MİT yazıları Gürcan iddianamesine delil oldu
6 Ocak 2022DEVA Partisi Kurucu Üyesi, emekli asker Metin Gürcan hakkında "siyasal ve askeri casusluk” iddiasıyla hazırlanan iddianamenin ayrıntıları ortaya çıktı. Buna göre, Gürcan hakkındaki ihbar doğrudan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapıldı. Savcılık, soruşturma kapsamında ortam dinlemesiyle elde ettiği Gürcan'ın iki diplomatla yaptığı konuşmalarda "devlet sırrı" olup olmadığını MİT'e sordu. MİT'ten gelen "devlet sırrıdır" yanıtı üzerine savcılık, casusluk suçunun delili olan konuşmaların büyük bölümünü iddianameye yazamadığını, bunların mühürleyerek dosyaya ve adli emanete aldığını ifade etti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 26 Kasım 2021 tarihinde İstanbul'daki evinde gözaltına alınan ve üç gün sonra tutuklanan DEVA Partisi Kurucu Üyesi emekli asker Metin Gürcan hakkındaki iddianameyi tamamladı. İddianamede, Gürcan hakkında "Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme" suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istendi.
"İhbar" eden MİT
Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan iddianamenin ayrıntılarına DW Türkçe ulaştı. Buna göre, iddianamenin künye kısmına "ihbar eden" olarak Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı yazıldı. İddianamede, MİT'in "adli kolluk" olarak kullanıldığı da anlaşıldı.
İddianamede, soruşturmanın MİT tarafından 27 Kasım 2020 tarihinde yapılan ihbar üzerine başlatıldığı anlatıldı. Buna göre, MİT'in savcılığa gönderdiği "bilgi notu" da iddianameye girdi. Bilgi notunda Gürcan'ın İspanya ve İtalya istihbarat servislerince 2016 yılından itibaren "Haber Elemanı" olarak kullanıldığı savunuldu. Gürcan'ın istihbaratçılarla görüşmelerinde zarf içerisinde para aldığı ve karşılığında makbuz imzaladığı, İspanyol servisi tarafından kendisine kod isim verildiği öne sürüldü.
Bilgi notunda, Gürcan'ın Türkiye'nin Suriye, Irak ve Libya'da sürdürdüğü operasyonlar ve askeri birliklerin hareketliliği, TSK içerisindeki gruplaşma iddiaları ve siyasi partilerin faaliyetleri kapsamında raporlar verdiği savunuldu.
Ortam dinleme kararı alındı
Savcılık, MİT'ten ihbar gelmesi üzerine aynı gün 27 Kasım 2020 tarihinde Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği'nden Gürcan'ın telefonlarının dinlenmesi, kamuya açık yerlerdeki faaliyetlerinin teknik cihazlarla izlenilmesi ve kaydedilmesi kararı çıkarttı. İddianamede, "iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararı sonrasında yapılan dinleme kayıtları itibariyle siyasal veya askeri casusluk suçunu oluşturacak herhangi bir telefonla iletişim kaydının elde edilemediği" belirtildi.
Gürcan'ın Ankara'da bir otel lobisi ile bir AVM'nin otoparkında İspanya ve İtalya büyükelçiliklerinde görevli iki diplomatla yaptığı görüşmelerin ortam dinlemesi kayıtları dosyaya girdi. İddianameye göre, bu dinleme sonucunda elde edilen kayıtlar MİT'e gönderilerek içeriklerinde devlet sırrı olup olmadığı soruldu.
MİT'in Metin Gürcan yanıtı
MİT Başkanlığı da 28 Ağustos 2021'de verdiği yanıtta, Gürcan'ın konuştuğu kişilerin İspanya'nın Ankara Büyükelçiliği'nde görevli diplomat Rafael Antonio Prats Leon ve İtalya'nın Ankara Büyükelçiliği'nde görevli diplomat Antonio Natoli olduğunu bildirdi.
MİT, Gürcan'ın iki diplomatla yaptığı konuşmaların devlet sırrı olduğunu belirtirken iddianameye de giren yanıtında şunları iddia etti:
"Doğu Akdeniz, Libya, Cezayir, S-400 Hava Savunma Sistemi alımı ve Azerbaycan/Karabağ gibi bölgesel çıkarlarımızı ilgilendiren konular başta olmak üzere iç politik gelişler dâhil Türkiye'nin bölgesel politikaları ve çıkarları ile devletlerarası ilişkilerini etkiyecek nitelikte bilgilerin aktarıldığı, S-400 hava savunma sistemlerinin kullanımı hakkında ülkemizin milli güvenliği ve yabancı ülkelerle ilişkilerine tesir edecek bilgilerin paylaşıldığı, pandemi sürecinde tedarik edilen aşılar konusunda dönem itibariyle devlet büyüklerimiz itibarsızlaştırmaya yönelik asılsız beyanlarda bulunulduğu, Türkiye'deki yabancı ekonomik yatırımları olumsuz etkileyecek yorum ve bilgiler paylaşıldığı anlaşılmıştır."
MİT, yazısının sonuç bölümünde "söz konusu bilgilerin devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olduğu, bu kapsamda yabancı devlet görevlileri veya istihbarat teşkilatı mensupları ile paylaşılmasının devletin milli güvenliği ve dış siyaseti açısından sakıncalı olduğu değerlendirilmektedir" değerlendirmesini yaptı.
Savcılık: Kayıtları sır diye iddianameye yazamadık
Soruşturmayı yürüten savcılık, Gürcan'ın faaliyetlerine ilişkin MİT ile yaptığı yazışmaların ardından iddianame düzenledi. Her iki diplomatın istihbaratçı olduğu belirtilen iddianamede, şüphelinin, İspanyol istihbaratçı ile otelde yaptığı görüşmeye dair ortam dinlemesi kayıtlarının, siyasal veya askeri sır kapsamında olduğu hususunun, MİT tarafından bildirilmesi nedeniyle görüşme içeriğinin tamamının iddianameye "derc edilmediği" (yazılamadığı) anlatıldı.
İddianamede, ortam dinleme kaydı içeriğinde, devlet sırrı teşkil eden, siyasal veya askeri casusluk suçuna vücut veren bilgiler bulunması nedeniyle, ortam dinleme CD kaydının Adli Emanet'e teslim edildiği anlatlıdı. Ortam dinleme kaydı çözüm ve tercüme tutanağı da mühürlü zarf içerisinde dosyaya eklendi. İddianamede, "Devlet sırrı barındıran ve suçun delili olan ortam dinleme kayıt tutanağı içeriğinin büyük çoğunluğu iddianameye doğrudan derc edilemedi" denildi.
Gürcan neyle suçlandı?
Gürcan'a yönelik suçlamalara ilişkin hukuki değerlendirmelere yer verilen iddianamede, "Şüpheli Metin Gürcan, yabancılara, istihbarat görevlilerine, gizlilik kurallarına riayet ederek para karşılığında, uzun süredir devlet sırrı mahiyetinde bilgi temin ederek paylaştı" denildi.
Şüphelinin İspanyol istihbaratçı ile oteldeki buluşmasında, masa değiştirme, zarf teslimi anında aynı anda masada oturmama gibi dikkat çekmemeye ilişkin hareketler sergilediği anlatılan iddianamede, şöyle denildi:
"İtalyan zat ile istihbarattaki gizli yöntemleri kullanarak karanlık ve izbe bir ortam olan AVM otoparkında ve araç içerisinde buluşarak görüştü. Savunmasında pandemi nedeniyle otoparkta görüştüğünü söyledi. Ancak pandemi kurallarına aykırı olarak 45 dakika boyunca kapalı bir ortamda, küçücük bir araba içerisinde gizlice görüşmesi hayatın olağan akışına ve savunmaya uygun değildir."
Gürcan ile iki diplomat arasındaki konuşmaların tamamına yakınının "Türkiye'nin iç ve dış siyasi, askeri milli duruşu ve sırları ile ilgili olduğu" ifade edilen iddianamede, şüphelinin açık kaynaklardan elde ettiği bilgileri analiz ederek para karşılığında raporlaştırıp teslim ettiği iddiasının doğru olmadığı savunuldu.
İddianamede, buna ilişkin "Çünkü hiç kimsenin, hele de dünyanın en eski medeniyetlerinden olan ve en gelişmiş bilgi analiz teknolojilerine ve eğitilmiş insan kaynağına sahip devletlerinden olan İspanya ve İtalya devletlerinin, zaten açık kaynaklarda var olan bilgilere, düzenli aralıklarla 400 dolar, 500 euro, 330 pound para ödemesi hayatın olağan akışına uymaz" görüşüne yer verildi.
"Gürcan'ın kaynaklarını tespit edemedik"
Gürcan'ın Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın eski subayı olduğuna dikkat çekilen iddianamede, şüphelinin çok sayıda askeri sır teşkil eden eğitime, faaliyete ve operasyona katıldığı, devletin askeri veya siyasal sırlarına vakıf olduğu belirtildi.
İddianamede, "İspanyol istihbaratçı ve İtalyan zata, para karşılığında temin ettiği siyasal ve askeri sır kapsamındaki bilgileri, soruşturma kapsamında tespit edilemeyen kaynaklarından aldığı" iddia edildi. Bu bilgilerin "açık kaynaklardan" elde edilemeyecek bilgiler olduğu savunuldu.
MİT'in yazıları delil
"Şüpheli Suriye, Libya ve Azerbaycan'daki, Türkiye Cumhuriyeti askeri birlikleri hususunda, asker sayıları ve askeri ekipmanları hakkında, milli güvenliği ilgilendiren stratejik bilgiler paylaştı. S-400 konusunda bilgiler verdi" denilen iddianamede, bu bilgilerin devletin güvenliği iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgilerden olduğuna dair MİT'in yazısı olduğu kaydedildi.
Öte yandan savcılık, iki diplomat hakkındaki dosyayı tefrik ederek haklarında fezleke düzenledi. Ayrıca Gürcan hakkında "terör örgütü üyesi olmak" iddiasından ise takipsizlik kararı verildi.
Alican Uludağ
© Deutsche Welle Türkçe