Bir Türk tutukluydu, ABD NATO'daki rüşvet dosyasını kapattı
20 Ekim 2025
Türkiye'de Ankara merkezli Arca Savunma Sanayi'nin kurucusu İsmail Terlemez'in Lüksemburg'daki NATO Destek ve Tedarik Ajansı'nın (NSPA) bünyesindeki bir rüşvet soruşturmasına adının karıştığı ve Belçika'da iki ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldığı ortaya çıktı. DW Türkçe'nin de dahil olduğu uluslararası gazetecilik araştırmasına göre Terlemez ile aynı soruşturmadan İsviçre'de tutuklu bulunan bir şüpheli daha ABD'nin müdahalesi ile serbest bırakıldı. Aynı gün yine NSPA bağlantılı ikinci rüşvet soruşturması daha düşürüldü, ayrıca tutuklu şüphelisi de yine yargılanmadan serbest bırakıldı.
Edinilen bilgilere göre ayrıca yürütülen iki hassas soruşturma, ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) tarafından 9 Temmuz'da kapatıldı.
Soruşturmaların aynı gün içinde sessiz sedasız kapatıldığı, Belçika'dan Knack, Le Soir, Fransa'dan La Lettre ve Hollanda merkezli bağımsız araştırmacı gazetecilik platformu Follow the Money'ın ortaklaşa yürüttüğü #NATOgate araştırmasıyla tespit edildi.
DW Türkçe ve İsviçre'den Tamedia'nın da dahil olduğu araştırmaya göre İsmail Terlemez, bu yılın Mayıs ayında ABD Adalet Bakanlığının talebiyle Brüksel Zaventem Havalimanı'nda gözaltına alındı, Haren Cezaevi'nde yaklaşık iki ay tutuldu ve yine DOJ'un talebi sonrası serbest bırakıldı.
Karar, "siyasi müdahale" eleştirilerini beraberinde getirdi. Araştırmayı yürüten medya ortaklarına konuşan dört eski DOJ yetkilisi, iki ayrı davanın aynı gün düşürülmesini olağandışı buluyor. İsimlerini vermeyen eski Bakanlık çalışanlarından biri de bunu "yıldırımın bir günde iki kez aynı eve düşmesi" benzetmesiyle anlattı.
Zamanlama da dikkat çekti: Bu iki dosyanın düşürülmesinden yaklaşık iki hafta önce, 24 Haziran 2025'de ABD Başkanı Donald Trump NATO Zirvesi öncesinde Lahey'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmişti.
Görüşmede ikili ilişkiler ve savunma sanayisindeki işbirliği konuşuldu. Zirvede ise müttefik ülkeler, savunma harcamalarını gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 5'ine kadar çıkarma hedefi üzerinde uzlaşmıştı.
İsmail Terlemez'e hangi suçlamlar yöneltildi?
NSPA, NATO ülkeleri adına ortak alımlar yapan bir ajans. Mühimmat, yedek parça ve yakıt gibi kalemlerde büyük ölçekli tedarik yönetiyor. Bu ajansın bin 500'den fazla çalışanı bulunuyor ve yılda yaklaşık 10 milyar euroluk sözleşmeleri yürütüyor.
Bir dönem Türk ordusunda mühimmat uzmanı olarak çalıştıktan sonra NSPA bünyesine görev yapmaya başlayan İsmail Terlemez (43), çok sayıda NATO ülkesinin (ABD dahil) küçük silah mühimmatı ve TNT gibi patlayıcıları birlikte satın aldığı Ammunition Support Partnership (Mühimmat Destek Ortaklığı) adlı programın teknik sorumlusuydu.
ABD'li savcılara göre Terlemez'in görevi kritik öneme sahipti. Görevi, ihalelerin teknik şartnamelerini hazırlamak ve tekliflerin teknik uygunluğunu değerlendirmekti. Açılan ceza dosyasında Terlemez NSPA'nın bu biriminde "kamu ajanı" sıfatıyla rüşvet almakla suçlandı. Aynı dosyada eski NSPA yöneticisi Amerikalı Scott Everett Willason'a yöneltilen suçlama da İsmail Terlemez ile bağlantılıydı.
DW Türkçe'nin incelediği iddianameye göre Terlemez, Mart 2019'da, ABD ordusuna patlayıcı TNT tedariki için açılan büyük bir sözleşmeyi kimin kazanacağına karar verme sürecinde önemli bir role sahipti. Sözleşme bir İtalyan firmasına gitti ve ABD savcılarının iddianamede yer alan değerlendirmesine göre Terlemez bu şirketin ihaleyi kazanmasına "rüşvet karşılığında" yardım etti.
İddianameye göre Terlemez ve Willason 2019–2020 döneminde birlikte hareket ederek menfaat elde ettiler. Eski bir ABD askeri olan Willason'ın NSPA'da yönetici olduğu dönemde Terlemez, onun astı olarak görev yapıyordu. Willason, 2018'de NSPA'dan ayrılıp Lüksemburg ve Polonya'da danışmanlık şirketleri kurdu.
Para akışı ve görüşmelerle ilgili iddialar
İddianamede, İtalyan şirketinin Ammunition Support Partnership (Mühimmat Destek Ortaklığı) çerçevesinde sözleşmeyi kazandığı, ardından şirketin 1 milyon eurodan fazla bir ödemeyi Willason'un Lüksemburg'daki danışmanlık şirketine aktardığı belirtildi. İddianameye göre danışmanlık şirketinden yaklaşık 116 bin euro ise Kasım 2019 ile Eylül 2020 arasında taksitler halinde İsmail Terlemez'e gönderildi.
İddianamede Terlemez ile Willason'un iş birliği ikinci bir örnek üzerinden daha tarif ediliyordu. Savcıların iddiasına göre Terlemez, 2020 başlarında NSPA ile iş yapmak isteyen Letonyalı bir firmayı danışmanlık almak üzere Amerikalı ortağının Polonya merkezli danışmanlık şirketine yönlendirdi.
İddianameye göre Terlemez, Letonyalı şirketin CEO'su ile ilk olarak resmi görevi dolayısıyla bulunduğu Riga'da buluştu; sonrasında Lüksemburg'da bir görüşme gerçekleştirdi. Yine iddianameye göre bu görüşmeyle aynı gün CEO ile Willason Lüksemburg'da bir otelde bir araya geldi.
Soruşturmayı FBI yürüttü
Araştırmanın bulgularına göre FBI ve ABD Savunma Bakanlığının başmüfettişliğine bağlı cezai soruşturma birimi DCIS (Savunma Suçları Soruşturma Bürosu) tarafından yürütülen bir soruşturmanın ardından ABD iki eski NSPA çalışanı hakkında uluslararası tutuklama emri çıkardı.
İsmail Terlemez de özel bir ziyaret için Brüksel'e geldiği 13 Mayıs 2025'ta Zaventem Havalimanı'nda gözaltına alındı. 2020'den itibaren ailesiyle İsviçre'nin Lugano kentine taşınan Willason da 13 Mayıs sabahı İsviçre polisi tarafından gerçekleştirilen silahlı bir operasyonla alındı.
Her iki isim de 59 gün boyunca tutuklu kaldı. ABD Adalet Bakanlığının 9 Temmuz 2025'de Illinois'teki mahkemeye davanın düşürülmesi talebini sunmasından iki gün sonra sessiz sedasız serbest kaldılar. DOJ'un mahkemeye sunduğu dilekçede "ABD, bu davanın koşullarını dikkatle değerlendirdikten sonra, kovuşturmanın sürdürülmesinin adaletin çıkarına olmayacağı sonucuna varmıştır" denildi.
Arca ve İsmail Terlemez, DW Türkçe ve araştırma ortaklarının yorum taleplerine yanıt vermedi.
Willason'ın avukatı Pascal Frischkopf ise söz konusu bilgilerin "yanlış, yanıltıcı ve eksik" olduğunu savundu ancak detay vermedi. Frischkopf, "Asıl önemli olan şudur ki, ABD adalet sistemi tarafından yapılan kapsamlı incelemeyi takiben Bay Willason'a yöneltilen suçlamaların yanlış ve temelsiz olduğu açık ve süratli biçimde tespit edilmiştir. Buna uygun olarak, tüm suçlamalar ve ilave soruşturmalar derhal düşürülmüş ve tamamen kapatılmıştır" dedi.
Arca'nın Türkiye'de hızlı yükselişi
Terlemez, görevi sırasında bir dizi menfaat elde ettiği iddia edilen dönemden birkaç ay sonra Temmuz 2020'de NSPA'dan ayrıldı. Çok kısa bir süre sonra, 5 Ağustos 2020'de ise Ankara-Çankaya'da Arca Savunma Sanayii şirketini kurdu.
Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre şirket 1 milyon TL sermayeyle başladı. Yaklaşık iki yıl sonra sermayesi 15 milyon TL'ye çıkarıldı. Şirketin yüzde 25 hissesi Kasım 2023'te SB Silah Sanayi AŞ'ye devredildi. Ekim 2024'e gelindiğinde ise sermayesi 15 milyon TL'den 500 milyon TL'ye yükseltildi. Böylece yaklaşık dört yılda 1 milyon TL'den 500 milyon TL'ye çıkan bir sermaye sıçraması gerçekleşti.
Arca'nın yüzde 25 ortağı olan SB Silah ise Savaş Balçık ve Leman Özgür Rodoplu'ya ait. Arca'ya ortak olmadan yaklaşık bir ay önce kurulan şirket, 10 milyon lira olan sermayesini bu yıl 250 milyon liraya çıkararak 25 kat artırmış durumda. Türk basınında çıkan haberlerde ortaklardan Savaş Balçık, AKP çevrelerinde etkin bir isim olarak anılıyor.
Sermayesini 4 yılda 500 kat artıran Arca, sahada da hızlı büyüdü. Çorum/Sungurlu'daki üretim üssünün açılışını 2022'de Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Bloomberg, 2024'ün ilk yarısında ABD ordusuna 116 bin adet topçu mühimmatı satışı yapıldığını bildirdi. 25 Ekim 2024'te İstanbul'daki SAHA EXPO'da Slovak MSM Group ile 2 milyar doların üzerinde topçu mühimmatı sözleşmesi imzalandı. SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, Arca'yı tebrik etti ve anlaşmayı "fuarın en büyük sözleşmesi" olarak niteledi.
Savunma Sanayii Başkanlığı verilerine dayanan haberlerde Arca'nın 2024'te yaklaşık 600 milyon dolar ihracatla Türkiye'nin beşinci büyük savunma ihracatçısı olduğu aktarılıyor. 2025'in ilk beş ayında ise Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine dayandırılan haberlerde Arca'nın 623,6 milyon dolar ihracata ulaştığı, sektör genelinde ikinci sıraya yükseldiği belirtildi.
Bu rakam, 2024'un ilk beş ayına kıyasla yaklaşık 23 kat artış anlamına geliyor.
Meclis'te NEPSA tartışması
Terlemez'in adı Haziran 2021'de, TBMM Millî Savunma Komisyonu'nda Makina ve Kimya Endüstrisi (MKE) ile ilgili kanun teklifi görüşmeleri sırasında da gündeme gelmişti.
CHP Milletvekili Özgür Ceylan, MKE'nin yeni kurulan NEPSA ile 25 yıllık mühimmat üretimi anlaşması imzaladığını, 120 milyon adet alım garantisi verildiğini ve NEPSA adına sözleşmeyi İsmail Terlemez'in imzaladığını söylemişti.
Ticaret sicili kayıtlarında ise NEPSA'nın ortakları arasında Terlemez görünmüyor. Arca'nın tescil tarihi bu şirketin kuruluşundan yaklaşık bir ay sonrasına dayanıyor.
Avrupa'ya açılan kapı: İtalya ve Fransa
Arca'nın uluslararası sipariş hattı ise yargısal süreçlerden bağımsız biçimde devam etmiş görünüyor.
İsmail Terlemez tahliye edildikten kısa süre sonra, 19 Temmuz 2025'te Arca, mühimmat geri kazanımına odaklanan bir İtalyan şirketini satın aldı. Böylece Avrupa merkezli teknolojiye ve tedarik zincirlerine doğrudan erişim kazandı. Aynı dönemde Fransa merkezli mühimmat makineleri üreticisi Manurhin'i devralmak için de görüşmeler başlattığı basına yansıdı.
İkinci dosya: Deniz lojistiğinde nakit rüşvet iddiası
Terlemez ve Willason'a ilişkin davanın düşürüldüğü gün, NSPA'yı merkeze alan başka bir rüşvet soruşturması da sonlandırıldı.
Bu soruşturma ise Romanya merkezli Global Defence Logistics (GDL) ile ilgiliydi. GDL, NSPA bünyesindeki Naval Logistics Support Partnership (Deniz Lojistik Destek Ortaklığı) programı aracılığıyla NATO ülkelerinin donanmalarına dünya çapında yakıt ve lojistik hizmeti sağlıyordu. 2013'te kurulan ve Yunan, Türk ve Rumen hissedarlara ait olan GDL, bu program aracılığıyla defalarca benzer sözleşmeler kazanmıştı.
