1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Merkel mülteci siyaseti nedeniyle tecrit oldu'

7 Ekim 2015

Almanya Başbakanı Angela Merkel sığınmacılara sınırları açtığı için partisinden yoğun eleştiri alıyor. Münchner Merkur gazetesi Başbakan'ın hem Avrupa'da hem de Almanya'da tecrit olduğunu yazıyor.

Fotoğraf: picture-alliance/AA

08.10.2015 - Alman basınından özetler

This browser does not support the audio element.

Alman Hristiyan Demokrat Birlik partisinden yönetici niteliği taşıyan 34 üye, Merkel'in sığınmacı politikasını eleştiren bir mektup kaleme aldı. Mektupta “İzlenen ‘açık sınır politikası' ne Avrupa ne Alman hukukuna uygundur, ne de partimizin programıyla uyum içindedir” denildi. Würzburg'da yayımlanan Main-Post konuyu şu şekilde irdeliyor:

“Başbakan müzakere etmeli. Mülteci politikasında İçişleri Bakanı de Maiziere'nin yetkilerini kısıtlaması ve Peter Altmaier'i mülteci koordinatörü olarak ataması, Almanlar için Merkel'in ülkede değişen havayı ciddiye aldığını göstermesi bakımından yeterli değil. İsyan ederek bir tehdit mektubu kaleme alan 34 CDU'lu Merkel'den açık bir işaret vermesini talep ediyorlar. Sığınmacıların geldiği ülkelerde gazete ilanları vererek, sosyal medya üzerinden siyasi mülteciler dışında kimsenin Almanya'ya gelme hakkı olmadığını dile getirmesini istiyorlar. Merkel zor durumda. Böyle bir işaret verse yaptığı jestin siyasi bir hata olduğunu kabul etmiş olacak. Yapmazsa üzerindeki siyasi baskı daha da artacak.”

Berlin'de yayımlanan Die Welt gazetesi Başbakan Merkel'in mülteci politikasındaki değişiklikle ilgili bir izah yapması gerektiğini vurguluyor:

“Merkel'e kendi saflarından hiç bu kadar yüksek sesle ‘Böyle gitmez' denmemişti. Başbakanın siyasi geçmişinde çeşitli rota değişiklikleri var. Bunlara asla bir açıklama getirmedi. Çünkü bunların çoğu zaman -bakınız enerji dönüşümü- akla yatkın bir açıklaması da yoktu. Devletin iki numaralı isminin bu iradeci gücü nihayetinde onun zayıflığı da. Geleneksel Hrıstiyan Demokrat Birlik değerlerinin yeniden tanımlandığı mülteci sorununda, Merkel'in izah edici bir ruh kazanması fena bir şey olmaz.”

Merkel'in mülteci politikalarındaki koordinasyonu görevini İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'den alıp Başbakanlık Dairesi'ne verdiği önceki gün basına yansımıştı. Münchner Merkur bu yetki kısıtlamasıyla ilgili şu yorumu yapıyor:

“Yine birisi uçtu. Angela Merkel İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'i mülteci politikalarında kapının önüne koydu. Şu soru akla geliyor: Acaba işini iyi yapmadığı için mi? Yoksa sert eli nedeniyle göstereceği sığınmacı krizi yönetiminin Merkel için fazla tehlikeli olacağından mı? Başbakan tecrit olmuş durumda: Avrupa'da Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Baltık devletlerinden sonra şimdi de İspanya, İngiltere, Danimarka, Hollanda, Portekiz, Slovenya ve Hırvatistan izlediği siyasi çizgiye isyan ediyor. Hrıstiyan Birlik milletvekilleri tehdit mektupları kaleme alıyor, Hrıstiyan Sosyal Birlik lideri Horst Seehofer Başbakan'ı yaylım ateşine tutuyor ve artık ona yardım elini uzatmıyor. Ve şimdi de tüm bunlar Merkel'in kendi hükümeti içinde oluyor.”

Halle'de yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung'un aynı olayla ilgili yorumu ise şu şekilde:

“Merkel'in mülteci politikası koordinasyonunu Başbakanlık Dairesi'ne alması, kendisi açısından İçişleri Bakanı'na rütbe tenzili anlamına gelmeyebilir. Fiilen ise bu kapıya çıkıyor. Thomas de Maiziere her türlü otoritesini kaybediyor. Berlin'de hiçbir üst siyasetçi otoritesi olmadan tutunamaz. Bu onun ilk yetki kaybı. De Maiziere gibi bir görev adamının en sonunda fırlatılıp atılması akla hayale pek gelecek gibi değil ama sonuçta tamamen imkansız da sayılmamalı. Şüphesiz konu şahıslarla epeydir ilgili değil. Objektif gereklilikle siyasi elverişlilik arasındaki darboğazdan çıkmaya çalışan kişi, pragmatizmden şaşmamalı. En sonunda maddi olarak doğru olanın siyasi olarak da elverişli olduğuna güvenmeli. Zira içinden geçilen zamanda hiçbir şeyin güvencesi yok.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun