1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Maden ocağı için "kamu yararı" incelemesi istendi

Uğur Şahin
2 Kasım 2023

Bölge İdare Mahkemesi, Antalya Dereköy'de birinci sınıf tarım arazileri üzerine kömür madeni ocağı kurulmasını engelleyen kararı bozdu. Mahkeme, kamu yararı açısından kıyaslama yapmasını istedi.

Fotoğraf arşivden
Fotoğraf arşivden Fotoğraf: Bulent Kilic/AFP/Getty Images

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 12'nci Kalkınma Planı'nda maden arama çalışmaları"kamu yararına faaliyet" olarak sınıflandırılırken yargı, maden ocaklarına ilişkin tartışmalı bir karara imza attı.

Konya Bölge İdare Mahkemesi, 3. İdari Dava Dairesi'nin Antalya'nın Korkuteli ilçesine bağlı Dereköy Başpınar Yaylası'ndaki tarım arazisinde kömür madeni ocağı kurulmasını iptal eden hükmünü 11 Ekim'de bozduğu öğrenildi. Mahkeme, oluşturulacak yeni bilirkişi heyetinin tarım ile madenciliği kıyaslamasını ve hangisinde üstün kamu yararı bulunduğunu tespit etmesi gerektiğine kanaat getirdi.

Antalya Toprak Koruma Kurulu, 26 Ekim 2020 tarihinde aldığı kararla, Başpınar Yaylası'nda bulunan yaklaşık 40 hektarlık arazinin "tarım dışı amaçla kullanımının uygun olduğuna" kanaat getirmişti. Bu arazinin yaklaşık 34 hektarlık kısmı, birinci sınıf tarım arazisi niteliğine sahip. Bu tanımlama, toprağın verimli ve kolay işlenebilir olduğu anlamına geliyor. 

Alınan bu kararla, Turkuaz Linyit Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin Dereköy Yaylası'nda kömür ocağı kurmasının önü açıldı. Zira tarım arazilerinde madencilik yapılabilmesi için 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu gereğince kamu yararı kararı alınması gerekiyor. Bu karar, 103 üretici tarafından yargıya taşındı. Dosya kapsamında oluşturulan bilirkişi heyeti, maden projesi için olumsuz görüş sundu. Fakat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü de 15 Ekim 2021 tarihinde aldığı bir başka kararla arazinin yaklaşık 8,5 hektarlık kısmında yapılacak madencilik faaliyeti için "kamu yararı" kararı verdi.

Ardından da Antalya 3'üncü İdare Mahkemesi bu yıl 11 Ocak'ta, Toprak Koruma Kurulu'nun verdiği kararın iptaline hükmetti. Bu kararının gerekçesinde, verimli tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanılamayacağı vurgulandı. 

"Yatağan'a tam 64 bin sefer yapılacak"

Bunun üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı, kararı istinaf mahkemesine taşıdı. Bölgeye maden ocağını açmak isteyen şirket de bakanlığın yanında dosyaya müdahil oldu. Bakanlık, dosya kapsamında bulunduğu talepte, söz konusu alanda yürütülecek madencilik faaliyeti için 15 Ekim 2021'de "kamu yararı kararı" verildiğini anımsattı. Bakanlık, proje alanından çıkarılacak kömürün Muğla'daki Yatağan Termik Santrali'nin kömür ihtiyacını karşılayacağını kaydetti. Arazinin madencilik faaliyetinde kullanılmasının kamu yararına daha uygun olacağını savunan bakanlık, alt derece mahkemenin kararının iptal edilmesini talep etti.

Aralarında Çevre ve Ekoloji Hareketi (ÇEHAV) avukatlarından Tuncay Koç'un da bulunduğu üç davacı avukat ise Antalya 3'üncü İdare Mahkemesi'nin kararının hukuka uygun olduğunu dile getirdi. Yatağan Termik Santrali'nin bölgeye tam 280 kilometre uzaklıkta bulunduğunu aktaran avukatlar, savunmalarında kimi hesaplamalara yer verdi. Dava avukatları, bölgeden çıkarılacak madenin 20 tonluk kamyonlarla Dereköy'den Muğla'ya taşınması halinde, bir yılda 64 bin 762 sefer düzenleneceğini ileri sürdü. Bunun kamu yararına uygun olmadığını belirten avukatlar, istinaf başvurusunun reddini istedi. 

Bölge İdare Mahkemesi'nden bozma kararı 

Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi ise 11 Ekim tarihinde dosyayı kararı bağladı. Oybirliğiyle verilen hükümle, Antalya 3. İdare Mahkemesi'nin verdiği iptal kararı kaldırıldı. Dosyayı yeniden alt derece mahkemeye gönderen istinaf, kararında kimi hususlara dikkat çekti. İstinaf, ilk bilirkişi incelemesinin usule aykırı olduğunu savundu.

İkisi maden, ikisi ziraat, biri de harita mühendisinden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetinin alanda inceleme yapması gerektiğini bildirdi. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün yaklaşık 8,5 hektarlık kısmındaki madencilik faaliyeti için kamu yararı kararı aldığını hatırlatan istinaf mahkemesi, incelemenin bu alan üzerinden yapılması gerektiğini ifade etti.

Mahkeme, 8,5 hektarlık arazinin tarım dışı kullanılmasının uygun olup olmadığı, alternatif alan bulunup bulunmadığı, alanda gerçekleştirilecek tarımsal faaliyette mi, yoksa madencilik faaliyetinde mi üstün kamu yararı bulunduğunun ortaya konulmasını istedi. Yeniden yapılacak yargılamada, kararın da bu araştırmanın sonucuna göre verilmesi gerektiğini belirtti.

"Bu karar, şirketin önünü açar"

Karara ilişkin DW Türkçe'ye açıklamalarda bulunan davanın avukatlarından Tuncay Koç, mahkemenin hükmünü "kötü bir bozma kararı" şeklinde tanımladı. Avukat Koç'a göre bu karar, maden ocağı açmak isteyen şirketin önünü açacak nitelikte. Bölge İdare Mahkemesi'nin Toprak Koruma Kurulu'nu göz ardı ederek, yalnızca Maden Kanunu'na göre gerekçelendirme yaptığına işaret eden Avukat Koç, şunları söyledi: 

"O halde alternatif maden bölgesi var mı, yok mu araştırmasının şöyle yapılması gerek: Dereköy'den Muğla'ya kadar bütün sahalar araştırılmalı. Çünkü sunulan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunda, kömürün Yatağan Termik Santrali'nde değerlendirileceği yer alıyor."

ÇED süreci, bir projenin doğa üzerinde yaratacağı etkilerin masaya yatırılması anlamına geliyor. Yatağan Termik Santrali ise Muğla'daki üç termik santraldan biri. Aralarında Muğla Çevre Platformu ile Ekoloji Birliği'nin de yer aldığı çevre örgütlerinin bu yıl hazırladığı raporda, Yatağan Termik Santrali'nin doğaya ve insan yaşamına ciddi zarar verdiği öne sürülüyor. Rapora göre aralarında Yatağan'ın da bulunduğu termik santrallerin, bölgede 68 binden fazla erken ölüme, 43 binden fazla erken doğuma sebep olduğu iddia ediliyor.

Avukat Koç, mahkemenin kamu yararı saptamasına da tepki gösterdi. Koç'a göre gerçek kamu yararını, verimli tarım arazilerinin korunması oluşturuyor. "Maden bir kere çıkartılır ama tarım yüz yıllardır buradaki insanları doyurmuştur" diyen Avukat Koç, sözlerini "Tarımın yüzyıllarca da bölge halkını doyurma potansiyeli mevcut. Bu toprağı heba edemezsiniz. Gerçek kamu yararı, tarım toprağının korunmasıdır" şeklinde sürdürdü.

Kamu yararı tartışması, Muğla Milas'taki Akbelen Ormanı'na ilişkin davayla da gündeme gelmişti. Muğla 1. İdare Mahkemesi, 12 Ekim'de YK Enerji'yeAkbelen Ormanı'ndaki maden ocağı için verilen izin ve ruhsatın iptaline ilişkin davaları reddetmişti. Hükmün gerekçesi ise kamu yararı olmuştu. 

Maden arama artık kamu yararına faaliyet

TBMM Genel Kurulu'nun Salı günkü birleşiminde onaylanan ve v Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 12. Kalkınma Planı'nda, madencilik sektörüne ilişkin dikkat çekici kararlar yer alıyor. 2024-2028 dönemini kapsayan plana göre, yeni bir maden kanunu hazırlanacak. Ayrıca maden arama faaliyetleri, kamu yararına faaliyet olarak tanımlanacak. Maden izin süreçlerinde bürokrasinin azaltılacağı yatırım güvencesinin ise artırılacağı belirtiliyor. Bunlara ek olarak yatırım süreçlerinin hızlandırılması ve yatırımcı üzerindeki idari ve mali yüklerin azaltılması planlanıyor.

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?