ABD savcıları, GDL'nin COO'su (Operasyondan Sorumlu Üst Düzey Yönetici) Manousos Bailakis ile şirkette yüzde 15 pay sahibi Ioannis Gelasakis'in, Lüksemburg'daki bir NSPA görevlisine toplam 130 bin euro rüşvet verdiğini ve 1 milyon eurodan fazla ek ödeme vadettiğini iddia etti. İki toplantının 2024 Temmuz ve Ekim'de Frankfurt'ta, üçüncüsünün 2025 Ocak'ta Bükreş'te yapıldığı dosyaya girdi; banknot demetlerinin fotoğrafları da eklendi. Yunanistan'da yaşayan hissedar Gelasakis ise tutuklanmadı. Bailakis Bükreş'te yakalandı ve 15 gün tutukluluğunun ardından ev hapsine alındı. 15 Haziran'dan itibaren ABD'ye iade edilmesini bekleyerek Bükreş Cezaevi'nde tutuluyordu. İade tarihi 11 Temmuz olarak belirlenmişti.
Ancak iadesi gerçekleşmeden ABD dosyası 9 Temmuz 2025'te (Terlemez-Willason dosyasıyla aynı gün) düşürüldü; Romanya makamları ise soruşturmaya devam ettiklerini bildirdi. GDL'nin ABD'li avukatı, şirketin rüşveti tolere etmediğini, adı geçen iki kişinin artık şirket bünyesinde olmadığını ve hissedarı ortaklıktan çıkarmak üzere sürecin başlatıldığını bildirdi. Gelasakis, suçlamaları kesin bir dille reddetti. Hakkında çıkarıldığı ileri sürülen bir tutuklama emrinden resmi olarak haberdar edilmediğini ve adresinin yetkililerce bilindiğini söyledi. Eski COO Bailakis'in avukatı, sorulara yanıt vermedi; mahkemeye sunduğu dilekçede ABD'nin yargı yetkisi bulunmadığını savundu.
"Siyasi müdahale" tartışması ve yankıları
Adalet Bakanlığı (DOJ), her iki davanın düşürülmesine ilişkin dilekçelerinde kovuşturmanın sürdürülmesinin "adaletin çıkarlarına hizmet etmeyeceğini" savundu.
Her iki dilekçede de imza, kısa süre önce atanmış ABD Başsavcı Yardımcısı Gail Slater'a aitti. Dilekçelerden birinde, DOJ hangi davaları açacağına ve hangilerini düşüreceğine dair tam takdir yetkisine sahip olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, davaların düşürülmesinin soruşturmadaki gelişmelerden ziyade siyasi nedenlerle gerçekleştiğine inanıyor.
Dört eski DOJ yetkilisi, iki NSPA dosyasının kariyer savcıları yerine siyasi atamaların imzasıyla aynı gün düşürülmesini olağandışı buldu. Benzer davalarda 20 yılı aşkın deneyimi olan eski bir DOJ yetkilisi "yıldırımın bir günde iki kez aynı eve düşmesi" benzetmesini yaptı. Eski DOJ yetkilileri, delil yetersizliği ya da yargı yetkisi sorunlarının iddianame sonrası bu hızda geri dönüş yaratmasının "çok düşük olasılık" olduğunu belirtiyor.
Sivil toplum örgütü Demokrasi Savunma Eylemi'nden (Democracy Defenders Action) Virginia Canter de "Bu kişilerin sorumlu tutulmaması korkunç bir mesaj. Bu, yolsuzluğun serbest bırakıldığı anlamına geliyor" dedi.
NATO sözcüsü Allison Hart ise "Devam eden davalar hakkında yorum yapamayız" açıklamasını yaptı. "NSPA, ulusal kolluk kuvvetleriyle iş birliğine başladı ve soruşturmalara tam destek veriyor" ifadesini kullandı. DOJ ve bu davaları takip eden avukatlar, bu haber için yöneltilen soruları yanıtsız bıraktı.
Sorular yanıtsız kaldı
Araştırmaya katılan medya ortakları, yanıt hakkı kapsamında İsmail Terlemez ve Arca'ya; NSPA'dan ayrılışının bir iç soruşturma ile bağlantılı olup olmadığı, 2019'daki TNT ihalesindeki somut rolü, Willason üzerinden kendisine aktarıldığı iddia edilen yaklaşık 115–116 bin euronun hangi hizmet karşılığı olduğu, ABD'deki dosyaların düşürülmesinde Türkiye'den herhangi bir siyasi girişim olup olmadığı, MKE ile 25 yıllık 120 milyon mermi taahhüdü ve Arca'daki hızlı sermaye artışlarının finansmanına ilişkin sorular yöneltti.
Bu sorular yanıtlanmadı. Gazeteciler, ayrıca, Trump-Erdoğan görüşmesinde Türkiye'nin önde gelen savunma şirketlerinden birinin başkanı olarak İsmail Terlemez'in adının geçip geçmediğini Türkiye'nin NATO Daimi Büyükelçisi Basat Öztürk'e sordu; bu soru da yanıtsız kaldı.