalmanın önüne geçemedi. Zira Suriye karşıtı yönetim hem istifalar hem de meclisteki vekillerinin öldürülmesiyle de kan kaybediyor. Hükümet 2005 yılından bu yana 8 Suriye karşıtı politikacı ve yandaşını çeşitli saldırı ve suikastlarda kaybetti. Son saldırı bu yılın eylül ayında meydana geldi.

Siyasi cinayetler

Görev süresi önümüzdeki günlerde dolacak olan Cumhurbaşkanı Emile Lahud da, Lübnan’daki siyasi cinayetlere şüpheyle yaklaşanlardan. Zira Lahud, yaptığı açıklamada; “ Ne zaman Beyrut’ta ileriye dönük başarılı adımlar atılmak istense bu tür siyasi cinayetler meydana geliyor, ülkede normal bir düzene geçiş bu sayede engelleniyor. Eylül ayından beri bu tür cinayetlere yenileri eklenmedi ancak ülkede o zamandan bugüne herhangi bir ilerleme de kaydedilemedi “ demişti.