Merkel Meksika’da gıda krizini konuştu
20 Mayıs 2008Dostluk gösterisine rağmen, gıda maddesi fiyatlarının yol açtığı krizde Almanya Başbakanı ile Meksika Devlet Başkanı’nın görüşleri birbirini tutmuyor. Felipe Calderon, fakir düşen Meksika çiftçisinin yeniden rekabet gücüne kavuşabilmesi için ABD ve Avrupa Birliği’nden tarım sübvansiyonlarını kaldırmalarını talep ediyor.
AB'nin sübvansiyonları
Calderon, ABD’de devletin yüksek taban fiyatı ödediği mısırın Meksika piyasasını işgal ederek küçük üreticiyi iflasa sürüklediğini ve işsiz kalan kitlelerin kuzeye yani ABD’ye göç etmeye başladığını söylüyor. Geçen yıl ise biyo yakıta olan aşırı talep mısırın hızla pahalanıp Meksika’lıların temel gıdası olan mısır ekmeğinin el yakan fiyatla satılmasına yol açmıştı. Almanya Başbakanı Merkel Dünya Ticaret Konferansı’ndaki pazarlığın çıkmaza girmesini gerekçe göstererek tarım sübvansiyonlarına hemen son veremeyeceklerini söyledi: “AB’nin sübvansiyonları 2013 yılına kadar kaldırması hususunda anlaştık. Sübvansiyon anlaşmazlığının Sekizler ve Beşler Grupları arasında ele alınması gerekiyor. Devlet olarak gıda maddesi fiyatlarını dondurmamız mümkün değil. Ama gıda maddesi tüketimiyle ilgili tahminlerde bulunup kalkınma yardımlarımızda bu faktörü dikkate alacak senaryolar geliştirebiliriz.”
Açlıkla mücadele sorunu
Açlıkla mücadelede sanayi ve kalkınma halindeki ülkelerin politikaları koordine edilemiyor. Önde gelen batalı sanayi ülkeleriyle Rusya’nın yer aldıkları Sekizler Grubu Temmuz ayında Japonya’da, Brezilya, Çin, Hindistan, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Meksika’nın temsil edildiği Beşler Grrubu ile yeniden biraraya gelecek: “2007’de Almanya’daki zirve sırasında başlatılan süreç, sanayi ülkelerinin dünyanın sorunlarını tek başlarına yenemeyecekleri için işbirliğine ihtiyaçları olduğunu gösterdi. Bu nedenle Sekizler Grubu buluşmalarında Beşler Grubu ile daha sıkı istişareler yapılması gerekiyor.”
Bu da Meksika ve Brezilya gibi büyük Güney Amerika ülkelerinin hem ağırlık kazanması hem de bu ülkelerin işbirliğine ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor. Almanya Başbakanı Latin Amerika ülkelerini ihmal etmenin bu kıtanın ekonomik bakımdan Çin’e terkedilmesi demek olacağının farkında. Meksiko City’deki buluşma Almlanya ile Meksika’nın dünya politikasında çoğu zaman uyuştuklarını gözler önüne serdi: “İkili ilişkilerimizin önemini öncelikle vurgulamak gerekir. Teknik, kültürel, siyasi ve ekonomik işbirliğinde önemli mesafe katetmiş olmamıza rağmen, bundan çok daha fazlasını da başarabileceğimiz kanaatindeyim.”
Alman işadamları yatırım imkanlarını araştırdı
Meksika ziyareti sırasında Almanya Başbakanı’na bir dizi orta ölçekli Alman şirketinin temsilcileri eşlik etti. Bu şirketler iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin ışığında yatırım imkanları arıyor. Meksika Alman işadamları için yabancı bir yer de sayılmaz. Bu ülkede binin üzerinde Alman şirketi var. Bu şirketler hem ürünlerini satıyor hem de Meksika’nın milli gelir artışına katkı sağlıyor. AB ile Meksika arasındaki ticaret anlaşması şirketlerin yarı mamül ithal etmelerini, Meksika’nın Kuzey Amerika Serbest Ticaret bölgesinde yer alması da Alman ürünlerinin ABD’ye satılmasını kolaylaştırıyor.