1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

NOZ: Güvenlik başka türlü olur

14 Haziran 2017

Almanya’nın silah ihracatı, AB’nin mülteciler nedeniyle üç ülke hakkında yasal işlem başlatması ve Rusya’da başlayacak Konfederasyon Kupası Alman gazetelerinin yorum sütunlarındaki ağırlıklı konular.

Küstenschutzboot für Saudi-Arabien
Fotoğraf: picture alliance/dpa/S. Sauer

15.06.2017 - Alman basınından özetler

This browser does not support the audio element.

2016 yılında Almanya’nın silah ihracatı bir önceki yıla oranla düşüş kaydetti. Dün Bakanlar Kurulu’nda görüşülen Silah İhracatı Raporu’na göre, Federal Hükümet 2016 yılında 6 milyar 850 milyon euro tutarında savunma araçları ihracatı için lisans verdi. Bu da 2015 yılına oranla 1 milyar 10 milyon euroluk bir düşüş anlamına geliyor. Konuyla ilgili seçtiğimiz ilk yorum Neue Osnabrücker Zeitung adlı gazeteden:

"Almanya’nın her türlü silah üretimini ve ihracatını toptan lanetlemek ucuz bir yöntem olur. İttifak ortaklarımızla işbirliğine ve uluslararası alanda faaliyet gösteren teröristlerle mücadeleye yarayan savunma araçları ihracatı, aynı zamanda Almanya’nın güvenlik politikaları konusundaki çıkarına da oluyor. Ancak silah ihracatı, bitmek bilmeyen bir silahlanma sarmalına dönüşmemeli. Her hükümet, kimin hangi silahı ne zaman alabileceğini en ince ayrıntısına kadar tartıp biçmeli ve gerektiğinde de kısıtlamalara gitmeli. Katar Emirliği ile Suudi Arabistan arasındaki güncel kriz bunun açık bir göstergesi. Bölge, Batı’nın sattığı silahlarla dolu bir barut fıçısı. Güvenlik başka türlü olur.”

Bavyera eyaletinde çıkan Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung ise aynı konu hakkında şu yorumu sunuyor okurlarına:

“Bazı tartışmalı silah sevkiyatları için tabii ki iyi nedenler mevcut. Örneğin Riyad ile Tahran’daki molla rejimi arasında bir güç dengesi sağlanması söz konusu olduğunda. Ancak hükümetin argümanlarını Federal Meclis’e sunması ve planlarını tartışmaya açması gerek. Bunu da ihracat için lisans vermeden yapması lazım. Kararlarını kapalı kapılar ardında alan, şeffaf olmayan bir Federal Güvenlik Konseyi çağımıza uymuyor artık.”

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, mültecilerin Birlik içinde dağılımı konusunda üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmedikleri gerekçesiyle Macaristan, Polonya ve Çekya hakkında “ihlal prosedürü” başlatmaya karar verdi. Almanya’nın Polonya sınırındaki Frankfurt an der Oder kentinde çıkan Märkische Oderzeitung gazetesinin yorum sütununda konuya ilişkin şu satırları okuyoruz:

"Varşova, Prag ve Budapeşte, çizgilerini değiştirecek gibi görünmüyor. Başlatılan “ihlal prosedürü” bu ülke vatandaşlarının çoğunluğu tarafından haksızlık olarak algılanıyor. Sürecin sonunda ülkelere para cezası verildiği takdirde ise, hükümetler bunu AB’nin ne kadar dejenere ve gerçeklerden kopmuş olduğunun kanıtı olarak sunacaktır. Angela Merkel, Donald Trump nedeniyle Avrupalıların birbirine yakınlaşması gerektiğini vurguluyor, ancak bu gelişmeler Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmeyi daha da derinleştirecektir. Bu yüzden “ihlal prosedürü” usule uygun, ancak siyasi anlamda yanlış. En azından Varşova hükümeti, Suriye’de veya Afrika’da kalkınma projelerine destek vermeye hazır olduğu işaretini verdi. AB Komisyonu, Polonya’nın bu yöndeki sözlerini ciddiye alıp olası bir cezaya uzanacak süreci durdurmalı.”

Rusya 2017 Konfederasyon Kupası’na ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, Berlin’de çıkan Die Welt gazetesi yorumunda, Moskova’nın güncel siyasetine dikkat çekiyor:

"Bir de Rusya’da güzel bir futbol şenliğine mi sevinelim? Putin rejimi, protesto gösterilerine acımasız bir baskıyla karşılık veriyor. Putin’in silahlı hava kuvvetleri aynı anda, Suriye’de sivilleri ve Esad karşıtı muhalif güçleri bombalamaya devam ediyor. Ancak tüm bunlar hiç olmuyormuş gibi, 2018’de Rusya’nın ev sahipliği yapacağı FIFA Dünya Kupası’nın provası olarak gösterilen Konfederasyon Kupası’nın hafta sonunda St. Petersburg’da açılış töreni var. Uluslararası spor ve iş dünyası ve tabii peşlerinden gelen Batılı siyasi elit kesim, Kremlin rejiminin hukuksuz ve insafsız tutumunu ödüllendirmek konusunda kararlı görünüyor. Ama siyasi ve ahlaki açıdan tamamen kayıtsız hale gelmeyen birisi, haksızlığın gölgesinde futbolun tadını çıkaramaz.”

© Deutsche Welle Türkçe

AÜ/EC

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik