1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pençe Kilit operasyonunda kayıplar neden arttı?

16 Ocak 2024

PKK'nın son haftalarda gerçekleştirdiği saldırılar Pençe Kilit operasyonunu ve saldırıların arkasındaki olası dış bağlantıları tartışmaya açtı. Son gelişmeler yerel seçim öncesi iç siyaseti de ısıttı.

Irak sınırında bir Türk askeri
Irak sınırında bir Türk askeriFotoğraf: Ozkan Bilgin/AA/picture alliance

Irak'ta devam eden Pençe Kilit operasyonu kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) terör örgütü olarak kabul edilen PKK'nın son haftalarda gerçekleştirdiği saldırılar bu operasyonları, terörle mücadele yöntemlerini ve saldırıların arkasındaki olası dış bağlantıları tartışmaya açtı. Operasyonlarda çok sayıda askerin hayatını kaybetmesi yerel seçim öncesi iç siyaseti de ısıttı.

Pençe Kilit harekât bölgesinde 12 Ocak'ta çıkan çatışmada 9 asker hayatını kaybetti. Saldırının ardından İstanbul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında düzenlenen güvenlik toplantısında operasyonların süreceği belirtilerek "Türkiye, hangi bahaneyle ve sebeple olursa olsun güney sınırları boyunca bir 'teröristan' kurulmasına kesinlikle izin vermeyecektir" denildi.

TBMM Genel Kurulu’nda da bugün son saldırıların ele alınması planlanıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in saldırılara yönelik bilgilendirmesinin ardından parti grupları adına konuşmalar yapılacak. Görüşmelerin tamamlanmasından sonra "terörün lanetlendiği ve terörle mücadelenin kararlılıkla devam edeceğinin" vurgulandığı TBMM Başkanlık tezkeresinin okunup oylanması planlanıyor.

Pençe operasyonları neyi amaçlıyor?

TSK, Avrupa Birliği'nin de terör örgütleri listesinde yer alan PKK varlığına yönelik Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonların yanı sıra Irak'ın kuzeyinde de 2019 Mayıs ayından bu yana "Pençe" serisi harekatları gerçekleştiriyor.

Pençe serisi operasyonların geri planında Kuzey Irak'ta 2015'ten itibaren devam eden gelişmeler ve 25 Eylül 2017'de Irak'ın özerk bölgesi Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde yapılan bağımsızlık referandumu geliyor. Bu referandumun ardından Irak merkezi yönetiminin ordusu Kuzey Irak'a 15 Ekim 2017'de operasyon başlatmış, Türkiye de 11 Mart 2018'de başlattığı "Kararlılık Harekâtı" ile Irak'ın kuzeyinde 30 kilometre kadar ilerleyerek bölgede kalmıştı.

Pençe operasyonları TSK’nın Irak’a başlattığı Kararlılık Harekatı’nın devamı niteliğinde. Pençe Kilit operasyonu ise bu serinin bir parçası olarak 18 Nisan 2022 gecesi Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerindeki PKK unsurlarına yönelik başlatıldı ve halen sürdürülüyor.

Irak-Türkiye sınırında devriye gezen bir TSK helikopteriFotoğraf: Ozkan Bilgin/AA/picture alliance

Dış bağlantılar olabilir mi?

Kamuoyunda ardı ardına gerçekleşen son saldırılarla birlikte tartışmaya açılan bir başka konu da örgütün mevcut dış bağlantılarının rol oynayıp oynamadığı.

Ankara’nın ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde büyük bölümünü Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDF) sağladığı silah ve teçhizat desteğinden duyduğu rahatsızlık uzun zamandır sürüyor. Türkiye, YPG'yi PKK'nın Suriye kolu olarak değerlendiriyor ve bu silahların PKK’nın eline geçtiğini belirtiyor.

ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Dr. Bilgay Duman, son yıllarda devletlerin kendi teknolojik imkanlarını geliştirirken benzer şekilde terör örgütlerinin de bu teknolojik imkanları değiştirmeye ve farklılaştırmaya çalıştığını söyleyerek örgütlerin illegal yollardan elde ettikleri silahların yanı sıra zaman zaman farklı devletlerin sağladığı imkanlardan da yararlandığına işaret ediyor.

Bu çerçevede bir yandan ABD'den elde edilen silah ve teçhizatın son saldırılarda kullanılıp kullanılmadığı tartışılıyor. Aynı zamanda gözler Gazze savaşı nedeniyle karışık olan bölgedeki diğer ülkelere, ilişkilerin çok gergin olduğu İsrail’e ve ayrıca Ukrayna savaşını sürdüren ve PKK'yı terör örgütü olarak tanımayan Rusya’ya da çevrilmiş durumda.

Duman, son dönemde farklı farklı bölgelerde devam eden savaşların ve çıkar alanlarının birbiri içine girdiğini vurgulayarak ABD’nin Suriye Demokratik Güçleri olarak ifade edilen yapıya verilen desteğinin zaten açık olduğunu söylüyor. Irak'taki Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) ile PKK ilişkisinin de son yıllarda Ankara’yı rahatsız eden bir unsur olduğunu ve Rusya’da halen açık bulunan PYD ofisini hatırlatarak şöyle konuşuyor:

"Terör örgütleri dışarıdan bir destek almadığı sürece yaşaması çok zor. Hepsi birer aslında uluslararası limited şirketi. Kara paradan uyuşturucuya tüm illegal eylemleri gerçekleştiren yapılar. Devletler ya da şirketler de meşrulaştıramadıkları illegal yöntemleri bu örgütler üzerinden uygulamaya koyuyor, diğer ülkelere karşı da kendi çıkarları için kullanabiliyor."

Türkiye'yi 19 Aralık’ta ziyaret eden üst düzey Irak merkezi yönetimi üyeleri ile iki ülke arasında bir güvenlik zirvesinin gerçekleştiği bildirilmişti. Anadolu Ajansı’nın haberine göre zirvede "ilişkileri yıpratan PKK sorunu" ele alınırken Türk diplomatik kaynaklar Irak tarafının da "egemenliklerine meydan okuyan terör örgütünün" topraklarından tasfiye edilmesini istediğini bildirmişti.

Son saldırılar neyin işareti olabilir?

Pençe Kilit operasyonları kapsamında bölgede bulunan TSK birliklerine PKK saldırılarını son haftalarda artırmış durumda. 

Bu çerçevede 22 ve 23 Aralık’ta iki ayrı saldırıda toplam 12 asker hayatını kaybetti. 12 Ocak saldırısında ise 9 askerin yaşamını kaybetmesiyle yaklaşık son 22 günde toplam 21 kayıp verildi.

Peki PKK'nın ağır kış şartlarında ardı ardına gerçekleştirdiği bu saldırılar neyin işareti olabilir?

ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Dr. Bilgay Duman, örgütün son yıllarda taktik değiştirdiğine işaret ederek, Suriye'de YPG'nin kendisine sağladığı alanın ardından PKK’nın Irak’ta da daha kalıcı yapılar oluşturmaya çalıştığını belirtiyor. Bu nedenle taktik değiştirerek eskisinden farklı olarak kışın zorlu şartlarında saldırılar düzenlediğini söyleyen Duman, bu nedenle TSK'nın da strateji değiştirmesinin gerekebileceğini belirtiyor.

Pençe serisi operasyonların amacını genel olarak "terörü kaynağında bitirmek, örgütün kontrol alanlarını sınırlamak, bu alanların kendi içlerindeki bağlantıyı koparmak" olarak açıklayan Duman, saldırıya uğrayan TSK askerlerinin bulunduğu konumun kamuoyunda bilinenin aksine bir "üs" değil "askeri noktalar" olarak tanımlanabileceğini çünkü bir üste olması gereken teknik donanımın burada bulunmadığını, zorlu arazi ve mevsim şartları nedeniyle bu tür askeri noktalara ihtiyaç olunabildiğini aktarıyor.

Askeri terminolojide bazen geçici üs bölgesi olarak da adlandırılan, normal üslerde bulunan lojistik ve teknik imkanların olmadığı bu noktalarda iklim ve coğrafyanın etkisiyle askerler için yeterli emniyet tedbirlerinin alınıp alınmadığı da bir başka tartışma konusu. 

Duman, TSK’nın bu noktalarla alan hakimiyetini sağlamaya çalıştığını ancak bu sırada da tehlikeye çok daha yakın olunduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Bu bölgedeki PKK varlığı yeni değil. 40 yıldır burada yaşıyorlar. O yüzden doğrudan temas çok daha yakın oluyor. O bölgede operasyon yapıp çekilme olmadığı için bölgede sürekli kalıyorsunuz ve tehditle de çok daha yakın temas içerisindesiniz. Diğer taraftan da bu operasyonlar terörü ve güvenlik tehditlerini Türkiye sınırından daha uzak tutuyor."

Bu arada muhalefet partilerinden askerlerin ağır kış şartlarında bu noktalarda tutulmasına yönelik eleştiriler geliyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel son açıklamasında "Biz evlatlarımızın kanı yerde kalmasın demek yerine artık evlatlarımızın kanı akmasın diyoruz. Bunun için de tedbir alın, akılcı olun diyoruz. O üs bölgesinde kalınacaksa güvenlik tedbirleri tam alınacak. Alınamayacaksa o evlatlar orada feda edilmeyecek diyoruz" dedi.

Fotoğraf: picture-alliance/AA/M. Aktas

Yerel seçim öncesi siyaset de ısınıyor

Son saldırılar güvenlik stratejileri ve bölgedeki dengeler açısından farklı yönleriyle tartışılırken diğer taraftan yerel seçim öncesinde iç siyaseti de daha ısıtmış durumda.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Pençe Kilit harekât bölgesinde çıkan çatışmada hayatını kaybeden askerlerle ilgili "yanıltıcı bilgi yayan" 170 sosyal medya hesabının tespit edildiğini, 18 kişinin bu kapsamda yakalandığını söyledi.

12 Ocak saldırısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonla konuştuğu liderler arasında Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de yer aldı.

Telefon görüşmesinin ardından bilgi veren İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Meclis'te ortak bildiri hazırlanması ve bakanların katılacağı bir bilgilendirme toplantısı taleplerinde bulunduklarını aktarmıştı.

CHP ise 22-23 Aralık saldırılarının ardından yayımlanan ortak bildiriye katılmayarak kendisi ayrı bir bildiri yayımlamıştı. Olası bir ortak bildiriyi bir kez daha imzalamayacaklarını açıklayan Özel, "sorumlularla aynı A4 kağıdında buluşmayacaklarını" söyleyerek, önceki saldırıdaki ortak bildirinin yeni bir saldırıyı önlemediğine dikkat çekmişti.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin sosyal medya paylaşımı da tartışmalar yaratmıştı. Destici, Cumhur İttifakı dışındaki partilerin logolarını paylaşarak "Terörün, başta siyasi uzantıları olmak üzere bütün unsurlarıyla mücadele edilmelidir" derken, gelen tepkiler üzerine 2012 yılındaki "Analar, babalar ağlamasın diye özerkliği kabul edebiliriz (Onun için Oslo ile Apo ile ve Kandil ile görüşmeye devam)" paylaşımını ise silmişti.

Bu arada partilerin son saldırı nedeniyle iptal ettikleri aday tanıtım toplantılarının önümüzdeki günlerde yapılması bekleniyor.

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.