1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Roman göçü uyarısı

20 Şubat 2013

Almanya’nın belli şehirlerine Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerden artan Roman göçü, kent yönetimlerini harekete geçirdi. Avrupa Birliği ve federal hükümet, alınacak önlemler kapsamında yardıma çağrıldı.

Fotoğraf: picture alliance/Wolfram Steinberg



Avrupa'da yaşanan malî kriz öncesinde İspanya ve İtalya gibi ülkelere göç etmeyi tercih eden Rumen ve Bulgarlar, kriz sonrasında şanslarını Almanya'da denemeye başladılar. Nürnberg’deki İşgücü Piyasası ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü’nden Profesör Herbert Brücker, endişelerin yersiz olduğunu belirtiyor ve ekliyor. Brücker, “Bulgar ve Rumenler İspanya ve İtalya’da iş gücü piyasasına sorunsuzca uyum sağlayarak özellikle bakım, inşaat, otel ve restoran sektörlerinde çalıştılar. Orada sosyal sistemlere yük olmadıkları gibi, bu gruplar arasındaki işsizlik oranı ülke genelindeki işsizlik oranının da altında kalmıştır” diyor.

‘Kalifiye göçmen tercih etmiyor'

Profesör Herbert Brücker ayrıca, Avrupa Birliği üye ülkelerinden Almanya’ya istihdam sebebiyle göç edenlerin yüzde 35’inin yüksek okul mezunu olduğunu belirtiyor. Ancak kalifiye göçmenler Almanya'da Duisburg, Dortmund ya da Mannheim gibi kentleri zaten tercih etmiyor.

Sınaî işletmelerin çöküş yaşadığı ve ekonomik zorluklarla baş etmek zorunda olan Duisburg gibi kentlerin endişesi, Romanya ve Bulgaristan’dan gelen Roman ve Sinti azınlıklar. Kendi ülkelerinde ayrımcılığa uğrayan ve eğitim, sağlık ya da mesleki eğitime erişimde güçlük yaşayan bu azınlıklar, Duisburg gibi kentlerde iş olmasa da en azından ucuz konut imkanı buluyor. Duisburg Belediyesi uyum sorumlusu Leyla Özmal, Roman ve Sintilerin uyuma sıfırdan başladıklarına dikkat çekerek bu grupların farklı şekillerde desteklenmesi gerektiğini belirtiyor.

Berlin ve Brüksel'den destek talebi

Leyla Özmal, “Bu grupların acil destek önlemlerine ihtiyacı var. Dil kursları, çocukların okullara yerleştirilmesi, sağlık hizmetleri, istihdam piyasasına giriş için meslek eğitimi... Pek çok tedbiri kapsayan geniş kapsamlı bir uyum paketine ihtiyaç var” diye konuşuyor. Özmal, Duisburg gibi ekonomik durumu zayıf olan kentlerin bu tip kapsamlı programları karşılayacak güce sahip olmadığını belirterek, federal hükümet ve Avrupa Birliği’nden gelecek desteklere ihtiyaç olduğunu ekliyor.

Leyla ÖzmalFotoğraf: Aynur Koc
Prof. Dr. Herbert BrückerFotoğraf: IAB

İşgücü Piyasası ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü’nden Profesör Herbert Brücker de artan göçün Alman toplumunu çare bulunması gereken yeni zorluklarla karşı karşıya bıraktığını belirtiyor. Profesör Brückner, bu dönemde toplum içerisinde önyargılardan hareket etmemenin önemini vurguluyor. Brücker, “Şu anda yaşanabilecek en kötü şey, İspanya gibi ülkelerden gelen göçmenler iyi, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerden gelen göçmenler kötü dememiz olacaktır. Ön yargılara kapılmadan, herkese olduğu gibi bu insanlara da eşit haklar sağlamamız gerekiyor” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

MK/NŞ/BK/NH

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik