'Rus hamlesi Erdoğan'ın hedefleriyle bağdaşmıyor'
7 Ekim 2015Rusya'nın kendi açıklamalarına göre, Suriye operasyonundaki hedefi "terörle mücadele". Kremlin bu tanıma Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı savaşan tüm grupları dahil ediyor. Peki, Rusya'nın bu hamlesi Arap ülkeleriyle ilişkilerine nasıl etki edecek? Bu soruyu Arap Dünyası Araştırmaları Merkezi (ZEWAF) Başkanı Prof. Dr. Günter Meyer'e sorduk.
DW: Rusya Suriye'deki operasyonuyla Arap Dünyası'nda nasıl bir rol almış oldu?
Prof. Dr. Günter Meyer: Rusya'nın rolü çok yönlü. Halihazırda bu rol Suriye operasyonuna odaklı. Böylece kısa süre içinde Rusya'nın Suudi Arabistan ve Katar ile ilişkileri kötüleşti. Ayrıca bu yeni askeri müdahale ve Türk hava sahasının ihlaliyle birlikte Rusya'nın Türkiye ile ilişkileri de büyük ölçüde bozuldu. Putin belirgin bir biçimde Şii Ekseni denilen tarafta pozisyon aldı ve sadece hava kuvvetlerini doğrudan Sünni cihatçılara karşı muharebelere katmış olmuyor. Rusya aynı zamanda askeri keşif ve istihbari faaliyetlerin İran, Irak ve Suriye ile koordinasyonunda da Bağdat'ta belirleyici bir rol üstlendi. Mısır ile ilişkileri (Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah) El Sisi'nin göreve gelmesiyle birlikte belirgin bir biçimde iyileşti, zira El Sisi, kısmen ABD'ye olan bağımlılıktan kurtulmak için, Moskova ile daha güçlü bir işbirliği arayışı içinde.
DW: Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki ilişkiler neden bu kadar hızlı değişti? Yazın iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi gündemdeydi.
Suudi Arabistan kendini Sünni İslam'ın öncü gücü olarak görüyor. Riyad hükümeti dolayısıyla Suriye'de Esad rejimine karşı savaşan Sünni cihatçıları destekliyor. Bu milisler, ki bunlar arasında en güçlü olanı El Kaide'nin bir parçası olan Nusra Cephesi'dir, Rus savaş uçakları tarafından bombalanıyor. O nedenle Rusya ile Suudi Arabistan arasında bir vekalet savaşı olduğunu görüyoruz. Rusya'nın askeri müdahalesine Suudi protestoları son derece anlaşılır. Buna bakıldığında iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde bir soğuma sözkonusu. Ekonomik ilişkilerde ise henüz şimdiki duruma yaklaşılmadı, ne Suudi Arabistan ne de Katar önemli ekonomik partnerler olmayı sürdürüyor.
DW: Rusya, Suriye müdahalesinden önce Şii ve Sünni ülkeler arasında bir denge etkisi yaratıyordu. Bu ne ölçüde kırıldı?
Moskova rejimi on yıllardır Suriye rejimini destekledi ama bir yandan da Arap Yarımadası'ndaki Sünni devletlerle siyasi ilişkilerini iyileştirmeye çaba gösterdi. Rusya'nın şimdi bazı Körfez ülkeleri tarafından desteklenen milislere karşı müdahalesi, yabancı Sünni ana aktörler tarafından Suriye'de dolaylı bir savaş ilanı olarak yorumlanabilir.
DW: Türkiye ile ilişkilerde Rusya'nın durumu ne? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Moskova'nın tecrit olabileceğini ima etti ve iki ülke arasındaki dostluğu sona erdirmekle tehdit etti.
Moskova'nın askeri operasyonu Erdoğan'ın siyasi çıkarlarıyla çatışıyor. Erdoğan'ın Suriye'deki iki temel hedefinden biri Şam'da Alevilerin egemenliğinin devrilmesi ve burada Türkiye'ye dost, muhafazakar, Sünni bir rejim kurulması. Şu anda Erdoğan, Suriye'de güvenli bölgelerin oluşturulmasını talep ediyor. Ama bunun arkasında ikinci bir stratejik hedef yatıyor. O da hangi koşulda olursa olsun Suriye-Türkiye sınırında şimdiye kadar birbirinden ayrı olan Kürt bölgelerinin bir özerk bölge ya da bir Kürt devleti halinde birleşmesini engellemek. Burada geri dönen Suriyeli mülteciler için bir uçuşa yasak ve güvenli bölge oluşturulması halinde, Erdoğan'ın Rusya'nın, sadece diplomatik düzeyde değil, askeri bir karşıt güç olarak direncini hesaba katması da gerekecek.
DW: Arap Dünyası'nda Rusya algısı ne yönde değişir?
Bu, Suriye'deki askeri durumun nasıl değişeceğine bağlı. Eğer cihatçıların Sünni destekçileri, Esad rejiminin Moskova tarafından askeri teçhizatla, özellikle havadan karaya füzelerle güçlendirilmesine karşılık verecek olursa, bu, savaşın daha da tırmanması ve Rusya ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesiyle sonuçlanır. Ancak Moskova ile Washington arasında müzakere yoluyla çözüm sağlama hedefiyle bir siyasi yakınlaşma olduğu gözönünde tutulacak olursa Suriye'deki çatışmaların yavaş yavaş dinmesi şansı var. Rusya bu müzakerelerde Birleşmiş Milletler'deki siyasi ağırlığının yanı sıra Suriye'deki askeri gücünü de Esad'ı iktidarda tutmak için kullanabilir. O yüzden Rus-Arap ilişkileri her ne olursa olsun kötüleşecektir denemez.
©Deutsche Welle Türkçe
Karsten Kaminski