1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çocuklara yardım çağrısı

13 Aralık 2012

Savaştan en kötü etkilenenler çocuklar. Uluslararası yardım örgütleri, Türkiye ve Ürdün’deki mülteci kamplarında bulunan Suriyeli çocuklara yardım için, tüm dünyaya destek çağrısında bulunuyor.

Fotoğraf: Moritz Wohlrab, Aktion Deutschland hilft

Yazın 40 derece sıcaklıkta temiz içme suyu bulmakta zorluk çeken Suriyeli mülteciler, Ürdün ve Türkiye’deki mülteci kamplarında şimdi de soğuk kış şartlarıyla mücadele ediyor. Türk Kızılayı, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman ve Kilis’teki kamplarda kalan Suriyeliler için kış hazırlıklarının tamamlanmak üzere olduğunu duyurdu. Söz konusu bölgelerdeki çadırlarda kalan yaklaşık 130 bin Suriyelinin kışın soğuktan etkilenmemeleri için tüm çadırların üzerinin brandalarla yalıtıldığını, çadırların kurulduğu zeminlerde iyileştirme çalışmalarının yapıldığını belirten Türk Kızılayı, yedek elektrikli ısıtıcı ve battaniye dağıtımlarına da devam ettiğini kaydetti. Açıklamada, çadırkentlerdeki Suriyeli çocuklara eğitim ve kreş imkanı sağlandığı da belirtildi.

Çölde bastıran kış

Ürdün'deki mülteci kamplarında ise durum bu kadar parlak değil. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden (UNHCR) Andrew Harper, Ürdün’deki mültecilerin kışa dayanıklı çadır, ısıtılabilir prefabrik ev ve sobaya ihtiyaç duyduğunu kaydediyor. Harper, ancak bu ihtiyaçları karşılayacak paranın eksik olduğunu vurguluyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, mültecilerin talep ettiği ihtiyaçların ancak yarısını karşılayabilmiş durumda.

Mülteci kamplarının bulunduğu bölgelerde kış, ülke ortalamasına nazaran hayli sert geçiyor. Yağmur mevsimi başladı, gece sıcaklık sıfır dereceye kadar düşüyor. Yardım örgütleri, yazlık çadırların yağmurlara dayanmadığını, çoğunun sular altında kaldığını belirtiyor. Mülteciler, ıslak yataklar üzerinde geceyi geçirmek zorunda kalıyor.

Ürdün’ün Suriye sınırındaki çölde bulunan Zahteri mülteci kampında görevli Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği temsilcisi Ron Redmond, şunları kaydediyor: "Ürdün yönetimi, yardımlar konusunda kapasitesinin sınırlarına dayanmış durumda. O nedenle tüm dünyaya sesleniyoruz: Komşu ülkeleri, Suriyeli mülteci sorunu ile tek başına bırakmayınız. Ürdün, ayrıca Irak’tan da yüzbinlerce mülteci kabul etti. Tüm dünya, buradakilerle bir dayanışma sergilemeli."

Kamptaki yatak ve yorganlar yaz için düşünülmüş. Yine de mülteciler arasında yazlık yorganı bile olmayanlar var. Yardım örgütü görevlileri, bu durumu, kimsenin Suriye’deki savaşın bu kadar uzun süreceğini tahmin etmediğini söylüyerek açıklıyor.

Ürdün’de Zaatari mülteci kampında yaklaşık 45 bin Suriyeli bulunuyor. Bunların dörtte üçünü kadın ve çocuklar oluşturuyor. Bu mültecilere her gün yaklaşık 600 ile bin arasında yenileri ekleniyor.

Sürgün hükümet arayışı

01:36

This browser does not support the video element.

Andrew HarperFotoğraf: Doris Bulau
Thomas SchwarzFotoğraf: CARE



Çocukların atlatmaya çalıştığı travmalar

Okuduğu liseyi bırakıp mülteci kampına kaçmak zorunda kalan Nida, durumunu şöyle anlatıyor:"Havalar çok sinir bozuyor. Burada oturup konuşmaktan başka bir şey yapmamak da öyle. En iyi arkadaşım tıpkı Esad gibi Alevi. Ama o şimdi Alevilerin kalesi sayılan Lazkiye’de kaldı, bense burada mülteci kampındayım. Ve elim kolum bağlı. Tam 12 yıl, liseyi iyi bir dereceyle bitirmek için uğraştım. Şimdi 'Her şey boşuna mıydı?' diye düşünüyorum. Oysa ben okuyup doktor olmak istiyordum."

Uluslararası yardım örgütü CARE çalışanlarından Thomas Schwarz, bu kamplardaki çocuk ve gençlerle ilgilenmenin önemine dikkat çekiyor. Schwarz’a göre bu çocukların çoğu, yaşadıkları korkunç travmaları geride bırakmaya çalışıyor. Schwarz "Burada tecavüze uğramış kız çocukları var. Onlarla ilgilenmeye çalışıyoruz. Korkunç şeyler yaşamışlar. Ama bunların da ötesinde evlerinden uzakta olmak, savaşın insanlar üzerinde bıraktığı etki, çok zor telafi edilir şeyler. Burada olağanüstü cezalandırma yöntemlerine tanık olan, başkalarının kafasına kurşun sıkılarak, gözlerinin önünde nasıl öldürüldüklerini gören, genç insanlar var. Bunlardan çok daha kötü hikâyeleri de duyduk. O nedenle bu çocuklarla ilgilenmek gerekiyor. Onlara bu travmayı atlatmaları için birileriinn yol göstermesi şart" diye konuşuyor.

Ancak bu çocukların umutlarını, hâlihazırda hiçbir diplomatik çaba karşılayamıyor. Ne Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın Suriyeli diplomatları sınırdışı etmesi ne de 100’den fazla ülkenin Suriye Ulusal Koalisyonu’nu, Suriye halkının tek "meşru temsilcisi" olarak resmen tanıması...

© Deutsche Welle Türkçe

Ulrich Leidholdt/ Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik