Pekin: Bu iddianame 10 bin sayfalık çöptür
27 Temmuz 2017Cumhuriyet gazetesi yazar, yönetici ve avukatlarının yargılandığı davada dördüncü gün tamamlandı. Bugünkü bölümde aynı zamanda Cumhuriyet Vakfı Başkanı olan Orhan Erinç, vakıf üyesi Hikmet Çetinkaya ve yazar Aydın Engin ile Cumhuriyet avukatları Fikret İlkiz ve Tora Pekin savunma yaptı.
Yazarlara bugün de gazetenin yayın politikasındaki değişiklik iddiaları ve yazı içerikleri soruldu. Savunmasında ilk önemli haberlerinden birisinin Gülen ile ilgili olduğunu belirten Çetinkaya, “Bornova'da başlayan örgütlenmesini ve vaiz olarak İzmir Kestanepazarı Camii'ne atanmasını, Akevler Yapı Kooperatifi'nde Yaman Koleji'nde, Maltepe Askeri Lisesi, Işıklar ve Kuleli Liseleri'nde sahte sağlık raporları ile örgütlendiklerine kimseyi inandıramadık, inanmak istemediler. Bütün siyasal iktidarlar cemaatin ne kadar masum olduğunu ve benim ne kadar haksızlık yaptığımı sürekli söylediler. 'Hocaefendiye' karşı yazdığım yazılar nedeniyle, onlarca davaya maruz kaldım” dedi.
Engin: Hukuk adına utanç, ülkem adına acı verici
Yazar Aydın Engin ise kısa savunmasında, “Şu anda üçü tutuklular arasında, ötekiler savunma sıralarında yer alan müdafiiler benim kadim avukatlarımdır, yakın arkadaşlarımdır. Onların mesleki yeteneklerine, hukuk ve demokrasi kültürlerine güvenim tamdır. O yüzden iddianameyi bir de ben ele alıp üstünde konuşmaya, sizleri de yormaya hiç niyetim yok.” dedi.
"Böyle bir iddianame ile benim ve arkadaşlarımın sanık iskemlesine oturtulmuş olmamız bana hukuk adına utanç, ülkem adına acı veriyor.” dedi. İddianamede FETO’nun vitrin isimleri ile görüşmesi sorulan Engin, kendisinin bu isimler dışında, Hikmetyar ve Tur Rabbani ile görüştüğünü Türkiye’de kimsenin bilmediği Aczmendilerle ilk röportajı kendisinin yaparak, bu grubu Türkiye’ye tanıttığını hatırlatarak, “Şimdi ben Aczmendi mi oldum? HDP Kurultayı’nı izledim, HDP’li mi oldum. Gazetecilik mesleği ile terörizmi birbirinden ayırmak lazım. Bu haberleri yapmazsam, mesleğimi hakkıyla yapmış olmam. Bakire gazetecilik olmaz” dedi.
Mahkeme Başkanı bu sözler üzerine, “Hikmetyar’ın Hizbullah’ın inine girdiniz. Peki 15 Temmuz'u önceden gördünüz mü?” sorusunu yöneltti. Engin yanıt olarak, “Cemaat hünerli bir örgüttür. Silahlı bir harekete kalkışacaklarını, 14 Temmuz günü de bana sormuş olsaydınız, yanıtım ‘sanmıyorum’ olurdu. Böyle bir beklentim, sezgim yoktu" dedi.
Erinç: Gazeteci, hakim ve savcı gibi davranmaz
Vakıf Başkanı Orhan Erinç ise, bu davada savcıların gazeteciliği ‘karşı casusluk yapma yaklaşımıyla’ okuduğunu belirterek, “Gazetecinin görevi halkı bilgilendirmektir. Gazetecilerden hakim ve savcı gibi davranması beklenemez. Hakim ve savcılar için yasal yollardan elde edilmeyen belge ve bilgiler geçersizdir. Belgeler yasadışı yollardan elde edildiği için verilen takipsizlik kararı, o olayı ortadan kaldırmaz. Bu haberdir” diye konuştu.
Erinç, “Cumhuriyet'in yayın politikası değil, Türkiye'nin gündemi değişti, haber akışı ona göre belirlenir oldu.Bir gazetenin yayın politikasının değişikliğini sorgulamak ceza mahkemelerinde yapılmaz. Bu basın çalışanı ve işveren kanununda belirlenmiştir. Bu konunun ağır ceza mahkemesinde tartışılmasını anlamıyorum”dedi.
Erinç, kıdemli üyenin "Zaman gazetesi ile 2 gün aynı manşetle çıkmasını" açıklamasını istemesi üzerine, “Cumhuriyet 33 bin gündür yayınlanıyor. Sizin söylediğiniz 33 bin günde 3 gündür. Buna meslek yaşamında pişti olmak denir” yanıtını verdi.
İlkiz başsavcıyı yalanladı
Cumhuriyet’in avukatlarından Fikret İlkiz, Cumhuriyet soruşturmasını açan savcı Murat İnam için başsavcılığın önceki gün yaptığı ‘davanın savcısı Murat İnam değildir” açıklamasını tekzip etti. Savcı İnam’ın 3 Nisan 2017’de tutukluluğa yaptıkları itirazı reddettiğini belirterek, “Murat İnam 28 Mart'ta soruşturmadan alındı" beyanı yalandır. FETÖ ile ilgili 10 ayrı suçtan müebbetle yargılanan savcı Murat İnam bu dosyaya bakamaz' diye her yere şikayet yaptık. Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde 4 Ekim tarihli duruşmaları gösteren listede İnam sanık ve hakkında 10 ayrı suçlama var. Dün yapılan Başsavcılık açıklamasında "soruşturmadan sonra görevden alındığı" yalan” açıklamasını yaptı.
İlkiz, 9. Sulh Ceza Yargıcı’nın İnam için “masumiyet karinesi vardır “ açıklamasını hatırlatarak, “Onun masumiyet karinesi var da, bizim müvekkillerimizin yok mu?” dedi.
Pekin: On bin sayfalık çöp
Gazetenin avukatlarından Tora Pekin ise, iddianameyi ‘on bin sayfalık çöp’ diye niteleyerek, Cumhuriyet’e yöneltilen suçlamalara tek tek yanıt verdi. “Gazetenin yayın çizgisinin mahkemeleri ilgilendirmeyeceğini” dile getiren Pekin, şunları söyledi:
“Bu suçlamadan vazgeçin. İddianame köşe yazısı ve haberlere dayalı. Kanıt diye iddianameye konan makalelerin hiçbirine cevap vermeye tenezzül edilmedi. Türkiye, Yeni Şafak ve Sabah gazetelerinde Murat Karayılan ile röportaj yayınladılar. Bunlar basınca adı gazetecilik, Cumhuriyet basınca PKK ile eylem birliği oluyor. Koza Altın adına verilen reklam , kayyumdan alındı. Bunu kendisine söylediğimiz halde iddianameye suç diye koydu. Bu soruşturmayı başlatan Murat İnam ve yardımcıları Ekinci ve Baba bu iddianame nedeniyle suçludur. Bu iddianame on bin sayfalık çöptür.”
© Deutsche Welle Türkçe
Aslı Işık/İstanbul