Weser Nehri boyunca uzanan Bremen, Grimm Kardeşlerin bir masalıyla tanınıyor.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Reklam
Mızıkacıların şehri Bremen
Bremen, Almanya’nın en küçük eyaleti. Weser Nehri boyunca uzanan bu şehrin gelişmesinde ticaretin önemi büyük.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Nehir kenarındaki şehir
Bremen’deki yaşamda nehir büyük rol oynuyor. Eskiden nehir boyunu ticaret gemileri doldururken, günümüzde Bremenliler sahil şeridinde yürüyüş yaparak boş zamanlarını değerlendiriyor. Önceden depo olarak kullanılan binalar artık bar ya da restoran olarak hizmet veriyor.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
UNESCO listesindeki belediye
Kentin belediye binası 15'inci yüzyılın başlarında kent sakinleri tarafından inşa edilmişti. Kent halkı günümüzde de şehri hem kültürel hem de sosyal açıdan desteklemeye devam ediyor. Bremen’deki belediye binası UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Roland burada durduğu sürece
"Roland" isimli şövalye heykeli de 2004 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dâhil edildi. Bu yıl 609'uncu yaşını kutlayan "Roland" heykelinin şehirde ayrı bir yeri var. Efsaneye göre, heykel orada durup nöbet tuttuğu sürece, şehir özgür ve bağımsız kalacak.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Unutulan kilise
Belediye binasının yanında 90 metrelik kuleleriyle St. Petri Katedrali yükseliyor. Gotik mimarinin bir eseri olan kilise 16 ve 17'inci yüzyıllarda siyasi ve dini sebeplerden dolayı onlarca yıl kapalı kaldı ve çöktü. 19'uncu yüzyılın sonunda ise katedral yeniden inşa edildi.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Bremen Mızıkacıları
Şehrin en tanınmışları şüphesiz onlar. Eşek, köpek, kedi ve horoz Grimm Kardeşlerin bir masalında yaşlı oldukları ve güçten düştükleri için terk edilirler. Müzisyen olmak için Bremen şehrine gelen bu dört hayvan, hırsızlara hadlerini bildirirler. Gerhard Marcks imzalı heykel 1953 yılından beri belediye binasının yanında.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Hem esnaf hem kurucu
Böttcher caddesinin küçük dükkânları, müzeleri ve restoranları şehri ziyaret edenleri cezbediyor. Bremen’in adını çekici kılan bir diğer isim ise kahve tüccarı Ludwig Roselius. Roselius, Böttcher caddesi 6 numarada, 1906 yılında açtığı dükkânda ilk defa kafeinsiz kahve üretmeye başladı.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Tartışmalı eser
Ludwig Roselius 1920’li yıllarda sanatçı Bernhard Hoerger’i sokağı süslemesi için görevlendirdi. 1936 tarihli altın kaplama eser, sokağın girişini süslerken tartışmaları da sürüyor. Çünkü sanatçının eserinde Adolf Hitler’e olan hayranlığını yansıttığı düşünülüyor.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Büyüleyici mimari
Sokakta bulunan tuğla binalar geleneksel ve dışavurumcu mimariyi bir araya getiren mükemmel bir örnek. İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılan birçok yapı, 1950’lerde restore edildi. Sokak 1973’ten bu yana koruma altında.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Ortaçağ cazibesi
Schnoor, Bremen’in en eski mahallelerinden biri. Mahallenin ismi Almanca ip anlamına gelen “Schnur” kelimesinden geliyor. Çünkü bu mahallenin sokaklarında eskiden halat ve urgan üretiliyordu. Nehirde balıkçılık yapanlar ve denizciler Ortaçağ’dan kalma bu mahallede yaşarlardı.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Gözde mahalle
Weser Nehri boyunca uzanan ve “Viertel” adıyla anılan mahalle alternatif barları, ekolojik ürünlerin satıldığı marketleri ve butikleriyle hem gece hem de gündüz sevilen bir buluşma noktası. 1968 yılında Bremen öğrenci protestolarının başladığı ünlü dans kulübü “Lila Eule” de şehrin bu bölgesinde.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Su baskınları
Yaz aylarında Bremenliler Weser Nehri kıyısında sıkça vakit geçiriyorlar. Setler sadece gezintiler için kullanılmıyor. Şehir nehre olan yakınlığından dolayı sık sık su baskını tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Kent sakinleri daha 13'üncü yüzyıldan itibaren taşkınlardan kendilerini korumak için setler inşa etmeye başlamış.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Bremen’deki kumsal
Bremen’in en ünlü kafesi Weser Nehri’ndeki bir adanın ortasında. “Café Sand” adlı restoran ve bira bahçesine feribotla ulaşılabiliyor. Kıyıya çıktıklarında misafirleri kumsal ve tatil atmosferi karşılıyor. Özellikle genç aileler için bu kafe sevilen bir yer.
Bremen’deki yaşamda nehir büyük rol oynuyor. Eskiden nehir boyunu ticaret gemileri doldururken, günümüzde Bremenliler sahil şeridinde yürüyüş yaparak boş zamanlarını değerlendiriyor. Önceden depo olarak kullanılan binalar artık bar ya da restoran olarak hizmet veriyor.
Kentin belediye binası 15'inci yüzyılın başlarında kent sakinleri tarafından inşa edilmişti. Kent halkı günümüzde de şehri hem kültürel hem de sosyal açıdan desteklemeye devam ediyor. Bremen’deki belediye binası UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.
'Roland nöbet tuttuğu sürece…'
"Roland" isimli şövalye heykeli de 2004 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dâhil edildi. Bu yıl 609'uncu yaşını kutlayan şehirde "Roland" heykelinin ayrı bir yeri var. Efsaneye göre, heykel orada durup nöbet tuttuğu sürece, şehir özgür ve bağımsız kalacak.
Belediye binasının yanında 90 metrelik kuleleriyle St. Petri Katedrali yükseliyor. Gotik mimarinin bir eseri olan kilise 16 ve 17'inci yüzyıllarda siyasi ve dini sebeplerden dolayı onlarca yıl kapalı kaldı ve çöktü. 19'uncu yüzyılın sonunda ise katedral yeniden inşa edildi.
Mızıkacıların şehri Bremen
Bremen, Almanya’nın en küçük eyaleti. Weser Nehri boyunca uzanan bu şehrin gelişmesinde ticaretin önemi büyük.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Nehir kenarındaki şehir
Bremen’deki yaşamda nehir büyük rol oynuyor. Eskiden nehir boyunu ticaret gemileri doldururken, günümüzde Bremenliler sahil şeridinde yürüyüş yaparak boş zamanlarını değerlendiriyor. Önceden depo olarak kullanılan binalar artık bar ya da restoran olarak hizmet veriyor.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
UNESCO listesindeki belediye
Kentin belediye binası 15'inci yüzyılın başlarında kent sakinleri tarafından inşa edilmişti. Kent halkı günümüzde de şehri hem kültürel hem de sosyal açıdan desteklemeye devam ediyor. Bremen’deki belediye binası UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Roland burada durduğu sürece
"Roland" isimli şövalye heykeli de 2004 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dâhil edildi. Bu yıl 609'uncu yaşını kutlayan "Roland" heykelinin şehirde ayrı bir yeri var. Efsaneye göre, heykel orada durup nöbet tuttuğu sürece, şehir özgür ve bağımsız kalacak.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Unutulan kilise
Belediye binasının yanında 90 metrelik kuleleriyle St. Petri Katedrali yükseliyor. Gotik mimarinin bir eseri olan kilise 16 ve 17'inci yüzyıllarda siyasi ve dini sebeplerden dolayı onlarca yıl kapalı kaldı ve çöktü. 19'uncu yüzyılın sonunda ise katedral yeniden inşa edildi.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Bremen Mızıkacıları
Şehrin en tanınmışları şüphesiz onlar. Eşek, köpek, kedi ve horoz Grimm Kardeşlerin bir masalında yaşlı oldukları ve güçten düştükleri için terk edilirler. Müzisyen olmak için Bremen şehrine gelen bu dört hayvan, hırsızlara hadlerini bildirirler. Gerhard Marcks imzalı heykel 1953 yılından beri belediye binasının yanında.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Hem esnaf hem kurucu
Böttcher caddesinin küçük dükkânları, müzeleri ve restoranları şehri ziyaret edenleri cezbediyor. Bremen’in adını çekici kılan bir diğer isim ise kahve tüccarı Ludwig Roselius. Roselius, Böttcher caddesi 6 numarada, 1906 yılında açtığı dükkânda ilk defa kafeinsiz kahve üretmeye başladı.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Tartışmalı eser
Ludwig Roselius 1920’li yıllarda sanatçı Bernhard Hoerger’i sokağı süslemesi için görevlendirdi. 1936 tarihli altın kaplama eser, sokağın girişini süslerken tartışmaları da sürüyor. Çünkü sanatçının eserinde Adolf Hitler’e olan hayranlığını yansıttığı düşünülüyor.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Büyüleyici mimari
Sokakta bulunan tuğla binalar geleneksel ve dışavurumcu mimariyi bir araya getiren mükemmel bir örnek. İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılan birçok yapı, 1950’lerde restore edildi. Sokak 1973’ten bu yana koruma altında.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Ortaçağ cazibesi
Schnoor, Bremen’in en eski mahallelerinden biri. Mahallenin ismi Almanca ip anlamına gelen “Schnur” kelimesinden geliyor. Çünkü bu mahallenin sokaklarında eskiden halat ve urgan üretiliyordu. Nehirde balıkçılık yapanlar ve denizciler Ortaçağ’dan kalma bu mahallede yaşarlardı.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Gözde mahalle
Weser Nehri boyunca uzanan ve “Viertel” adıyla anılan mahalle alternatif barları, ekolojik ürünlerin satıldığı marketleri ve butikleriyle hem gece hem de gündüz sevilen bir buluşma noktası. 1968 yılında Bremen öğrenci protestolarının başladığı ünlü dans kulübü “Lila Eule” de şehrin bu bölgesinde.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Su baskınları
Yaz aylarında Bremenliler Weser Nehri kıyısında sıkça vakit geçiriyorlar. Setler sadece gezintiler için kullanılmıyor. Şehir nehre olan yakınlığından dolayı sık sık su baskını tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Kent sakinleri daha 13'üncü yüzyıldan itibaren taşkınlardan kendilerini korumak için setler inşa etmeye başlamış.
