1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

PKK'dan fesih ve silah bırakma kararı

12 Mayıs 2025

PKK, Abdullah Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda silah bıraktığını ve "örgütsel yapısını" feshettiğini duyurdu.

DEM Parti heyetinin 27 Şubat'ta İmralı'da Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin fotoğraf. Fotoğrafta Öcalan ve İmralı heyeti üyelerinin yanı sıra İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş da yer alıyor.
DEM Parti heyetinin 27 Şubat'ta İmralı'da Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin fotoğraf. Fotoğrafta Öcalan ve İmralı heyeti üyelerinin yanı sıra İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş da yer alıyor.Fotoğraf: DEM Partei

Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini toplayan PKK, bu kongrede aldığı kararları kamuoyuna açıkladı.

İmralı Cezaevi'ndeki PKK lideri Öcalan 27 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yanı sıra Avrupa Birliği'nin (AB) ve ABD dâhil birçok ülkenin de terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'ya kendini feshetme ve silah bırakma çağrısında bulunmuştu.

PKK, Öcalan'ın çağrısının ardından düzenlediği olağanüstü kongresinde fesih ve silah bırakma kararı aldığını duyurdu.

PKK açıklamasında, "PKK'nin Olağanüstü 12. Kongresi PKK mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladığını, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiğini, bu yönüyle PKK'nin tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK'nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı" denildi.

Lozan ve 1924 Anayasası vurgusu

Açıklamada, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasına atıfta bulunularak soykırım kelimesine yer verilmesi dikkat çekti.

"Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı" denilen metinde, "PKK katı Kürt inkârının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi" ifadesine yer verildi.

TBMM'ye çağrı

Bu kararın "kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunduğunu" belirten PKK, "Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere mecliste temsili bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını, demokratik basın kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, işçi-emekçi sendikalarını, kadın-gençlik örgütlerini, ekolojist hareketleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz" açıklamasında bulundu.

Aldığı kararı Kürt halkının "herkesten daha iyi anlayacağına, demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadele döneminin görevlerine sahip çıkacağına inancının tam" olduğunu ifade eden PKK, "Halkımızın kadınlar ve gençler öncülüğünde, yaşamın her alanında öz örgütlerini oluşturması, dilleri, kimlikleri ve kültürleriyle kendine yeterli olma temelinde örgütlenmesi, saldırılar karşısında kendini savunur hale gelmesi ve seferberlik ruhuyla komünal demokratik toplumu inşa etmesi hayati önemdedir" dedi. Örgüt, "Bu temelde Kürt siyasi partilerinin, demokratik örgütlerinin, kanaat önderlerinin Kürt demokrasisini geliştirme ve Kürt demokratik uluslaşmasını sağlama yönündeki sorumluluklarını yerine getireceklerine inanıyoruz" diye ekledi.

Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan süreç

PKK ile iktidar arasındaki yeni çözüm süreci, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçen Ekim ayında Öcalan'a yaptığı çağrının ardından başlamıştı.

Ekim ayının başında TBMM'de DEM Partili yöneticilerle el sıkışmasıyla dikkatleri üzerine çeken Bahçeli, 22 Ekim'de ise Öcalan'a "Türkiye'nin yeni bir çözüm sürecine değil ortak aklı çalıştırmaya, dürüst samimi adımlara, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır. Türkiye'nin sorunu Kürtler değil bölücü terör örgütüdür. Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek mecburidir... Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey olmaz diyenlere de sesleniyorum. Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin Türkiye Büyük Millet Meclisinde DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" çağrısında bulunmuştu.

Bahçeli'nin sözlerine yanıt veren Öcalan ise "Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" demişti.

PKK ile ilgili çıkışı nedeniyle Bahçeli'ye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan da övgü gelmişti.

DW/CÖ,BK

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?