1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

NATO'da sancılı gelecek arayışı

24 Ekim 2010

Gelecek stratejisini belirlemeye çalışan NATO'nun füze kalkanı oluşturma planı ve AB ile ilişkileri Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Uzmanlar, Türkiye'nin pozisyonu DW'den Jülide Danışman'a değerlendirdi.

Fotoğraf: dpa

NATO, Portekiz’in başkenti Lizbon’da Kasım ayında yapılacak olan zirvede, yeni stratejisini belirleyecek. Soğuk Savaş döneminde kurulan NATO, bu yeni strateji ile savunma araçlarını modernize ederek, kapasitesini güçlendirmeyi hedefliyor. Bu çerçevede füze kalkanı planları ve siber saldırılara karşı güvenliğin artırılması bekleniyor.

Bunun yanı sıra NATO’nun Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumlarla işbirliğini artırması planlanıyor. NATO’nun yeni stratejisinde, füze kalkanı planları ve NATO-Avrupa Birliği ilişkileri, Türkiye’yi yakından ilgilendiren konuların başında geliyor.

Füze kalkanı planı

Kasım ayında Lizbon’da yapılacak olan NATO zirvesinde ele alınması beklenen ve Türkiye açısından önem taşıyan konular arasında füze kalkanı da bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin NATO projesi olarak hayata geçirmek istediği füze kalkanının, özellikle İran ve Kuzey Kore’den gelecek tehditlere karşı kurulması hedefleniyor. NATO bünyesindeki Müttefik Müşterek Kuvvetler eski Komutanı emekli general Egon Ramms, bu planın üye ülkeler tarafından birlikte tartışıldıktan sonra nihai kararın verileceğine dikkati çekti.

Ramms, "Kuşkusuz komşu İran’a yakınlığı ile göz önünde bulundurulduğunda ve nükleer silahlara sahip olabileceği düşünülen İran’dan olası tehditlerin gelebileceği varsayılırsa, Türkiye bu füze kalkanının kurulabileceği en önemli yerlerden biri olur. Ama söz konusu bu karar Türk hükümeti ile birlikte verilecektir. Fakat NATO’nun Türkiye’yi bu yönde baskı altına alacağını veya Türkiye’yi komşularıyla iyi ilişkilerinin olumsuz şekilde etkileneceği bir duruma getireceğini hiç sanmıyorum” dedi.

NATO zirvesine Rusya’nın da katılması ve füze kalkanı ile ilgili tartışmalarda yer alması bekleniyor. Uzmanlar, füze kalkanını kendisi için bir tehdit olarak algılayan Rusya’nın, bu şekilde duyduğu rahatsızlığın azabileceğini düşünüyor. Hamburg Üniversitesi Barış Araştırmaları ve Güvenlik Politikası Enstitüsü’nden Oliver Meier, füze kalkanının İran’dan gelebilecek tehditlere karşı kurulmasını ise Türkiye’nin yanı sıra NATO için de bir sorun olarak görüyor.

Meier'in değerlendirmesi şöyle: ”Lizbon’daki zirve sonrasında da, ‘böyle bir sistem İran’la diyalogu tehdit eder mi veya nasıl destekleyebilir’ sorularının tartışılması gerekiyor. Rusya ile olan ilişkiler nasıl etkilenir? Bu meseleler hakkında hâlâ tartışılıyor. Lizbon’daki zirveye kadar olan kısa sürede de uzlaşma sağlanması beklenmiyor. Bana göre, burada füze kalkanı sistemi kararında bence çok dikkatli olunması gerekiyor.”

AB ile ilişkiler

NATO’nun yeni stratejisine göre Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlarla işbirliğinin artırılması öngörülüyor. Bu işbirliği de Türkiye açısından tartışılan konular arasında bulunuyor. Alman Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz, NATO ve Avrupa Birliği arasındaki işbirliğinin artırılmasında Türkiye’nin engel oluşturduğunu belirtti.

Polenz, ”Geçmişte ne yazık ki şöyle bir durum yaşandı; çözüm bulunamayan Kıbrıs meselesi nedeniyle Türkiye bu işbirliğini sorun olarak gördü ve bu işbirliğinin oluşmasında sorun yarattı. Bu nedenle şimdi NATO tarafından da Türkiye’ye belirli bir baskı yapılarak, artık Ankara Protokolü’ne uymasını ve böylelikle Kıbrıs’a yönelik tutumun NATO ve Avrupa Birliği ilişkilerinin önünde engel oluşturmaması istendi” şeklinde konuştu.


NATO-Avrupa Birliği ilişkileri, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in ekim ayının başında Ankara’da yaptığı temaslarda da gündeme gelmişti. Rasmussen, Türkiye’ye Kıbrıs’ı kast ederek, Avrupa Birliği’nin 27 üyesi olduğunu kabul etme çağrısında bulunuyor. NATO Genel Sekreteri, Avrupa Birliği’nden de Türkiye ile güvenlik anlaşması imzalanmasını istiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Jülide Danışman / Berlin

Editör: Ahmet Günaltay