1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Merkel, Körfez ziyaretinde İran'ı görüştü

25 Mayıs 2010

Körfez ülkelerini ziyaret eden Almanya Başbakanı Merkel, bölgede nükleer silahlara sahip bir İran konusunda hassasiyet ve Filistin-İsrail sorununun çözülmesi yönünde büyük beklenti olduğunu söyledi.

Fotoğraf: AP

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in devam eden Körfez ülkeleri gezisinde İran ve Ortadoğu sorunu ağırlıklı gündem maddelerini oluşturuyor. Peki Körfez ülkeleri İran'a nasıl bakıyor?

Körfez ülkeleri, İran'ın nükleer programı ile ilgili olarak ikiye bölünmüş durumda. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) on yıllardır yaşanan toprak anlaşmazlığı nedeniyle İran'a soğuk bakıyor. Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah, Nisan ayında yaptığı açıklamada 'İşgal işgaldir' diyerek, ilişkilerdeki gerginliğin sürdüğünü ortaya koymuştu.

Fotoğraf: AP

Hürmüz Boğazı'ndaki küçük, ama stratejik öneme sahip Küçük Tunb, Büyük Tunb ve Ebu Musa adaları üzerinde iki ülke de hak iddia ediyor. Şeyh Abdullah, İran’ın adaları işgalinin, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinden farkı olmadığını savunuyor.

“Güç dengeleri değişir”

Dubai’deki düşünce kuruluşu Gulf Resarch Center’dan Mustafa Alani, “Olay, İran’ın bize karşı atom bombası kullanma ihtimali değil. Buradaki olay, nükleer seçeneğe sahip bir İran'ın bölgedeki güç dengelerini değiştirecek olması. Bu durumda birden İran’ın gerisine, ikinci plana düşeceğiz. Bunu asla kabul edemeyiz” diyerek, İran’ın nükleer programının da ilişkilerdeki gerginlikte önemli payı olduğunu dile getirdi.

Çevre hassasiyeti

İran’ın Türkiye ve Brezilya ile imzaladığı takas anlaşması, Körfez ülkelerinde ümit vaat eden bir anlaşma olarak görülüyor. Bölgede Katar ve Umman gibi İran'ın nükleer programına daha sıcak bakan ülkeler de var. Ummanlı eski diplomat Saif el Maskery, İran’ın nükleer programından endişe duymadıklarını belirterek, “Bizim İran’ın nükleer programıyla ilgili kaygımız daha ziyade çevre korumayla ilgili” dedi.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa

"Çifte standart uygulanıyor"

Maskery, İran’ın atom bombasına sahip olmadan da bölgesel bir süpergüç olduğuna işaret ederek asıl sorunun İsrail’in elindeki nükleer silahlardan kaynaklandığını belirtti.

“Bu tamamen çifte standart" diyen Maskery, bu görüşün tüm Arap dünyası ve bölgede kamuoyunun da görüşü olduğunu vurguladı.

"İran'ın nükleer programı abartılıyor"

Arap toplumunda yaygın kanı, İran’ın nükleer silah peşinde olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığı ve abartıldığı yönünde. Diğer yanda bölgede nükleer enerjiye ilgi de artıyor. Birleşik Arap Emirlikleri yedi yıl içinde ilk nükleer enerji santralini devreye sokmaya hazırlanıyor. Abu Dabi, nükleer programının barışçı yönünü vurgulamak için uranyum zenginleştirme hakkından feragat etti.

© Deutsche Welle Türkçe

Carsten Kühntopp / Çeviri: Gezal Acer

Editör: Beklan Kulaksızoğlu