1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Olimpiyatlarda önlenemeyen doping kuşkusu

Tim Brockmeier18 Ağustos 2008

Pekin’de devam eden 2008 Yaz Olimpiyatları'nda sporcular rekordan rekora koşuyor. Kırılan her rekorla birlikte akıllara ister istemez doping kuşkusu düşüyor.

100 metrede yeni dünya rekoruna imza atan Jamaikalı atlet Usain Bolt
100 metrede yeni dünya rekoruna imza atan Jamaikalı atlet Usain BoltFotoğraf: AP

Bugünlerde sporseverlerle Olimpiyatlar'dan haber geçen muhabir ve spikerlerin coşkusuna tereddüt karışıyor. Aynı Jamaikalı atlet Usain Bolt’un 100 metrede kırdığı dünya rekor sırasında olduğu gibi.

Bolt’un başarısını duyuran spikerlere göre bu 9.69 saniyelik skor, inanılması güç bir rekor; koşudan çok adeta bir uçuş… Aslında bu denli büyük bir başarı kazanan bir sporcu takdiri hak ediyor, ancak günümüzde yine de insanın içine bir kuşku düşüyor. Akıllara, anobolik steroid kullandığı ortaya çıkan bir zamanların efsanevi Kanadalı atleti Ben Johnson geliyor. Spor yazarlarına göre özellikle 100 metre koşu doping ihtimalinin gündeme geldiği başlıca dal.

Peki Usain Bolt için de aynı durum söz konusu olabilir mi? Jamaikalı atlet, başarısını yeteneğine ve disiplinli çalışmasına mı borçlu sadece? Pekin’de Bold başta olmak üzere Jamaika takımı geçtiğimiz hafta 32 kez doping testinden geçti; sonuç negatifti.

Hazırlık dönemindeki kontroller

Ancak doping uzmanlarına göre asıl önemli olan, yarışlara hazırlık dönemindeki doping kontrolleri. Çünkü söz konusu dönemde dopingin etkisi en üst düzeye çıkıyor. Doping uzmanı Mario Theves’e göre ulusal doping kontrol ajanslarının yaptığı testlerin ise pek çok ülkede yeterince sağlıklı olmadığı biliniyor. Theves, ‘Ne yazık ki doping küresel bir sorun. Tüm ülkelerin de sorunla gerektiği gibi ve birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Aksi takdirde doping sorunu hiçbir zaman yeterli ölçüde ve şekilde kontrol altına alınamaz’ görüşünü kaydediyor.

Dopingin söz konusu olduğu ve akıllara geldiği tek spor dalı 100 metre koşu değil. Birleşik Amerikalı yüzücü Michael Phelps, Olimpiyatlar'da başarıları ile göz kamaştırıyor. Pekin’de 8 altın madalya kazanan Phelps’in bu başarısı, başlı başına bir rekor. Ancak burada da doping ihtimali, Pekin'den gelen haberlerde dile geliyor.

Doping kontrolünde yeni teknikler

Phelps’in başarısı farklı tekniğine, idmanlarının geniş kapsamına ve suda ilerlemeyi kolaylaştıran yeni mayolara bağlanıyor. Sadece Pekin’de 13 kez doping kontrolünden geçen yüzücü, ‘Güvenirlik’ adlı projeye de gönüllü olarak katıldı. ABD Dopingle Mücadele Ajansı’nın bu projesi kapsamında sporcular, düzenli olarak örnekleri yıllarca dondurularak saklanan kan ve idrar testinden geçiyor. Bu sayede ileriki bir tarihte bu örneklerin olası yeni tekniklerle yeniden sınanması mümkün hale geliyor.

Doping uzmanı Marion Theves, Amerikalı yüzücüye yapılan tüm testlerin negatif olduğunu hatırlatıyor ve ekliyor: ‘Sporcular, aleyhte kanıt bulunamadığı müddetçe masumdur. Eğer bir sporcu müsabaka öncesinde ve sırasında yapılan testlerde temiz çıkmışsa, madalyasını alın teriyle kazanmış demektir.’

2008 Yaz Olimpiyatları’nın da hakkıyla kazanılan başarılarla anılması, spor camiasının en büyük dileği. Ancak yine de kazanılan her madalyadan ve kırılan her rekordan sonra akıllara doping olasılığının gelmesi kuvvetle muhtemel.