Fotoğraf: K. Aldenhoff
Bremen’deki kumsal
Bremen’in en ünlü kafesi Weser Nehri’ndeki bir adanın ortasında. “Café Sand” adlı restoran ve bira bahçesine feribotla ulaşılabiliyor. Kıyıya çıktıklarında misafirleri kumsal ve tatil atmosferi karşılıyor. Özellikle genç aileler için bu kafe sevilen bir yer.
Şehrin en tanınmışları şüphesiz onlar. Eşek, köpek, kedi ve horoz Grimm Kardeşlerin bir masalında yaşlı oldukları ve güçten düştükleri için terk edilirler. Müzisyen olmak için Bremen şehrine gelen bu dört hayvan, hırsızlara hadlerini bildirirler. Gerhard Marcks imzalı heykel 1953 yılından beri belediye binasının yanında.
Böttcher caddesinin küçük dükkânları, müzeleri ve restoranları şehri ziyaret edenleri cezbediyor. Bremen’in adını çekici kılan bir diğer isim ise kahve tüccarı Ludwig Roselius. Roselius, Böttcher caddesi 6 numarada, 1906 yılında açtığı dükkânda ilk defa kafeinsiz kahve üretmeye başladı.
Hitler tartışması
Ludwig Roselius 1920’li yıllarda sanatçı Bernhard Hoerger’i sokağı süslemesi için görevlendirdi. 1936 tarihli altın kaplama eser, sokağın girişini süslerken tartışmaları da sürüyor. Çünkü sanatçının eserinde Adolf Hitler’e olan hayranlığını yansıttığı düşünülüyor.
Sokakta bulunan tuğla binalar geleneksel ve dışavurumcu mimariyi bir araya getiren mükemmel bir örnek. İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılan birçok yapı, 1950’lerde restore edildi. Sokak 1973’ten bu yana koruma altında.
Schnoor, Bremen’in en eski mahallelerinden biri. Mahallenin ismi Almanca ip anlamına gelen “Schnur” kelimesinden geliyor. Çünkü bu mahallenin sokaklarında eskiden halat ve urgan üretiliyordu. Nehirde balıkçılık yapanlar ve denizciler Ortaçağ’dan kalma bu mahallede yaşarlardı.
Almanya'nın en güzel kışlık adaları
Güneş, deniz, kumsal... Alman adaları yaz mevsiminin en sevilen tatil yerlerindendir. Kalabalıktan kaçmak, dinlenip zindelik kazanmak isteyen için kış mevsiminde de ada tatilinden güzel bir şey olamaz.
Fotoğraf: picture alliance/ZB/Sauer
Rügen’de ‘rüzgâr gezintisi’
Baltık Denizi’nin Pomeranya havzasındaki Rügen, Almanya’nın en büyük adası. Kış ayları son derece sakin geçer. Turiste ender rastlanır. Kış aylarında kuzeyde fırtınalı hava yürüyüşü, adanın güneydoğusunda ise buharlı trenle buz patinajı yapmaya gidebilirsiniz. Sıcağı sevenler de her türlü konfora sahip otellerde kalabilirler.
Fotoğraf: picture alliance/ZB/Sauer
Usedom’da kayak
Turistler ve adanın yerlileri sahile güneş şemsiyesi ve mayo yerine kalın paltolara ve kayaklarıyla inerler. Almanya ile Polonya’nın paylaştıkları Usedom Adası'nda kar yağınca kumsallar kayakla yürüyüş yapmanın zevkine doyulmaz. Uzun yürüyüşlerde güzel manzaralarla karşılaşılır. Baltık Denizi’nde buz adacıkları yüzerken, iskelelerden buz saçakları sarkar. Martılar buz üzerinde seyahat eder.
Fotoğraf: picture alliance/ZB/Sauer
Hiddensee doğasıyla ünlü
Nekahat dönemini Hiddensee Adası'nda geçiren ünlüler arasında Bertolt Brecht, Albert Einstein ve Franz Kafka da vardı. Rügen’in batısındaki bu ada Ön Pomeranya Bodden havzası milli parkında yer alır. Koruma altındaki nadir kuş türlerine kışın her yerde rastlanır. Adaya sadece gemiyle gidilebilir. Hiddensee motorlu araçlara kapalı.
Fotoğraf: picture-alliance/ZB/Sauer
Sylt’te dolaşmanın tadına doyulmaz
Yaz aylarında binlerce turistin güneşlediği Sylt Adası'nın uçsuz bucaksız sahilleri kışın adeta terk edilmiş bir diyarı andırır. Bu Kuzey Denizi adasının rüzgarı ve denizinin dalgası bir başkadır. Havasındaki iyotlu oksijen alışık olmayanın başını döndürür. Kış aylarında az sayıda turist bu doğa harikasının tadını çıkarır.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Ossinger
Amrum’da kış uykusu
Sylt’ün hemen yanı başındaki Amrum Adası'nın geniş ince kum sahilinin uzunluğu on kilometreyi bulur. Yaz mevsiminde her gün 8 bin turistin ağırlandığı ada kış aylarında yerlilerine terk edilmiş gibidir. Havalar soğuyunca Amrum adeta kış uykusuna yatar. Ama kışın bile sessizliği ve denizdeki el değmemiş kumullarıyla büyüleyici etki yapar.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Rehder
‘Hallig’ler’ suya gömülünce
Denizin içinden yükselen ve aslında ada olan Hallig’ler kış mevsiminde serüvencilerin arayıp da bulamayacağı yerdir. Kuzey Frizonya açıklarındaki bu on adacık kış fırtınalarına adeta teslim olur. Denizin yükseldiği sırada kopan fırtınalarda bu kara parçacıkları dalgalar tarafından tamamen yutulur. Su basınca sadece tepecikler üzerine inşa edilen ada evleri dışarıda kalır.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Hitij
Helgoland’ın sembolü foklar
Karadan 60 kilometre uzaklıktaki Kuzey Denizi adası Helgoland adeta açık denizdeki bir kale gibidir. 1500 nüfuslu bu ada 1721 yılında parçalanarak ikiye bölünmüştü. Kış aylarında küçük adada yavrulayan fokları seyretmek için meraklılar Helgoland’a akın eder.
Fotoğraf: Kurverwaltung Helgoland
Norderney görülmeye değer
Doğu Frizon adalarından Norderney kış mevsiminde doğa tutkunları için ideal bir yürüyüş cennetidir.Kışı burada geçiren kaz ve ördek türlerini yakından seyretmek mümkündür. Soğuktan hoşlanmayanların ziyaret edebileceği yerlerin başında, kumarhanesi ve kent kütüphanesiyle Norderney’in merkezi gelir.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Wagner
Borkum’un fenerleri
Hollanda sınırı yakınlarındaki Borkum’un iklimi idealdir. Kışları çok soğuk, yazları da çok sıcak geçmez. Havası berrak ve iyot doludur. Adada üç deniz feneri bulunur. Güney sahilindeki ‘küçük fener 19’uncu yüzyılın sonlarında yapılmış olup, Almanya’nın elektrikle işleyen ilk deniz feneridir.
Weser Nehri boyunca uzanan ve “Viertel” adıyla anılan mahalle alternatif barları, ekolojik ürünlerin satıldığı marketleri ve butikleriyle hem gece hem de gündüz sevilen bir buluşma noktası. 1968 yılında Bremen öğrenci protestolarının başladığı ünlü dans kulübü “Lila Eule” de şehrin bu bölgesinde.
Su baskını tehdidi
Yaz aylarında Bremenliler Weser Nehri kıyısında sıkça vakit geçiriyorlar. Setler sadece gezintiler için kullanılmıyor. Şehir nehre olan yakınlığından dolayı sık sık su baskını tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Kent sakinleri daha 13'üncü yüzyıldan itibaren taşkınlardan kendilerini korumak için setler inşa etmeye başlamış.
Bremen’in en ünlü kafesi Weser Nehri’ndeki bir adanın ortasında. “Café Sand” adlı restoran ve bira bahçesine feribotla ulaşılabiliyor. Kıyıya çıktıklarında misafirleri kumsal ve tatil atmosferi karşılıyor. Özellikle genç aileler için bu kafe sevilen bir yer.
Werder Bremen futbol takımının ne kadar iyi ya da kötü oynadığı hiç önemli değil, çünkü tüm şehrin kalbi takımları için atıyor. Weser stadyumundaki müzede federasyon kupası ve diğer şampiyonluk kupalarının yanında nadir posterler ve fotoğraflar ziyaretçilerin seyrine sunuluyor.