1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Paris'te Libya'nın geleceği görüşülüyor

1 Eylül 2011

Fransa ve İngiltere'nin girişimiyle düzenlenen Libya konferansında, Muammer Kaddafi döneminin ardından, ülkenin yeniden inşası ve Ulusal Geçiş Konseyi'ne yapılacak yardımlar gözden geçirilecek.

Fotoğraf: picture alliance/dpa

Fransa Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan üst düzey bir yetkili basına yaptığı açıklamada, ''Libya'da geçiş döneminin başarıyla tamamlanmasını ve Irak'taki başarısızlığın tekrarlanmaması''temennisinde bulundu.

Irak ve Afganistan'daki gelişmelere dikkat çekilen açıklamada, ''Irak'ta askeri operasyon başarıyla tamamlandı, ama geçiş dönemi başarısızlıkla sonuçlanıyor'' ifadesi kullanıldı.

Yine aynı açıklamada, Libya'da geçiş döneminin başarılı geçmesi için uluslararası camianın vereceği güçlü desteğe atıfta bulunuldu.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı David Cameron'un girişimiyle düzenlenen konferansa 60'a yakın ülke davet edildi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da konferansta Türkiye'yi temsil etmek üzere Romanya'dan Fransa'ya geçti.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa



Kaddafi'nin oğullarından çelişkili açıklamalar

Bu arada Kaddafi'nin oğullarından Saadi Kaddafi teslim olmaya hazır olduğunu söyledi.

Saadi Kaddafi, El Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, Libyalı muhalifleri ''kardeşleri'' olarak nitelendirdi.

Libya Askeri Konseyinin Başkan Yardımcısı Mehdi Harati de Saadi'nin teslim olması halinde güvenliğinin sağlanacağını söyledi.

Kaddafi'nin oğullarından Seyfülislam Kaddafi ise kısa süre önce ''direnişin devam ettiğini'' söylemiş, direniş çağrısında bulunarak, kimsenin teslim olmayacağını belirtmişti.

Fotoğraf: dapd



UGK "yol haritası"nı açıkladı

Öte yandan Libya Ulusal Geçiş Konseyi (UGK), Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılacak demokratik seçimlere giden yolda atılacak adımları belirledi.

UGK'nın planı, henüz tam olarak bitirilmeyen ''bağımsızlık bildirisi'' ile yürürlüğe girecek. UGK Başkanı Mustafa Abdülcelil, bildirinin açıklanması için gereken şartlardan birinin, Muammer Kaddafi'nin yakalanması veya öldürülmesi olduğunu açıklamıştı.

UGK'nın anayasa bildirisi ise, altı aylık çatışmaların ardından ülkenin yönetimi konusunda geçiş sürecindeki ana çerçeveyi belirleyecek. Anayasa bildirisine göre, Libya ''başkenti Trablus, dini İslam, resmi dili Arapça olan ve İslami kurallara göre yönetilen demokratik ve bağımsız bir ülke'' olarak tanımlanıyor. Bildiride, azınlıkların ve toplumun tüm kesimlerinin hakları garanti altına alınıyor.

Devletin, çoğulculuk esasına dayanan bir demokratik sistem kuracağı belirtilen bildiride, bütün Libya vatandaşlarının kanunlar karşısında eşit olduğu, fikir, ifade, basın ve gösteri özgürlüğünün yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum örgütü kurma haklarının da garanti altına alınacağı ifade ediliyor.

Fotoğraf: picture alliance/abaca



"Muhalifler Alman silahı kullanıyor" iddiası

Libyalı muhaliflerin Alman yapımı silahlar kullandığı iddia edildi.

"Stuttgarter Nachrichten" gazetesinde ve Alman 1. televizyon kanalı ARD'de yayınlanan "Kontraste" adlı programda yer alan haberlere göre, yapılan araştırmalarda, Libyalı muhaliflerin kullandığı G36 tipi piyade tüfeklerinin, Almanya'nın Baden-Württemberg eyaleti Oberndorf kentindeki "Heckler & Koch" şirketi tarafından üretildiğinin, bunun, üretim mühürü ve mermiler üzerindeki özel işaretlerden tespit edildiği belirtildi.

"Heckler ve Koch" şirketinden yapılan açıklamada, söz konusu silahların şirket tarafından Libya'ya gönderilmediği bildirildi.

Almanya Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı da Alman hükümetinin, G36 tipi tüfeklerin Libya'da kullanıldığına dair güvenilir bir bilgiye sahip olmadığını belirterek, silahları Libya'ya gönderme izni verilmediğini ifade etti.

 © Deutsche Welle Türkçe, NH/AG

DW/Ajanslar 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster