Nick Nolte 70 yaşında
8 Şubat 2011
Nick Nolte'nin, Hawaii gömleği, darmadağın olmuş saçları ve donuk gözleriyle objektife baktığı meşhur fotoğrafı hatırlamayan yoktur. Dünyada bu kadar bilinen bir başka polis fotoğrafı da çok azdır herhalde. Yaşlı kurdun yaklaşık 10 yıl öncesine ait o fotoğrafı Malibu'daki villasının yakınlarında, otoyolda uyuşturucu almış halde otomobil kullanırken tutuklandıktan sonra çekildi. Polis raporuna göre bir partide aldığı uyuşturucunun etkisinde olan Nolte, hakimin merhametiyle hapis yerine denetimli serbestlikle cezalandırıldı. Kendi isteğiyle tedavi gördü ve o günden sonra hayatındaki alkol ve uyuşturucunun yerini vitamin kürleri ve fizik kondisyon kursları aldı. Nick Nolte bugün 70 yaşına basıyor. Aktörün çekim takvimi dolu ve emekli olmaya da niyeti yok.
Bu yıl eski bir boksörü canlandıracağı "Warrior" adlı filmde rol almaktan vazgeçen Nolte'nin bir sonraki porjesi Apartheid rejimi draması olan "The Precious One". Oyuncu son olarak esrarengiz ruhani bir rehberi canlandırdığı 2009 yapımı "Arcadia Lost" filminde rol almıştı.
"Zengin ve Yoksul" ile tanındı
Nick Nolte, Alman bir göçmenin oğlu olarak 8 Şubat 1941'de ABD'nin Nebraska eyaletinde dünyaya geldi. Profesyonel futbolcu olmayı çok isteyen Nolte'nin üniversiteye devam etmek için okul notları yeterli değildi. Yıllarca gezici bir tiyatroyla ABD'yi dolaştı. Adını ilk kez 1976 yapımı televizyon dizisi "Rich Man, Poor Man" (Zengin ve Yoksul) ile duyuran Nolte, başrolünü Jacqueline Bisset ile paylaştığı 1977 yapımı gerilim filmi "The Deep" ile sinemada geniş kitlelere ulaştı. Eddie Murphy'yi beyazperdeyle tanıştıran aksiyon komedi filmi "48 Hrs." (48 saat) ile Hollywood'un aranan oyuncuları arasına girdi.
Oscar'ı iki kez teğet geçti
1992'de Amerikan magazin dergisi People tarafından "yaşayan en seksi erkek" seçildi. Aynı yıl başrolünü Barbra Streisand ile paylaştığı "Prince of Tides" (Dalgaların Prensi) filmindeki futbolcu koçu rolüyle "En iyi erkek oyuncu" dalında Oscar'a aday gösterilerek saygın sinema çevrelerinin de beğenisini kazandı.
Nolte, küçük bütçeli ve bağımsız yapımlarda oynamaktan her zaman keyif aldı. 1999'daki Berlin Film Festivali'nde bir hap bağımlısını canlandırdığı ve Amerikan tükeci toplumunu eleştiren "Breakfast of Champions" (Şampiyonların Kahvaltısı) ile yarıştı. Beş yıl önce alkolik ve yalnız bir spor öğretmenini canlandırdığı düşük bütçeli dram "Off the Black" ile Sundance film festivalinin yıldızı oldu. Ruanda soykırımını konu alan 2005 yapımı "Hotel Ruanda"da da ise çaresiz bir Birleşmiş Milletler komutanı olarak rol aldı. 2006'da "Paris, je t'taime" ile Paris sokaklarında bebek arabası itti.
Zor rollerin adamı
Canlandırdığı karakterlerde hiçbir rolün altına girmekte çekinmedi. "Oynadığım rolleri hissedebilmeliyim" diyen Nolte, bir keresinde vücut geliştirdi, bir keresinde 25 kilo aldı, bir başka rolü için ise bir süre evsizlerle birlikte sokakta yaşadı. Hep zor karakterleri canlandırmayı sevdi. "Under Fire"daki foto muhabiri Russell Prince yada kendisine ikinci Oscar adaylığını getiren "Affliction"daki içki düşkünü küçük bir kasaba şerifi olan Wade Whitehouse gibi.
"Arthur" ile güldürmeye hazırlanıyor
Nick Nolte, mayıs ayında sinemalara gelecek olan son filmiyle hayranlarını güldürmeye hazırlanıyor. 80'lerin komedi filmi "Arthur"un yeniden çevriminde Russell Brand zengin bir babanın şımartılmış oğlunu canlandırırken, Jennifer Garner, Russell'in zengin nişanlısı rolünde oynuyor. Nick Nolte ise gelecekteki damadına hayatı zindan eden baba rolünde.
Herşeye rağmen o iyi bir baba
Üç kez boşanmış olsa da babalık görevlerini hiç ihmal etmedi. 66 yaşında bir kez daha baba oldu. 2007'de hayat arkadaşı Clytine Lane'den kızı Sophie dünyaya geldi.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Ufuk Çakır (dpa/DW)
Editör: Ahmet Günaltay