1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SÖYLEŞİ: Almanya ile Türkiye arasında kültürel bağlar

11 Kasım 2010

Tarabya Çeviri Ödülü ödül töreni için İstanbul’da temaslarda bulunan Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Cornelia Pieper, Türkiye ile Almanya arasında güçlenen kültürel bağları DW Türkçe bölümüne değerlendirdi.

Fotoğraf: DW

Türkiye Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile birlikte Tarabya Çeviri Ödülü’nü sahiplerine verdiniz. Türkçe’den Almanca’ya ve Almanca’dan Türkçe’ye yapılan edebiyat çevirilerini ödüllendirme fikri nasıl doğdu?


Öncelikle şunu söylemek istiyorum. 2006 yılında oluşturulan Ernst Reuter Girişimi, Türkiye ile Almanya arasındaki kültürel ilişkiler açısından en önemli girişimlerden biri. Bu çeviri ödülü de, Ernst Reuter Girişimi’nin projeleri çerçevesinde hayata geçirildi. Toplam 23 proje yürütülüyor. Türkiye Kültür Bakanı bu yılın mart ayında beni Berlin’de ziyaret ettiği sırasında, böyle bir ödülün verilmesi konusunda anlaştık. Çünkü kanımızca Türkçe’den Almanca’ya ve Almanca’dan Türkçe’ye yapılan çevirilerin daha fazla teşvik edilmesi gerekiyor. Çevirmenlere yönelik teşvik programlarımız mevcut ama 7 bin 500 euro tutarındaki bu ödül ilk kez veriliyor. Bir de size şunu söylemeliyim, ben de bir zamanlar çevirmenlik yaptığım için bu projenin hayata geçirilmesini çok istedim.”

Sizce böyle bir ödülün verilmesi, iki ülke arasındaki kültürel ilişkiler açısından nasıl bir anlam taşıyor?

”Kültürel ilişkilerimiz, diğer alanlarda olduğu gibi çok iyi. Özellikle kültürel ilişkilerimiz çok iyi, çünkü çok sayıda girişim başlattık, bunlar kültürel dış politikanın prestij projeleri. Türkiye ile birlikte bu projeleri hayata geçirmek beni çok memnun ediyor. Bildiğiniz gibi, Cumhurbaşkanı Sayın Wulff bir süre önce Türkiye’deydi ve İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesi’nin kurulacağı alanda temel atma törenine katıldı. Bu üniversitenin önümüzdeki yıl öğretime başlaması ve 5 bin öğrencinin öğrenim görmesi planlanıyor. Ernst Reuter Girişimi’nin bu projesi, en büyük projelerimizden biri. Bunun yanı sıra Alman Büyükelçisi’nin yazlık rezidansının bulunduğu İstanbul Tarabya’da, önceden planlandığı gibi Dışişleri Bakanlığı’nın çatısı altında Sanatçılar Akademisi’ni kuracağız.”

Tarabya Sanatçılar Akademisi projesi geçtiğimiz aylarda tartışmalara neden olmuştu. Özellikle finansmana ve akademinin hukukî durumuna ilişkin bu tartışmaların artık sona erdiği söylenebilir mi?

”Söylenebilir, Federal Meclis Dışişleri Komisyonu, benim tavsiyemle hazırlanan konsepti oybirliği ile kabul etti. Buna göre, Türkiye ve Almanya’dan ortak projeler üretecek toplam 14 sanatçıya hizmet verecek, yedi daireden oluşan Sanatçılar Akademisi’nin Almanya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Büyükelçiliğin çatısı altında kurulması öngörülüyor.”

Bu projede sanatçılara burs verilecek ve şimdilik yaklaşık 2 buçuk milyon euroluk bütçe ayrıldı. Peki, Sanatçılar Akademisi’nin ne zaman faaliyete başlaması planlanıyor?


”Bildiğiniz gibi Tarabya’daki binalar ve arazi, 1860 yılında dönemin Osmanlı Sultanı tarafından Alman diplomasisine hediye edildi. Buradaki ahşap binaların elbette tarihî bir değeri var. Ana binanın dışındaki binalar uzun zaman kullanılmadı. Ticaret Odası’nın bir binayı kullanıyor olmasından memnunuz. Ama artık orada Sanatçılar Akademisi’nin de bir yerinin olmasını istiyoruz. Bu nedenle de şu anda binaları onarma aşamasındayız. Bu şekilde önümüzdeki yıl faaliyete başlayabiliriz.”

Türkiye ile Almanya arasındaki köklü ilişkilere değindiniz. Sizce böyle kültürel projelerin gerçekleşmesinde geç kalınmadı mı?


”Aslında çok önceden başlandı. Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Türkiye’de tabii ki eşsiz antik kentler Bergama ve Milet’te yapılan kazılar nedeniyle güçlü bir şekilde temsil edildiğini hatırlatmak isterim. Enstitü, 1920’den beri Türkiye’de bulunuyor. Bu belki de arkeoloji alanındaki en eski işbirliğimizi oluşturuyor. Ama bunun yeterli olduğu söylenemez. Bizim bugün yaptığımız, geçmişte yapılmayan bir şey. Biz sivil toplumlar arasındaki işbirliğini güçlendirmeye çalışıyoruz. Bu çok önemli. Eğer insanları bir araya getirmek istiyorsanız, bir köprü oluşturmanız, belirli projelerin uygulanması için çaba göstermeniz önem taşıyor. Böylelikle, insanlar buluşturabilir, işbirliği yapabilir, fikir alışverişinde bulunabilir.”

Türkiye ile Almanya arasında arkeoloji alanındaki köklü işbirliğinden söz ettiniz. Bu iyi ilişkiler çerçevesinde, Türkiye Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, 100 yıl kadar önce Boğazköy Hattuşa’dan Berlin’e getirilen bir sfenksi geri istiyor. Mart ayında Berlin’de yapmış olduğunuz görüşmede bu isteğini size iletmişti. Bu sfenksin geri verilmesi düşünülüyor mu?


”Bu yönde bir görüşme söz konusu değil. Bizden durumun gözden geçirilmesi rica edildi, biz de bunu yaptık. Ancak bu kanımca bu sfenksin Bergama Müzesi’nde sergileniyor olması gerçeğini değiştirmiyor, bu Türkiye ve harika antik kentleri için en iyi bir reklam. Bence antik kentlerde yapılan kazılardaki işbirliğini derinleştirmeyi düşünmemiz gerekiyor. Bana göre bu konuda çok şey yapılabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Jülide Danışman / Berlin

Editör: Murat Çelikkafa