Leman soruşturmasının dayanağı TCK 216 ne diyor?
1 Temmuz 2025
"Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216'ıncı maddesi, Leman dergisinde yayımlanan Muhammed Peygamber çizimi sonrası başlatılan soruşturmayla birlikte yeniden gündemde.
Leman dergisinin bir sayfasında yer alan ve Muhammed Peygamber'i çağrıştırdığı düşünülen karikatür hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma başlattı. Başsavcılık açıklamasında, soruşturmanın Türk Ceza Kanunu'nun 216'ıncı maddesi uyarınca yürütüldüğü ve dört kişi hakkında gözaltı kararı verildiği bildirildi. Ancak açıklamada yasanın hangi fıkrasının uygulandığına dair net bir bilgi yer almadı.
TCK 216, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, halkın bir kesimini aşağılama ya da dini değerleri alenen aşağılama suçlarını düzenliyor. Ancak hukukçular, maddenin gerekçesinin çoğu zaman göz ardı edildiğini ve cezai yaptırım uygulanabilmesi için açık kriterler bulunduğunu vurguluyor.
TCK 216'nın gerekçesine göre, bir ifadenin suç teşkil edebilmesi için yalnızca eleştirel ya da rahatsız edici olması yeterli değil. İfade, halkın bir kesimini diğerine karşı şiddet içeren ya da şiddeti teşvik eden bir biçimde kin ve düşmanlığa yönlendirmeli ve bunun kamu güvenliğini ya da kamu barışını tehdit eden somut bir tehlike yaratması gerekiyor.
Dergideki karikatürün "açık bir provokasyon" olduğunu savunan hukukçular da var. Hükümete yakınlığıyla bilinen A Haber'e konuşan Avukat Hadi Dündar, hatta yasada öngörülen cezanın az olduğunu düşünüyor. Dündar açıklamasında "TCK 216'nın 3.bendine baktığımızda 'dini alenen aşağılayan' kişi 6 aydan 1 yıla kadar bir ceza öngörülmüş. O kadar komik bir ceza ki tutuklama yasağı olan bir suçtan bahsediyoruz" ifadelerini kullandı.
AİHM: Rahatsız edici olsa da ifade özgürlüğü kapsamında
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise TCK 216 benzeri suçlarla ilgili verdiği kararlarda ifade özgürlüğüyle kamu düzeni arasındaki sınırın dikkatle gözetilmesi gerektiğini vurguluyor. Mahkeme'ye göre, cezai yaptırım ancak bir ifadenin şiddeti teşvik etmesi, kamu düzenini doğrudan tehdit etmesi ya da anlık tehlike yaratması hâlinde meşru görülebilir.
Bu çerçevede AİHM'nin verdiği Tatlav / Türkiye kararında, "Kuran ve Din" adlı kitabında dinleri eleştiren ifadeleri nedeniyle mahkûm edilen yazar Erdoğan Aydın Tatlav'ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedildi.
Mahkeme, söz konusu ifadelerin dini sembollere doğrudan saldırı içermediği, inananları hedef alan hakaretamiz bir ton taşımadığı ve sosyopolitik bir eleştiri sınırında kaldığı değerlendirmesini yaptı. Kararda, inananların rahatsız olmuş olabileceği belirtilse de, bunun ifade özgürlüğünü sınırlandırmak için yeterli olmadığı vurgulandı.
AYM ve Yargıtay içtihatlarında da benzer vurgu
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) daha önce verdiği kararlar, özellikle sanatsal ifade ve yayıncılık alanında devlet müdahalesinin ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Benzer şekilde Yargıtay da TCK 216 kapsamındaki yargılamalarda, nefret söylemi, şiddet çağrısı ya da toplumun bir kesimini açıkça hedef gösterme gibi unsurların varlığını arıyor. Aksi durumda sadece fikir beyanı niteliği taşıyan içeriklerin cezalandırılmasının, anayasal güvence altındaki ifade özgürlüğünü ihlal edeceği ifade ediliyor.