1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polis şiddetinin sebebi: ‘Eğitim eksikliği’

29 Mayıs 2020

Emekli emniyet müdürü Feramuz Erdin, son günlerde tepkilere neden polis şiddetini eğitim eksikliğine bağlıyor. Erdin, “FETÖ ile mücadelede işe alımlar hızlı oldu. Bu nedenle eğitimler aksamış olabilir” diyor.

Polis ve bekçi şiddeti son dönemde artış gösterdi.
Polis ve bekçi şiddeti son dönemde artış gösterdi.Fotoğraf: Reuters

İstanbul, Eyüp'te yaşayan 25 yaşındaki Onur B., sokağa çıkma yasağının uygulandığı 24 Mayıs günü üç bekçinin sözlü tacizine maruz kaldı. Önceki haftalarda ekmek almak için fırına gittiği sırada da aynı bekçilerle arasında tartışma olmuştu. Ancak bu defa bekçiler tartışmayı bir üst noktaya taşıdı ve Onur B.'yi darp ettiler. Kaburgaları kırılan, baş, omuz ve sırtından yaralanan genç adam ters kelepçeyle gözaltına alındı. Hakaret ve kötü muamele polis merkezinde de devam etti. Ertesi gün savcılığa çıkarılan genç, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Onur B.'nin avukatı Enes Hikmet Ermaner, müvekkilinin serbest bırakılmasının ardından hastaneye gittiklerini ve darp raporu aldıklarını söylüyor. Raporla birlikte de suç duyurusunda bulunuyorlar. Ermaner şöyle diyor: "Bu bekçi ve polis şiddetinin bir daha yaşanmaması için olayın takipçisi olacağız ve cezalandırılmalarını sağlayacağız.”

‘Yurttaşın kapısını kırdılar'

Polis ve bekçi şiddeti son dönemde Türkiye'de ‘vaka-i adiye'den sayılır oldu. Zira son bir hafta içerisinde ülkenin altı farklı noktasında yurttaşlar, bekçi ve polislerce darp edildi. Kadıköy'de motosikletli bir kurye, Zeytinburnu ve Edirne'de çocuklar, Sultangazi'de bir yurttaş ve Çorlu'da evlerinin bahçesinde oturan mahalleli… Çocuk, kadın, yaşlı ayırt etmeden yurttaşları darp eden polis, bununla da yetinmedi ve Çorlu'daki dayağı cep telefonuyla kayıt altına alan bir başka kişinin görüntülerini silmek için evinin kapısını kırdı.

Ortaköy'de devriye gezen bekçilerFotoğraf: DW/B. Karakaş

Şiddetin sebebi, eğitim eksikliği

Peki, son dönemde artan polis şiddetinin sebebi ne?

DW Türkçe'ye konuşan emekli emniyet müdürü Feramuz Erdin, "Birçok alanda başarılı işler çıkaran polisin, son dönemde orantısız güç kullanarak gündeme gelmesi emniyet teşkilatının üst düzey yöneticilerini de üzüyordur” diyerek başlıyor söze.

Erdin'e göre polisin orantısız güç kullanmasının iki nedeni olabilir. Birincisi, 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonrasına tekabül ediyor. Sözlerine şöyle devam ediyor emekli emniyet müdürü: "Biliyorsunuz, FETÖ ile mücadeleyi en ciddi yapan kurumların başında emniyet teşkilatı geliyor. Belli bir dönemde, belli bir personelinin ilişiğini kesmek ve yerine çok çabuk personel almak zorunda kaldı. Muhtemelen bu arada alınan personel biraz hızlı gittiği için belki bu eğitimlerinde bir aksama yaşanmış olabilir.”

Deneyimli müdüre göre ikinci sebep ise pandemi krizi ve bu nedenle yaşanan yorgunluk. Erdin, sözlerine şöyle açıklık getiriyor: "Polis teşkilatı, bizim istirahat ettiğimiz günlerde çok yorgun düştü. Bütün bayramlarda çalıştı, vefa-destek gruplarında aktif görev aldı. Halkımızın belli bir kısmı kurallara uymasına rağmen, belli bir kısmı uymamakta direndi. Ve aslında polisi de biraz gerdi.”

Erdin'e, "Polisin orantısız güç kullanması, halk nezdinde nefret ya da güvensizliğe dönüşmez mi?” diye de soruyoruz ve şu yanıtı alıyoruz: "Halk, polise güvenmek ister. Şefkat ister. Polisin orantısız güç kullanması durumunda adli makamlar hemen devreye giriyor. Girdiğini biliyor, inanmak istiyorum. Hak edene hakettiği ceza verilirse, halkın polise bakışında bir değişiklik olmaz.”

Uzmanlara göre pandemi sırasında polisler aşırı derecede gerildiFotoğraf: Getty Images/A.Altan

Bu yıl 4 bin 58 polise disiplin işlemi uygulandı

İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2018 yılında 14 bin 575, 2019'da 15 bin 949, bu yıl ise 4 bin 58 suça karışmış emniyet mensubu için disiplin işlemi uygulandı. İstatistiklerdeki suçların kapsamı ya da verilen cezaların detayları açık kaynaklarda mevcut değil. Polis şiddetinin yargıya taşınmadığı ve bu nedenle de medyaya yansımadığı durumlarda ne tür yaptırımların uygulandığı da bilinmiyor.

İnsan hakları savunucuları ise polis ve bekçilerin suça karıştığı durumlarda cezasızlıkla karşı karşıya kalındığına vurgu yapıyor.

‘Polis şiddetinin sebebi kutuplaştırıcı dil

İnsan hakları ve özgürlükler üzerine çalışmalar yürüten avukat Tuba Torun da bunlardan biri. DW Türkçe'ye değerlendirmede bulunan Torun, ‘cezasızlık' ile ilgili şu yorumu yapıyor: "Polis şiddeti, siyasal iktidarın eliyle yayılan cezasızlık algısından beslenmekte. Bunu, siyasi iktidarın kutuplaştırıcı dilinden ve baskı siyasetinden ayrı düşünmek de mümkün değil.”

İnsan hakları ve özgürlükler üzerine çalışmalar yürüten avukat Tuba Torun kutuplaştırıcı dilden şikayetçi.Fotoğraf: Privat

Torun, şiddete başvuran polislerin yalnızca görevden alınmasını da yeterli bulmuyor. Bu polis ve bekçilerin Türk Ceza Kanunu çerçevesinde de cezalandırılması gerektiğine inanıyor.

Son günlerde yaşanan polis şiddeti kamuoyunda da tepkilere neden oldu. Tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı'ndan da bir açıklama geldi. Bakanlık, sosyal medyaya düşen darp görüntülerini kastederek "Henüz doğruluğu tespit edilmemiş bazı görsellerle teşkilat, maksatlı olarak yıpratılmaya ve linç edilmeye çalışılıyor” dedi. Bakanlığın açıklaması bu yönde olsa da, son günlerde şiddet olaylarına karışan polis ve bekçiler haklarında soruşturma başlatılarak açığa alındı.

Tunca Öğreten

© Deutsche Welle Türkçe

 

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik