1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Moskova'nın Ortadoğu'daki güç savaşı

13 Ekim 2016

Rusya, Esad rejimini muhaliflerle mücadelesinde kararlılıkla destekliyor. Ama Moskova’nın planları bununla sınırlı değil. DW'den Kersten Knipp Moskova'nın hesaplarını mercek altına aldı.

Fotoğraf: Reuters/A.Ismail

Rusya, Suriye'deki askeri mevcudiyetini arttırıyor. Halep'i bombalayan Rus jetleri Lazkiye'den havalanıyor. Rus donanması Tartus limanında demirliyor. S-300 ve S-400 tipi Rus uçaksavar füzeleri roketsavar olarak da kullanılabiliyor. ‘Amiral Kusznetsow' da yakında Doğu Akdeniz'deki Rus askeri gücüne ek destek sağlayacak.

Rusya böylelikle bütün Suriye hava sahasını kontrolü altına almış bulunuyor. ABD'nin Suriye'deki savaşa müdahale etme planları da şimdilik kağıt üzerinde kalmaya mahkum. El Cezire televizyonunun siyasi analiz uzmanı Marwan Bishara, "Yüz binlerce can alan iç savaşta Amerikalılar ve Ruslar son Suriyeli ölene kadar birbirleriyle çekişemezler. Bu manzara ABD'nin Rusya tarafından aşağılandığı bir finali andırıyor” diyor.

Halep'in anlamı

Dışişleri bakanları Kerry ve Lawrow hafta sonunda Lozan'da ateşkes görüşmelerini yeniden başlatacak Ancak Rus ve Suriye jetleri Halep semalarında dolaşmaya devam ediyor. Sadece çarşamba günü 50 kişi daha bombalara kurban gitti.

Ancak Rusya'nın amacı sadece muhalifleri ezmek ve Halep'i geri almak değil. Yoğun saldırılar aynı zamanda ABD'ye verilmiş mesaj anlamına da geliyor. Rusya, "Suriye'ye yerleştik. Buraya kalmak için geldik" demek istiyor.

Siyasi boşluk

Eski ABD Başkanı George Bush'un Irak serüveni fiyaskoyla sonuçlandıktan sonra halefi Barack Obama Ortadoğu politikasında çekimser davranmayı tercih etti. Obama bu topraklarda bir daha Amerikan askerlerinin ölmesini istemiyordu. Öncelikle İran'a karşı yatıştırıcı oldu ve Tahran yönetimini Batı ile nükleer anlaşmaya varmaya ikna edebildi. İran nükleer silah yapmaktan vazgeçti, karşılığında da yaptırımlar kaldırıldı.

Obama aynı zamanda bölgedeki en sıkı müttefiki Suudi Arabistan'a da mesafe koydu. ABD'nin pasif Ortadoğu politikasının açtığı boşluğu şimdi Rusya doldurmaya çalışıyor. Suriye'nin Rus Ortadoğu stratejisinin yapıtaşlarından sadece biri olduğu anlaşılıyor. Rusya uzun vadede Ortadoğu'ya temelli yerleşmeyi amaçlıyor.

Fotoğraf: picture-alliance/abaca/J. Al Rifai

Ortadoğu'da diplomatik hamle

Rus dış politikasının kararlılıkla bu amaca hizmet ettiği söylenebilir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin uçak düşürme olayından bir yıl sonra Ankara ile aralarındaki buzları çözmek için gittiği İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile doğalgaz nakil boru hattı anlaşması imzaladı.

Rusya yakında eski müttefiklerinden Mısır ile güvenlik işbirliği görüşmelerine başlayacak. Rusya, İsrail ile ilişkilerine de önem veriyor. Hatta İsrail ile Filistinlilerin barış görüşmeleri için Moskova'da buluşturulması da gündemde. Suriye'de silah kardeşliği yaptığı Tahran ile arası zaten iyi.

Moskova'nın Suudi Arabistan ile görüşmesi anlaşılan İran'ı rahatsız etmiyor. Suudi Arabistan liderliğindeki Yemen uluslararası ittifakının Batı tarafından eleştirilmesinden Riyad rahatsız oluyor. Bir buçuk yıldır süren Yemen iç savaşında en az 10 bin kişinin öldürülmesi üzerine İngiltere, Suudi Arabistan'a yaptığı silah satışlarını gözden geçireceğini duyurmuştu. Bu durumda Suudi Arabistan yeni ortaklara ve silah alabileceği ülkelere ihtiyaç duyacaktır.

Petrolün cazibesi

Rusya uzmanı Boris Reitschuster, "Kremlin liderinin nefesini Batılı rakiplerinin ensesinde hissettirdiğini, Obama ve müttefiklerinin ise sadece pasif tepki gösterebildiklerini" söylüyor.

Rusya'nın kaba ve sert eylemlerine paralel yürüttüğü diplomatik atak da meyve vereceğe benziyor. Şimdiye kadar Rusya'nın küresel güç olduğunu dünyaya ispatlamak istediği sanılıyordu. Putin'in ekonomik durumu kötü olan Ruslara yurtseverlik dopingi yapmaya çalıştığı tahmin ediliyordu. Şimdi ise Putin'in sadece dış faktörlerin yardımıyla iç politika yapmakla yetinmek istemediği anlaşılıyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin bir yorumunda, "Rusya'nın yeniden Yakın ve Ortadoğu'da sözünü dinleten bir güç olmaya çalıştığı" belirtiliyor. ABD'nin bölgedeki angajmanını azaltması nedeniyle Moskova'nın gayesine ulaşma ihtimalinin hiç de az olmadığı aşikar.

Rusya'nın neden bölgeye bu kadar ilgi duyduğu da malum. Avrupa, Afrika ve Asya kıtalarının kesişme noktasındaki Ortadoğu sınırsız stratejik öneminin yanı sıra dünyanın en büyük yeraltı zenginliklerini de barındırıyor. Rusya bu zenginliğe Suriye üzerinden biraz daha yaklaşmış oluyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik