1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“İnce’den İnce’ye” soru ve yanıtlarla yeni hareket

13 Ağustos 2020

Muharrem İnce’nin başlatacağı “Bin Günde Memleket” hareketinin halkta çok destekçi bulamayacağı ancak siyaset labirentinde AKP’nin işine yarayacağı ve dengeleri değiştirmek için kullanılabileceği yorumları yapılıyor.

CHP'li Muharrem İnce
CHP'li Muharrem İnceFotoğraf: DHA

CHP'li Muharrem İnce’nin partiden ayrılıp ayrılmayacağı, yeni parti kurup kurmayacağı tartışmaları bugün yaptığı basın açıklaması ile son buldu.

İnce, bugün Ankara’da bir otelin toplantı salonunda çok geniş medya katılımının olduğu bir basın açıklaması ile 4 Eylül’de Sivas’tan “Bin Günde Memleket” hareketini başlatacağını ve bütün şehirleri dolaşacağını duyurdu.

Toplantıyı takip eden gazeteciler, bu bin günün 2023’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine mi denk getirildiğini, bağımsız da olsa yeniden cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağını ya da gölgede kalmış pek çok soruyu İnce’ye yöneltme imkanı bulamadı. İnce, gazetecilerin “akıllarını okuduğunu” iddia ederek, kendi kendine bazı sorular yöneltti ve bu soruları yanıtladıktan sonra salondan ayrıldı.

Bunun hemen öncesinde de Türkiye'deki “liderlik saltanatından” şikayet eden İnce, hareketi sayesinde “medyanın da özgürleşeceğini” savundu.

İnce’nin hareketi kimin işine yarar?

İnce’nin başlatacağı hareketin orta ve uzun vadede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın işine yarayacağı yorumları son günlerde siyasi kulislerde öne çıkıyor.

Avrasya Araştırma Şirketi Yöneticisi Kemal ÖzkirazFotoğraf: DW/T. Öğreten

Avrasya Araştırma’dan Kemal Özkiraz, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede İnce’nin aslında CHP’den ihraç edilmeye çalıştığını savunarak, böylelikle yüzde 3-4'lük bir tabanla yüzde 50 artı 1 oranının gerektiği cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit bir konuma girmeyi amaçladığını da belirtti.

İnce’nin oy oranının en fazla yüzde 3-4’lerde seyredeceğini belirten Özkiraz, bazı anketlerde yer alan ve İnce’nin de açıkladığı oranları gülerek karşılıyor ve “Kedi oradaysa ciğer nerede, ciğer buradaysa kedi nerede” yorumunu yaptı.

"Bu iş sadece Erdoğan’a yarar” diyen Özkiraz, bu görüşünü şöyle aktardı:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnce’nin partileşmesini bekler ve ardından yeni bir tür parlamenter sistem getirir ki aslında bu yine güçlendirilmiş başkanlık sistemi olur, İnce de burada İYİ Parti ve HDP’yi aynı anda ya da ikisinden birini barajın altına düşürmek için kullanılır.”

Özkiraz, bu siyasi ayak oyunlarından İnce’nin doğrudan haberi olmayabileceğini söylerken, “Ama çok net şekilde Saray’ın desteklediği bir girişim bu” diyor.

İnce’nin basın toplantısının cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisini görmezden gelen hükümete yakın televizyonlar ve haber kanalları tarafından canlı yayımlanması da dikkat çekti.

Özkiraz’a göre, Cumhur İttifakı son dönemde yüzde 50 artı 1 oranını yakalayamıyor ve bunun için çıkış yolu arıyor. Araştırmacı, İnce’nin özellikle Kürt seçmenlere teşekkür etmesini de bu çerçevede değerlendiriyor ve HDP’nin baraj altında bırakılması çabasının bir parçası olarak görüyor.

İnce'nin başlatacağı hareket hakkında vatandaş ne düşünüyor?

05:58

This browser does not support the video element.

Kürtlere göre samimiyet şart

İnce, bugünkü açıklamasında yerel seçimlerde CHP’ye İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Hatay gibi şehirleri Kürt vatandaşların kazandırdığını söyleyerek, CHP’nin seçimden sonra bu seçmenlere yüreğini açarak teşekkür etmediğini kaydetti.

Peki Muharrem İnce’nin her fırsatta teşekkür ettiği Kürtler bu yaklaşımı samimi buluyor mu?

HDP'li siyasetçi Sezai TemelliFotoğraf: HDP Press Office

İnce’nin aday olduğu 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında HDP’nin eş başkanlığını yapan Sezai Temelli bu sorumuza şöyle yanıt verdi:

“Siyasete kim yeniden bir giriş yapsa ya da yeniden bir arayışa başlasa Kürtlerle başlıyor. İnce’nin de bugün yeniden başlarken Kürtlere değinmesi bizi şaşırtmadı, çünkü bu alışılmış bir siyaset yöntemi oldu. Ne kadar samimi, ne kadar değil meselesi Kürt meselesinin çözümünde nasıl bir siyaset izleyeceğinize bağlı. Ama bu samimiyeti biz bugüne kadar hiçbir siyasetçide göremedik.”

Temelli’ye göre İnce’nin bugünkü açıklamaları çok alışılagelmiş ve Gelecek Partisi’nden Ahmet Davutoğlu ya da DEVA’dan Ali Babacan’ın konuşmalarına benzer. Temelli, Kürtlerin artık bu yaklaşımdan ciddi anlamda muzdarip olduğunu ifade ederek, “Kendi kafalarında yaratmış oldukları bir Kürt prototipiyle, onların sırtını sıvazlayarak, kardeşimiz diyerek ya da alışılagelmiş devletçi anlayışla yaklaşarak hiçbir sorun çözülmez” dedi.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da DW’ye açıklamasında Kürt meselesini kimsenin kendi siyasi emelleri için araçsallaştırmaması çağrısında bulundu.

“Kürtlerin sadece seçim döneminde hatırlanan ve oy olarak görülen” bir kesim olmadığını belirten Beştaş, “Kürt meselesine herkesin objektif ve çözüm odaklı bakması gerekiyor. Biz böyle bakan, eşit yurttaşlık temelinde çözüm için çaba gösteren çalışmaları önemli buluyoruz” dedi.

İnce’nin bu tür tartışmalar ortasında bugün bu açıklamaları yapmasını kamuoyunun takdirine bıraktığını belirten Beştaş, “Peki o zaman bugüne kadar neden sustu? Neden bugün” diye sordu.

İnce, Macron olur mu?

Basın açıklamasını takip eden deneyimli gazeteci Zeynep Gürcanlı, İnce’nin Fransa’da bu tür bir hareket başlatarak cumhurbaşkanlığını kazanan Emmanuel Macron olmaya çalıştığını belirtti.

Gürcanlı, İnce’nin Macron’un izlediği yolu takip etmeye çalıştığını söyleyerek, izlenimini şöyle aktardı.

“İnce belli ki artık CHP’den cumhurbaşkanı adayı olamayacak. Bir başka partiden de onu aday göstermeleri mümkün değil. Bu nedenle o da kendi yolunu çizerek, belki diğer partiler arasından sıyrılıp ikinci turda kazanabilme hesabı yapıyor olabilir.”

Millet İttifakı’nın yerel seçimlerdeki başarısının mimarlarından siyasi iletişim uzmanı Ateş İlyas Başsoy ise İnce’nin politika tarzını DW’ye şu sözlerle değerlendirdi:

“İnce diyalektik iletişimle, yani zıtlaşma ile hareket ediyor. Ama bunun gerçeği varken çakmasını kimse almaz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de almadı zaten, seçimde elde ettiği sonuç kötüydü aslında.”

Başsoy, önümüzdeki seçimi kazanan tarafın “diyalojik iletişim” kullanan yani siyasetini karşıtlıklar değil ortaklıklar üzerine kuran aday olacağını belirtti.

CHP’den iddialara yanıt

Bu arada, CHP yazılı bir basın açıklamasıyla İnce’nin partiye yönelik eleştiri ve suçlamalarına yanıt verdi.

2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin adayı olan İnce’nin seçim kampanyasında gereken desteği alamadığı iddiasını rakamlarla yalanlayan CHP, Cumhurbaşkanlığı destek kampanyasında 26 Milyon TL bağış toplandığını ve kampanya süresince harcandığını belirtti.

“CHP seçimde sandıklara sahip çıkmadı” suçlamasıyla ilgili olarak ise sandıklara bütün seçim dönemlerinden daha fazla sahip çıkıldığı ifade edilerek, sadece CHP’nin değil Millet İttifakı'nı oluşturan siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının desteği ile bu çalışmanın yürütüldüğü kaydedildi.

CHP, seçim gecesi İnce’nin ortadan kaybolmasıyla ilgili olarak da “Genel Merkez yöneticilerimiz tarafından, kendisine basın açıklaması yapması yönünde yapılan önerilerin hiçbirinin gereği yerine getirilmemiştir” ifadelerini kullandı.

Gülsen Solaker/Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik