Lionel Messi'nin Katar'daki çalkantılı Dünya Kupası finalinde en etkileyici sahnesi, ne takım arkadaşlarını umut verici bir şekilde rakip sahaya gönderen güzel bir numarası, ne bir gol, ne de tek dokunuşla attığı bir pastı.

İlk yarının ortalarında, ufak tefek cüssesiyle bu hücum oyuncusu, aslında hiç şansı olmamasına rağmen, kendisinden 15 santimetre daha uzun olan Fransız rakibi Theo Hernandez ile bir kafa topu düellosuna girişti. Messi'nin topa ulaşma şansı yoktu. Sonunda kafası rakibinin omzuna canını acıtacak bir şiddette çarptı. Öyle ki bu yüzden kısa bir süre sağlık ekiplerinin müdahalesi gerekti. Acı verse bile saf irade ve yüzde yüz bağlılık.

Kötü, saygısız - Bir lider

Lionel Messi'yi bu Dünya Kupası'nda olduğu kadar hiç kimse böyle görmedi. Gerçi bu ufak tefek hücum oyuncusu her zaman topla oynayan, kurnaz, golcü ve teknik olarak olağanüstü olmayı başarmıştı.

Finalden sonra haklı olarak turnuvanın en iyi oyuncusu olarak onurlandırıldı.

Ancak Messi'nin Katar'daki Dünya Kupası'nda defalarca ortaya koyduğu gerçek liderlik nitelikleri şimdiye dek bilinmiyordu.

"Albiceleste" (Arjantin milli futbol takımı) Dünya Kupası boyunca oynadığı 7 maçta tam 6 penaltı atışı gerçekleştirdi. Penaltı atışlarında Messi her zaman öne çıktı ve Polonyalılara karşı kaçırdığı atış dışında hepsini gole çevirdi. Finalde de penaltı atışlarında ilk topa vuran oyuncu olarak görevini başarıyla yerine getirdi.

10 numaralı formayı giyen Messi liderliğini sadece sahada değil, saha dışında da konuşturmasını bildi. Hollandalı forvet Wout Weghorst, çeyrek finalin ardından röportaj vermek üzere hazır bekleyen Messi'nin yanında dikildiğinde ona ateş püskürerek, "Neye bakıyorsun, seni aptal?" diye bağırdı.

Kimsenin sevmek zorunda olmadığı, hatta bazılarının gözünde haksız ve saygısız bir Messi, aynı zamanda da bu hareketiyle takım arkadaşlarının özgüvenini artıran ve Arjantin'deki taraftarları heyecanlandıran kötü bir Messi.

Bir moda zinciri bu sloganı hemen benimsedi ve üzerinde "Qué mira, Bobo?" (Neye bakıyorsun, seni aptal?)  yazan tişörtler üretti.

Maradona'nın gölgesinden çıkış

Messi kişisel olarak olgunlaştı, utangaç, bazen neredeyse basit bir oyuncudan, hiçbir şeyin korkutamayacağı, aşırı yetenekli bir futbolcudan daha fazlası olan gerçek bir kişiliğe dönüştü.

Messi'nin de birkaç kez vurguladığı gibi Katar'daki Dünya Kupası onun bu kategorideki son maçıydı ve bundan daha iyi bir sonuç olamazdı. Messi, Katar'da şampiyonluğu kazanarak hem kendisi hem de tüm Arjantin için uzun zamandır özlenen bir hayali gerçekleştirdi ve kariyeri boyunca herkesin ondan beklediğini nihayetinde yerine getirdi.

Messi, Katar'daki performansı ve elinde tuttuğu altın kupa ile Arjantin'in futbol ikonu Diego Maradona'nın gölgesinden de taşmayı başardı ve Dünya Kupası tarihindeki diğer kahramanların arasına katıldı. Lionel Messi, "sadece" 169 santimetre boyunda olsa bile artık nihayet dünyanın en iyi futbolcularından biri.