1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Merkel’in Hindistan çıkarması

Torsten Teichmann, Ajanslar30 Ekim 2007

Almanya Başbakanı Hindistan gezisine çıktı. Merkel’in ilk resmi Hindistan ziyaretinde iki ülke arasındaki ekonomik ve bilimsel işbirliğinin geliştirilmesi ve iklimin korunması korunması konuları ön plana çıkıyor.

Alman-Hint temaslarında ekonominin ön plana çıkması bekleniyor.
Alman-Hint temaslarında ekonominin ön plana çıkması bekleniyor.Fotoğraf: AP

Eski Almanya Başbakanların’dan Kurt Georg Kiesinger 1960’lı yılların sonlarında, ‘tek söyleyeceğim Çin, Çin ve yine Çin’ diyerek Almanya’nın Asya politikasında dikkatlerini uyanan deve çevirmesini tavsiye etmişti.

Başbakan Merkel de Hindistan’a hareketinden hemen önce Asya politikasındaki yeni arayışları şöyle özetledi: “Dikkatlerimiz yıllarca Çin, ya da öncelikle Çin üzerinde yoğunlaşmıştı. Avrupalılar olarak Hindistan’ın da bize büyük imkanlar sunduğu kanaatindeyim. Bu fırsatı değerlenddirmeli ve derhal harekete geçmeliyiz.”

”Yalnızca Çin olmaz”

Alman Hristiyan Birlik Partileri ortak meclis grubunun dış politika sözcüsü Eckhard von Klaeden de Asya politikasında ‘çifte yönlenme’ zamanının geldiğini söylüyor: “Bir önceki hükümet Asya politikasında gözlerini sadece Çin’e çevirmiş ve ağırlığı ekonomik konulara vermişti. Yanlış ta yapmmadı. Amma artık diğer Asya ülkelerine de aynı ağırlığı vermemiz gerekir. Bunların başında da dünyanın en büyük demokrasisi olan, ekonomik büyümesiyle göz kamaştıran ve Almanya ile işbirliği imkanları arayan Hindistan geliyor.”


Dünyanın beşinci büyük gücüne doğru...

Başbakan Manmohan Sing, Hindistan’ın Hannover sanayi fuarının partner ülkesi olduğu 2006’da ve bu yılın haziran ayında düzenlenen Heiligendam’daki Sekizler Grubu zirvesinde Almanya Başbakanı ile biraraya gelmişti. İki ülke arasındaki ticaretin katlanarak artmasına rağmen Hindistan hala Almanya’nın büyük ticaret ortakları arasında yer almıyor. Dünyanın en büyük demir çelik tröstü ArcelorMittal’ın büyük hissedarı Lakşimi Nivaz Mittal, her yıl yüzde on oranında büyüyen Hindistan sınırsız imkanlar sunduğunu söylüyor: “Hindistan bu büyüme hızını koruyabilirse on yıl sonra dünyanın beşinci büyük ekonomik gücü olacak. Yüzyılımızın ortasında da Çin’in ardından ikinciliğe yükselecek.”

Dünyanın en büyük enformasyon teknolojisi şirketlerinden birinin patronu olan Sanjay Gupta ise hızlı kalkınmadan herkesin pay alamadığına işaret ediyor: “Öncelikle çiftçinin büyüyen pastadaki payı küçülüyor. Oysa bu alanda büyük açığımız var. Köylere gidin bakın. Oralarda ülkenin nasıl geliştiğinden haberi bile olmayan fakir insanlar yaşıyor.”


800 milyon Hintli yoksul

Çalışma Bakanlığı’na göre 2 000 yılından bu yana fakirlerin sayısı hızla azalıyor. Ancak son istatistikler 800 milyon Hintli’nin fakirlikten kurtulamadığını gösteriyor. Nüfusun sadece üçte birinin ekonomik kalkınmayı hissedebildiğini söyleyen Profesör Dalip Kumar bu durumun kısa zamanda değişmesini beklemiyor.

“Bu ülkede faaliyet gösteren uluslararası şirketler fakir ile zengin arasındaki farkı açıyor. Kırsal kesimlerle ilgilenmeyip büyük yerleşim merkezlerinde iş yapıyorlar. Oysa nüfusun sadece 27’si şehirlerde yaşıyor. Global piyasaların ve uluslararası tröstlerin kârından sadece kentliler nasiplenebiliyor.”