1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pekin'in yuan hesabı

13 Ağustos 2015

Çin Merkez Bankası’nın ard arda ülkenin para birimi yuanın değerini düşürmesi fevrî bir tavır gibi görünüyor. Ancak DW’den Rolf Wenkel, bu girişimin ardında uzun vadeli gelişmelerin olduğunu belirtiyor.

Fotoğraf: Reuters/J. Lee

Çin’in para politikaları adeta bilmeceyi andırıyor. Çin Merkez Bankası çok uzun zamandan beri yuanı dolara endekslemiş durumda. Banka günlük referans kuru belirliyor ve ticarî dalgalanmalara göre sadece artı /eksi yüzde ikilik bir oynamaya izin veriyordu. Şimdilerde ise Çin Merkez Bankası yuanı arka arkaya üç kez devalüe etti.

Pekin şizofren mi?

Pekin’deki ülkenin para işlerinden sorumlu kişiler acaba şizofren mi? Bir yandan para birimlerini uzun vadede dolara bağımlılıktan kurtarmak istediklerini söylüyorlar. Ve bunu da, “Çin para değerini sunî olarak düşük düzeyde tutuyor ki kendine ihracat avantajı sağlayabilsin” şeklindeki Amerikan maliye bakanlarının suçlamaları nedeniyle yapmıyor. Gerçekte Pekin yuanın dünyanın geçerli paralarından olmasını arzu ediyor. Ve Pekin, Uluslararası Para Fonu’nun yuanı, euro, dolar, yen ve sterlin gibi para birimlerinin seçkinler kulübüne sadece yuanın dalgalanmaya bırakılması şartıyla alacağını da çok iyi biliyor.

Peki o zaman devlet müdahalesi niye? Çin sanki bu konuda eski para politikalarına dönüş yapıyor gibi bir şüphe oluşuyor insanda. Zira devalüe edilmiş yuan, Çin’in ihraç mallarının dünya piyasalarında daha ucuza satılmasına yarıyor. Ve ihracat Çin’de hâlâ milyonlarca kişiye istihdam sağlıyor. Hükümet Çin’in ihracata olan tek taraflı bağımlılığın azaltılmsını arzulamasına rağmen istihdamı tehlikeye atmak istemiyor.

Yuanın yeniden değer kazanması kaçınılmaz

Çin iktisatçıları yaptıkları son açıklamalarında ciddi iseler ve yuanı artı/ eksi yüzde ikilik bir oynamaya bırakmada ısrar ederlerse yuanın borsadaki her seansta yüzde ikiye varacak oranlarda değer kazanmasına yol açabilirler. Bu durumda da Çin Merkez Bankası tarafından iki gün içerisinde en düşük seviyeye çekilen yuan değer kaybından kurtulur ve yeniden değerlenmeye başlar.

Pekin bu adımı ancak ve ancak Amerikan Merkez Bankası’nın sonbahar aylarında faizleri yavaş yavaş yükseltmeye başlatması durumunda atabilir. Bu gelişme ise ABD'de yatırım yapmayı cazip kılar, kalkınmanın eşiğinde olan ülkelerden sermaye çekilmesine ve doların değer kazanmasına yol açar. Eğer dolar ve yuan aynı anda değer kazanırsa, bunun dolar/yuan kuruna fazla etkisi olmaz ve Çin'in ihracat sanayindeki yan etkisi sınırlı kalır.

Zamanı Pekin belirlemek istiyor

Çin şimdiye kadar devlet müdahalesiyle yuanın değer kazanmasını önlemeye çalıştı. Ülkenin küresel dalgalanmaların günah keçisi olmak istememesi anlaşılır bir şey. Çin bazı kararlar için sadece zamanının henüz olgunlaşmamış olduğu görüşünde. Çin’in tüm devlet programları tek bir hedef taşıyor. O da, büyük ve satın alma gücü yüksek bir orta sınıf oluşturmak, iç pazarda talebi artırmak ve modern, yüksek kaliteli ürün ve makine imalatına geçmek. Çin bu yoldan, ucuz ihracat mallarına bağımlı olmaktan kurtulmak istiyor.

Ancak bu bugünden yarına olacak iş değil. Yuan yarın serbest dalgalanmaya bırakılacak olsa, dolar Çin parası karşısında herhalde yüzde 10 ile 40 arasında değer kaybederdi, hem de anında! Bu durumda Çin'in döviz rezervlerinin değer kaybetmesinden başka binlerce ihracatçı şirket bir anda iflas bayrağını çeker ve milyonlarca insan işsiz kalırdı. Olası sosyal çalkantılara meydana vermek istemiyorsa, Çin hükümeti böyle bir şeye izin vermez. O yüzden Çin yuanın değerini yükseltmek ister ve bunu yapacaktır da. Ancak neyi, hangi ölçüde yapacağına başkalarının, hele Amerikan maliye bakanlarının dikte ettirmesine izin vermeyecektir.


© Deutsche Welle Türkçe

Rolf Wenkel

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik