Müslümanlardan ortak çağrı
12 Aralık 2012Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi (KRM), aşırı sağcı ''Nasyonal Sosyalist Yeraltı'' terör hücresinin cinayetleri hakkında hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı.
NSU cinayetleri soruşturmasındaki aksaklıkları eleştiren İslamî kuruluşlar, Almanya'da artan İslam karşıtlığı konusunda kaygılarını ifade ederken, hükümetten taleplerini 15 maddede sıraladı.
Almanya'daki büyük Müslüman derneklerinin çatı kuruluşu olan KRM, Neonazi cinayetlerinde güvenlik birimlerinin ihmallerinin ve hatalarının ortaya çıkarılmasını, sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep ederken, NSU ile güvenlik birimleri veya muhbirler arasındaki bağlantıların aydınlatılmasını, bugüne kadar faili bulunamayan saldırıların dosyalarının yeniden açılmasını istedi.
Güvenlik birimlerinin yıllarca Müslüman grupları mercek altına aldığını ancak aşırı sağcı terör ve şiddetin üzerine gidilmediği eleştirisini yapan Müslüman kuruluşların temsilcileri, toplumda yükselen İslam karşıtlığı tehlikesine dikkat çekerken, bu alanda da bazı taleplerde bulundu.
‘İslamcı kavramından vazgeçilsin'
52 sayfalık raporda, güvenlik birimlerinin özellikle Müslümanları hedef alan şiddet olayları hakkında ayrı istatistik tutmaları istenirken, kamuoyunda tüm Müslümanları zan altında bırakan, güvenlik birimlerinin ve siyasetçilerin şiddet olaylarıyla birlikte kullandıkları “İslamcılık”, “İslamcı” gibi kavramların terk edilmesi talep edildi.
Müslüman kuruluşlar ayrıca, Alman İslam Konferansı'nın bundan sonraki önceliğinin İslamofobi ile mücadele olması gerektiğini kaydettiler.
Talepler listesinde, gençlerin aşırı sağ konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla, NSU terörünün de ders kitaplarında işlenmesi önerisi de bulunuyor.
‘Karanlık cinayetler, güveni sarstı'
İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) sözcüsü Erol Pürlü, NSU'nun ortaya çıkmasından sonra cinayetlerin aydınlatılması konusunda büyük başarılar elde edilmediğini, soruşturmada yaşanan aksaklıkların güvenlik birimlerine olan güveni sarstığını belirtti.
Bu güvenin yeniden kazanılması için cinayetlerin tümüyle aydınlatılması gerektiğine dikkati çeken Pürlü, ''Müslümanlar için güvenlik çok önemlidir. Almanya'daki Müslümanların güvenliği toplumun güvenliğidir'' ifadesini kullandı.
Ön yargıların toplumun ortasına yerleştiğini belirten Pürlü, yapılan abartılı güvenlik tartışmalarının bu ön yargıları körüklediğini, bunun Avrupa genelinde görüldüğünü kaydetti.
‘Bizim 11 Eylül'ümüz'
Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Başkanı Ayman Mazyek, aşırı sağcı ve ırkçı saldırılarda son 10 yılda 148 kişinin öldürüldüğüne dikkati çekerken, ''Bizim 11 Eylülümüz Almanya'daki NSU terörüdür'' dedi.
Politikacıların aşırı sağa cesurca karşı çıkması gerektiğini belirten Mazyek, bu mücadelenin aktif bir şekilde Müslümanlarla birlikte yapılmasının önemine işaret etti.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) temsilcisi Bekir Alboğa da NSU cinayetlerinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hâlâ yeterli duyarlılığın gösterilmediğini, bu yüzden konuyu bir kez daha kamuoyunda dile getirmek istediklerini kaydetti.
NSU cinayetleri ve İslam düşmanlığı konusunda somut bilgileri derlediklerini ifade eden Alboğa, ''Neler yapılması gerektiğini, teklif ve taleplerimizi sıraladık. Bugüne kadar Müslüman ve İslam düşmanlığından bahsedilmedi. Olay sadece adli ve aşırı sağcı suç olarak görüldü'' eleştirisinde bulundu.
Konunun kamuoyunda yanlış anlaşılmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirten Alboğa, kamu dairelerinde ırkçı düşüncelere sahip olanların işine son verilmesini önerisini dile getirdi. Almanya'daki İslam düşmanlığı yapan internet sayfalarına dikkati çeken Alboğa, bunların güvenlik birimleri tarafından takip edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi (KRM), ülkedeki büyük dört İslamî kuruluşu bir araya getiriyor. KRM çatısı altında Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) , Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) ve Almanya İslam Konseyi (IRD) temsil ediliyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Ayhan Şimşek (DW/dapd/AA)
Editör: Murat Çelikkafa