1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ND: AP kararının hiçbir kıymeti yok

23 Kasım 2016

AP'den çıkacak Türkiye kararı, Merkel’in Federal Meclis’te yaptığı konuşma ve Suriyeli mültecilere ilişkin çıkan mahkeme kararı bugünkü Alman basınından seçtiğimiz konularını oluşturuyor.

Symbolbild EU Türkei Beitritt
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/C. Petit Tesson

24.11.2016 - Alman Basınından Özetler

This browser does not support the audio element.

Avrupa Parlamentosu’nda AB-Türkiye arasındaki tam üyelik müzakerelerine ilişkin yapılacak oylama öncesinde Neues Deutschland gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Avrupa Parlamentosu'ndaki çoğunluğu oluşturan grupların liderlerinin aklına eğer çok daha parlak bir düşünce gelmezse Strasbourg, AB-Türkiye ilişkilerini sonlandırma değil, sadece ‘dondurma’ kararı alacak. Bu ise somut olarak bir 'hiç' anlamına gelecek. Yani vatandaşlarını baskı altına alma ve Türkiye'nin AB’nin resmen sahip çıktığı değerlere tamamen ters düştüğü konusunda Türkiye yönetiminin çok ileri gittiğini söyleme anlamında bir uyarı olmayacak. Erdoğan zaten Avrupa Parlamentosu'nun kararını ‘hiçbir kıymeti yok' diye niteledi. Doğruya doğru!” 

Alman Federal Meclisi'nde başlayan bütçe görüşmelerinde bir konuşma yapan Başbakan Angela Merkel, iç ve dış politikaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un "Merkel’in vizyonları” başlıklı yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

"Merkel bu konuşmasıyla yeni dönem başbakanlık görevinin vizyonlarını açıklamış oldu. Bu vizyonlar ‘küreselleşme’ ve ‘dijitalleşme’ olarak özetlenebilir. Bu da Almanya, Avrupa ve Amerika’da nesillerden beri hiç olmadığı kadar önem kazanan iki gelişme zaten. Merkel, değişimlerin düşündüğümüzden daha hızlı geleceği mesajını verdi. Bahsettiği şey sadece küreselleşen ve dijitalleşen ekonomik ilişkiler çerçevesindeki değişimler değil, endüstriyel meta üretiminin köklerine kadar inecek değişimlerdi aynı zamanda. Merkel, güvensizlik ortamını daha da beslememek için şu an isyanlara yol açan bir sözcüğü ağzına almadı ama bu sözcüğün adı devrimdi.”

Neue Osnabrücker Zeitung ise yorumunda Başbakan Merkel’in Federal Meclis’in genel görüşmede yaptığı konuşmayı farklı bir açıdan irdeliyor: 

"Berlin’de şaşkınlık hakim! Almanya’nın önünde duran görevler dev boyutlarda. Ama ne hükümet ne de muhalefet partileri tedirgin olmuş insanlara cesaret verebiliyor. Bu durumun popülistlerin ekmeğine yağ sürmesi muhtemel. Merkel'in pragmatik yaklaşımlarına denilecek bir şey yok ama genel görüşmede yaptığı konuşmada arkasında iz bırakacak bir izlenim yaratamadı. Sorunlu alanları gösterdi ama çözüm önerileri getirmedi. Anlaşılan o ki bundan sonra izleyeceği politikalarda artık mülteci krizine ilişkin söylediği  ‘biz bunu başarırız’  sloganı yeterli olmayacak.” 

Straubinger Tagblatt adlı gazete Federal Meclis’teki genel görüşme kapsamında, Almanya'nın genel siyasi durumunu yorum köşesine taşımış:

"Almanya daha önce hiç görülmemiş bir seçim mücadelesinin, sert, temel prensiplerin sorgulandığı ve nereye doğru yöneleceği önceden kestirilemeyen bir seçimin arifesinde bulunuyor. Bu seçim şu anda çok popüler olan yeni ABD Başkanı Trump’ı şamar oğlanı haline getirmekle ya da mülteci sayısının azımsanmayacak derecede azaldığı şeklindeki argümanlar ile kazanılamayacak. Çünkü insanlarda çok derin bir güvensizlik hissi oluşmuş durumda ve bu sadece popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yandaşlarındaki bir ruh hali de değil!”

Schleswig Yüksek İdare Mahkemesi merakla beklenen kararını vererek, Suriyeli savaş mültecilerine otomatik olarak kapsamlı korunma statüsü verilemeyeceğine hükmetti. Südwest Presse kararı yorumunda şu ifadelerle değerlendiriyor: 

“Başka türlü bir karar çıksaydı bu, Almanya İçişleri Bakanı ve hazırladığı İkinci Sığınmacı Paketi açısından tokatlanma anlamına gelirdi. Burada belli olmayan şey, Schleswig'deki yargıçların Suriye’deki durumu hangi gelişmeleri temel alarak değerlendirmiş olduklarıdır. İnsanların takibata uğramış olması son derece olasılık dahilindedir. Ve bu olasılığı Alman mahkemelerinin ve sığınmacı davalarına ilişkin rakamların belirlemesi mümkün değildir. Bu durumda federal çaptaki İdare Mahkemesi'nin konuya açıklık getirmesi hayırlı olacaktır.”

 

© Deutsche Welle Türkçe

 

Derleyen:Çelik Akpınar

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik