Moskova Esat'ı gözden çıkarmıyor
13 Eylül 2015Rusya daha önce de Suriye'ye silah vermekteydi. Moskova yönetimi on yıllardır Şam'daki rejime silah sevk etmiş ve bunu gizleme ihtiyacını da hissetmemişti. Son silah ve askeri malzeme sevkiyatı ise ABD'yi özellikle endişelendiriyor. ABD'den yapılan açıklamalarda, Rusya'nın anlaşmazlığa muhtemelen doğrudan müdahale edebilmek için Suriye'deki askeri mevcudiyetini arttırdığı belirtiliyor. Son günlerde Suriye'ye tank, top ve tüfek gönderilmiş olması Washington'un boşuna endişelenmediğini gösteriyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise, ABD'nin endişelerinin yersiz olduğunu, ve askeri yardımın yalnızca Suriye'nin radikal İslamcı gruplarla daha etkili mücadele edebilmesi için yapıldığını savunuyor.
Berlin'deki Bilim ve Siyaset Vakfı uzmanlarından Markus Kaim bu gerekçeyi inandırıcı buluyor. Kaim, Rusya'nın bu yoldan diplomatik ağırlığını arttırmaya çalıştığı tezini şöyle gerekçelendiriyor:
“İki unsur öne çıkıyor: Önce Suriye'deki rejim askeri bakımdan kötü durumda. Son aylarda ağır yenilgiler aldı ve İdlib vilayetindeki hava alanını da kaybetti. Böyle devam ederse Beşar Esat rejiminin yakın gelecekte devrilme ihtimali doğabilir. Bence Rusya'nın müdahale etmesinin başlıca nedeni budur. İkinci neden de Rusya'nın askeri angajmanının yanı sıra diplomatik çabalarını da arttırmış olması. Daha ağustos ayında 40 Suriyeli muhalifi Moskova'ya davet ederek onları Esat ile görüşmeye ikna etmeye çalışmıştı. Bundan, diplomatik çözüm arayışında Rusya'nın devre dışı bırakılamayacağı ve Rusya'nın, Orta ve Yakın Doğu'daki bölgesel konumunu korumakta kararlı olduğu sonucu çıkıyor.”
‘Rusya'nın amacı diplomatik inisiyatifi kaybetmemek'
Moskova yönetiminin diyalog başlatabilmek için uyguladığı strateji Suriye dışındaki Arap ülkelerinde de etkili oldu. Uzun yıllar ABD'nin müttefiki olan bazı Arap ülkeleri artık Rusya'nın çizgisini izliyor. Mısır Devlet Başkanı Abdül Fettah EL Sisi'nin iki yıl zarfında dört kez Moskova'ya gidip Vladimir Putin ile görüşmesi Batı'yı rahatsız etmişti.
Bilim ve Siyaset Vakfı'ndan Markus Kaim bölgede üstünlük mücadelesi veren ABD ve Rusya'nın Suriye krizindeki pozisyonlarında yakınlaşma olduğunu ancak Rusya'nın askeri varlığını arttırmasının ABD'nin çözüm planlarına uymadığını anlatırken DW'ye şunları söyledi:
“Rusya'nın askeri sevkiyatı arttırması, IŞİD ile uluslararası koalisyon bünyesinde mücadele edilmesi şeklindeki Amerikan planına iki bakımdan ters düşüyor. Rus askeri varlığı artarsa, ortaya operasyonu kimin koordine edeceği sorusu çıkar. 60 devletin yer aldığı koalisyonda Rusya önemli rol oynamıyor. Ayrıca Suriye ve Irak'taki savaşların dışarıya taşmasını önleme görevini kimin üstleneceği de önemli. Rusya bu görevin dışında kalmaya hiç niyetli olmadığını açıkça gösteriyor.”
Markus Kaim, Rusya'nın krize daha yoğun ilgi göstermesinin kendi beklentilerinin yerine gelmemesiyle de alakalı olduğunu ve Batı'nın, şimdiye kadar öne sürdüğü şartların yerine gelmeyeceğini idrak ettiğini şu cümlelerle anlattı:
“Rusya, iç savaşın Esat rejiminin üstünlüğüyle sona ermesini umuyordu ama şimdi bu beklentinin hayal olduğunu anladı. IŞİD'in ilerlemesi de Rusya'nın çıkarlarına uymaz. Şimdi Suriye'deki siyasi yapının tıpkı 2003 savaşından sonra Irak'ta olduğu gibi çökmesinin önlenmesi gerekiyor. Rusya'nın bu konuda daha kararlı davrandığı görülüyor. Batı'nın da, ‘Esat'ın görevi bırakması her türlü müzakerenin ön şartıdır' şeklindeki tutumundan uzaklaşmaya başladığı anlaşılıyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Anne Allmeling