1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Musa Kart karikatürlerine geri dönüyor

22 Ağustos 2017

Tahliye edildikten sonraki ilk karikatürünü cezaevindeki arkadaşları için çizen Cumhuriyet karikatüristi Musa Kart, DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Kart, “Bu ülkenin hukukuna olan inancımız derinden sarsıldı“ diyor.

Fotoğraf: Imago/C. Erok

15 Temmuz darbe girişimi sonrası "terör örgütüne üye olmaksızın yardım etmek" suçlaması ile tutuklanan Musa Kart, dokuz aylık cezaevi sürecinden sonra karikatürlerine geri dönüyor. Gazetesi Cumhuriyet'le bütünleşmiş bir isim olan Musa Kart, aynı zamanda Türkiye'nin en önemli siyasi karikarüstlerinden biri.

Karikatüre, Ankara'da mühendislik eğitimi aldığı 70'li yıllarda başlayan Kart, "Statik ve betonarme kitaplarımın üzerine bile karikatür çizdiğim bir dönemdi o. Bu tutkulu halimi fark eden sıra arkadaşımın önerisi hayatımın akışını değiştirdi" diye anlatıyor o günleri. Arkadaşının önerisiyle çizgilerini 2 bin baskı yapan bir sendika gazetesinde yayımlatan Kart'ın karikatür yolculuğu o günden bugüne siyasi karikatürle devam etmiş.

Kart'ın cezaevindeki arkadaşlarının yaşadığı haksızlığı ve hukuksuzluğu gösteren karikatürü, Cumhuriyet gazetesinde bugün yayımlandı. Kart’ın afiş olarak hazırlayacağı çizim, önümüzdeki günlerde ise sokaklardaki billboardlarda çıkacak.Fotoğraf: Musa Kart

"Kendi kulvarınızdaki 1-2 karikatüristten birisiniz. Bu sizi üzüyor mu? Artık siyasi hiciv bir cesaret işi haline geldiği için mi bu kulvara ilgi yok. Yoksa uzun zamandır mı durum böyle?" sorumuza yanıtını, "Doğrusu kendi kulvarımda tek olduğumu düşünmüyorum. Ama kulvarımızın giderek daraldığını da teslim etmek zorundayım. Bu konudaki sorunuz, ayrıntılı yanıta yer bırakmayacak kadar açıklayıcı" diye veriyor.

Kart, Türkiye'de ve dünyada farklı kulvarlarda iş üretmelerine rağmen estirdikleri güçlü rüzgârlarla kendisini etkileyen karikatüristleri şöyle sıralıyor: Sempe, Lurie, Mordillo, Turhan Selçuk, Ferruh Doğan, Ali Ulvi Ersoy, Tonguç, Yalçın  Çetin, Semih Balcıoğlu.

"Bu benim değil aşkın kaderi"

Cumhuriyet'in birinci sayfasında 23 yıldır aralıksız çizen Kart, gazete yönetimiyle farklı düşündüğü konularda bile çizimlerine müdahale edilmediğini belirterek "Bir çizerin önceliğidir özgürlük. Ve bana bunu sağlayan gazeteme teşekkür borçluyum. Ama Cumhuriyet öncesi çalıştığım bazı gazete ile dergilerden, baskıcı ve sansürcü anlayışlarından dolayı ayrılmak zorunda kaldığımı eklemem gerekiyor" diyor.

Siyasilerle arası doğal olarak hoş olmayan Kart'ın kamuoyunca en çok bilinen davalarından biri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kedi şeklinde çizdiği ve hakkında hakaret davası açıldığı suçlamaydı. Bu da dahil daha önce aleyhine açılan tüm davalardan beraat eden Kart'ın dokuz ay hapis yatmasına neden suçlamalarda ise çizdiği karikatürler yok. Gerekçe, Cumhuriyet Vakfı üyeliği. Kendisini ve Cumhuriyet'in diğer yönetici ve yazarlarına "FETÖ terör örgütüne üye olmaksızın yardım" etme suçlaması yönelten savcı ve hakimler, suçlamanın delili olarak gazetede yayınlanan yazı ve haberleri gösterdiler.

Musa Kart, eşi Sevinç Kart'la birlikte Fotoğraf: privat

Dava için şu sözleri kullanıyor Kart: "Hakkımda daha önce de pek çok dava açılmıştı. 'Bu benim değil, aşkın kaderi...' diyor ya şarkı, aynen öyle. Bu benim değil, dünden bugüne ülkemizde eleştiren, sorgulayan yazar ve çizerlerin kaderi..."

"Hukuka inancımız derinden sarsıldı"

Hapishane ve yargılama sürecinden çıkardığı sonuç kısa ve kesin Kart'ın: "Bu ülkenin hukukuna olan inancımız derinden sarsıldı. Hukuk güvenlikli korunağımızdı bizim, ama artık yok..."

Bu temel eksikliğin yeni dönemde işlerine nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceklerini belirten Kart, "Gazetemiz, baskı ve sindirme politikalarına karşın Cumhuriyet'e, demokrasiye, laikliğe, ifade özgürlüğüne olan inancını sürdürüyor. Ancak bu duruşu nedeniyle daha yoğun baskıların da muhatabı oluyor ne yazık ki..." diyor.

Hapisten önceki ve şimdiki Musa Kart arasında fark olmadığını ise şu mesajı vererek aktarıyor:

"Dokuz ay önce de sorunlarımızı şiddetten uzak, mizaha ve karikatüre yaslanarak tartışabileceğimizi düşünüyordum, bugün de öyle..."


© Deutsche Welle Türkçe

Aslı Işık / Ankara

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik