1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Mavi Kart beyin göçüne yol açar”

Helle Jeppesen18 Eylül 2007

AB, nitelikli göçmen oranını artırmak için ABD’nin Yeşil Kart’ına benzer Mavi Kart uygulaması başlatmayı planlıyor. DW editörleriden Helle Jeppesen, bu uygulamanın Asya ve Afrika’yı olumsuz etkileyeceğini savunuyor.

20 yılda 20 milyon kalifiye göçmene Mavi Kart çıkarılması planlanıyor.
20 yılda 20 milyon kalifiye göçmene Mavi Kart çıkarılması planlanıyor.Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Helga Lade Fotoagentur GmbH/DW

G-8’e üye ülkelerin liderleri bundan henüz birkaç ay önce, Üçüncü Dünya’ya dair ‘iyi niyetlerini’ Almanya’nın Heiligendamm kasabasında yapılan zirvede ortaya koymuşlardı. İklim korumadan söz eden, kalkınma ve gelişme yolunda ortaklık öneren grubun iyi niyet anlayışını Avrupa Birliği Komisyonu’nun adalet ve güvenlikten sorumlu üyesi Franco Fratti’nin son Mavi Kart projesi gayet net şekilde sergiliyor.

Mavi Kart iş gücünün serbest dolaşımına katkı sağlayacak olabilir. Bu kartın insanların bireysel tercihine bağlı olduğu da söylenebilir. Hangi gerekçe dile getirilirse getirilsin, Mavi Kart’ın sonuçta beyin göçünü harekete geçireceği unutulmamalı. Afrika ve Asya ülkelerinin Avrupa’dan daha fazla ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanlar ülkelerini terk edecekler. İnsani yardımdan söz ediliyorsa herkese, botlarla Afrika’dan Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışanlara ve insan tacirlerinin ellerine düşenlere de bu imkan sunulmalıdır.

Alman Ekonomi Bakanı Michael Glos, Avrupa Birliği’nin Mavi Kart’a ilişkin planına karşı çıktı. Glos’a göre göç konusuna ‘gerektiğinde açılıp gerektiğinde kapatılabilecek bir musluk’ gibi yaklaşmak doğru değil. Glos haklı olarak ekonominin de ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanların ülke içinde yetiştirilmesinde yetersiz kaldığını vurguluyor. Gençler ihmal edilirken diğer taraftan yetişmiş deneyimli kadrolar da uzun yıllardır, cazip koşullar sunularak ‘artık kendilerine ihtiyaç duyulmadığı’ gerekçesiyle erken emekli edildiler.

Mavi Kart gibi projelere başvurmadan önce Almanya da Avrupa Birliği de ev ödevlerini iyi yapmalıdır. 2025 yılına kadar Avrupa Birliği nüfusunun 25 milyon gerileyeceği uzun yıllardır biliniyor. Tespit edilen bir başka gerçekse küçülmeyle birlikte toplumun yaşlanacağı...

Bu gelişmeler karşısında atılabilecek adımlar var: Bu adımlar arasında bakım koşullarını iyileştirme, emeklilik yaş sınırını yükseltme ve altyapıda uygun düzenlemelere gitmeyi sayabiliriz. Ancak bir zamanlar sömürge ülkelerinin hammadde ve yer altı kaynaklarını talan etmesi gibi Afrika ve Asya ülkelerinin günümüzde en çok ihtiyaç duyduğu insan kaynağına uzanmayı onaylamak mümkün değil.