1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

OP: İtalya’nın hamlesi Orta Çağ’a atılan bir adım

13 Haziran 2019

Alman basınındaki yorumlarda İtalya’nın Akdeniz’deki yardım gemilerine para cezası planları, CDU lideri Kramp-Karrenbauer’in Trump’ı savunan açıklamaları ve Almanya’nın İran politikası dikkat çeken konular arasında.

Akdeniz'de mültecileri kurtarmak için devriye gezen "Alan Kurdi" gemisiFotoğraf: picturealliance/dpa

13.06.2019 - Alman basınından özetler

This browser does not support the audio element.

İtalyan hükümeti, Akdeniz’de göçmenleri kurtaran yardım gemilerine 10 bin ile 50 bin euro arasında para cezası öngören bir uygulamaya hazırlanıyor. Marburg’da yayımlanan Oberhessische Presse gazetesindeki yorumda İtalya’nın bu hamlesi eleştiriliyor:

"İtalya İçişleri Bakanı Matteo Salvini'nin ‘Ülkenin güvenliğini sağlama yönünde atılan bir adım' olarak nitelendirdiği kararname aslında karanlık Orta Çağ’a atılan etkin bir adım. Özel bir deniz kurtarma gemisinin kaptanı 50 bin euroya kadar olan para cezasını ödedi diye kimse İtalyan'da daha ‘güvende' olmayacak. İçişleri Bakanı’nın izlediği bu bölme siyaseti nedeniyle Akdeniz'deki insani yardım faaliyetleri konusunda İtalyanlar arasındaki cephelerin daha da sertleşeceği ve hoşgörüsüzlük ikliminin daha da etkin olacağı tahmin edilebilir. Güvenlik? Kesinlikle bu şekilde sağlanamaz. Deniz kurtarma faaliyetleri bir suç değil, tam aksine Avrupa siyasetinin İtalyanlara öğretmesine gerek olmayan insani bir yükümlülük. Sığınmacıları kaçtıkları bir hayata geri göndermeye çalışmanın kusurlu ve hatalı olduğunu bizim ülkemizde yaşayan insanların da çoğu anlamadı."

Neue Osnabrücker Zeitung'da da İtalya'da yardım gemilerine para cezası öngören planlar ele alınıyor:

"İtalya'nın tutumu Avrupa Birliği'ne de bir uyarı olmalı. Planlanan kararname, Birliğin hâlâ en fazla mülteci kabul eden ülkelerin üzerindeki yükü hafifletemediğini, Avrupa genelinde sınırların korunması, mültecilerin dağıtımı, uyumu ve sınır dışı edilmesini tatmin edici ve kararlı bir şekilde bir araya getirecek bir mülteci siyaseti geliştirmekte yetersiz kaldığının bir göstergesi."

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Annegret Kramp-Karrenbauer, Almanya'daki tartışmalarda ABD Başkanı Donald Trump'ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile karşılaştırılmasını eleştirdi. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un konuya ilişkin yorumunda şu satırlar dikkati çekiyor:

"Almanların çoğu Trump'a güven duymuyor, Beyaz Saray'daki düzen bozucu bunun için yeterince neden sunuyor. Ama Kramp-Karrenbauer Trump'ın ‘kusursuz demokrat' Putin ve otokrat Erdoğan ile aynı cümlede anılmasını kabul etmiyor. ABD'nin de Rusya gibi, yakın bir gelecekte stratejik bir ortak olmaktan uzaklaşacağına dair söylemlere karşı çıkıyor. Almanya'nın itici gücü Batı ile olan ittifakı. Trump'ın kendini güçlü bir adam olarak göstermesi ve bu politikacı tipinin etkileyici olması da inkâr edilemez. Kramp-Karrenbauer bir atış yaptı ama somut bir şekilde hükümette olunca birçok zorunluluk, itiraz ve dikkate almalar nedeniyle her şey farklı olacak."

Hamburg'da yayımlanan haftalık Die Zeit gazetesinde, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın nükleer anlaşmanın kurtarılması için İran'a yaptığı ziyaret ele alınıyor:

"İran 60 yıldan bu yana Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun üyesi ve öyle de kalacak. Almanya, anlaşmaya taraf olan diğer ortaklarıyla birlikte İran'daki tesislerin denetimine devam edilmesinin nasıl garanti altına alınacağını düşünmeli. Nükleer anlaşmayı ne pahasına olursa olsun koruma isteği, Almanya'yı dış politikada İran konusunda bağımlı bir hâle getirdi. Öyle ki, Tahran Berlin'e şantaj yapabileceğine inandı: Bizi ABD'nin yaptırımlarından koruyun, aksi takdirde Temmuz ayının başında anlaşmadan çekiliriz mesajı verdi. İran, onun için mücadele etmeyi gerektirecek bir ortak değil."

AFP,dpa/JD,ET

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik