Loizidou davasında Ankara soğukkanlı
13 Kasım 2003Avrupa Konseyi’nin, Loizidou davasında 1 milyon dolarlık tazminatı 19 Kasım’a kadar ödememesi halinde Türkiye’ye karşı her türlü önlemin alınacağı uyarısında bulunması Ankara’nın gündemini bir anda değiştirdi. Avrupa Konseyi’nde Türk parlamenterlerin oy hakkının elinden alınmasına kadar varabilecek bir yaptırımla karşı karşıya gelen Ankara zor durumda kaldı.
Girne’de kendisine ait arazilerin işgal edildiğini belirterek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran Rum Titiana Loizidou’ya bu tazminatın ödenmesi konusunda Ankara hazır olduğunu daha önce bildirmiş, ancak ardı ardına gelecek başvuruların emsal teşkil etmemesini istemişti. Ne var ki, bugüne dek yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamamıştı.
Gül soğukkanlı
Avrupa Konseyi’nin 19 Kasım için nihai tarih belirtmesi ve bu süre sonuna kadar tazminatın ödenmemesi halinde yaptırımlara başvurulacağına ilişkin son açıklaması, Erdoğan hükümetini ciddi bir yol ayrımına getirdi. Tazminatın ödenmesi halinde Türk askerinin Kıbrıs’ta işgalci olduğunun belgeleneceği, ayrıca, tazminat davalarının on milyonlarca dolara ulaşabilecek şekilde çoğalabileceğinden ciddi biçimde kaygı duyulmaya başlandı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise kaygıların aksine daha soğukkanlı bir yaklaşımda bulundu. İnsan Hakları Üst Kurulu toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Gül, Loizidu davasında Türkiye’nin önemli adımlar attığını belirterek, ”Mahkemenin aldığı bu dördüncü ara karardır. Görüşmeler devam edecektir" dedi.
"Avrupa rezil olur"
Hükümet bundan sonra sorunun görüşmeler yoluyla çözülmesi gerektiği mesajını verirken, bazı çevreler tazminatın kesinlikle ödenmemesi gerektiğini dile getiriyorlar. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş’ın Danışmanı, eski Dışişleri Bakanı Prof. Mümtaz Soysal, DW’ye yaptığı değerlendirmede, Loizidu davasının son derece saçma olduğunu söyledi. Bu davada Türkiye’nin diretmesi halinde uluslararası camiada Avrupa’yı rezil edebileceğini savunan Soysal şöyle dedi:
"Türkiye tazminat ödemeyi kabul etti. Ancak Avrupa Konseyi’nden mahkemenin başka davalara emsal teşkil etmemesi için değişik bir karar almasını istedi. Avrupa Konseyi de ‘evet, biz mahkemeyi ikna ederiz’ dedi. Ancak, verdiği sözü yerine getirmedi. Şimdi yaptırımlardan söz ediyorlar. Konsey Türkiye’yi ihraç edemez, böyle bir karar da alamaz. Cunta zamanında bile Yunanistan’ı ihraç edemedi.”