Söz sırası şimdi seçmende
11 Haziran 2011Kimi AKP, kimi CHP kimi de MHP diyor. Kimileri de kararsız, sandık başına gittiğinde son kararını verecek ve oy pusulasına o anda “evet” damgasını basacak. Peki seçmen oyunu kullanırken tercihini neye göre yapıyor? Bu konuda farklı araştırmalar yapıldığını söyleyen gazeteci Ahmet Hakan, elde edilen sonuçların kimi zaman dinî duygulara, kimi zaman ekonomiye, kimi zaman da istikrar beklentisine işaret ettiğini belirtti.
Hakan, “Birbiriyle çelişen çeşitli faktörlerin söz konusu olduğu söyleniyor. Ama bense bütün bu faktörlerin her birinin etkili olduğunu düşünüyorum oy kullanma alışkanlığında. Yani sadece tek bir nedene bağlamamak gerektiğini düşünüyorum. Bazen milliyetçilik, bazen din, bazen ahlak, bazen ekonomi, hatta çoğu zaman ekonomi. Bunların etkili olduğunu düşünüyorum” dedi.
Türkiye’de ekonomi 2001 yılındaki krizi atlattıktan sonra son yıllarda önemli bir yükseliş trendi yakaladı. Resmî verilere göre, Türk ekonomisi geçen yıl yüzde 8,9 oranında büyüdü. Bu rakamlarla Türkiye, Avrupa’nın en çok büyüyen ekonomisi. Kimilerine göre, Türkiye, Avrupa’nın Çin’i olma yolunda.
MHP'nin durumu
Türkiye heyecanlı bir seçim süreci yaşadı. Seçim meydanları özellikle AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki sert atışmalara sahne oldu. Seçim sonuçlarında ise aslında büyük bir sürpriz beklenmiyor, ancak yeni genel başkan Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin oyunu artırıp artırmadığı ve MHP'nin baraja takılıp takılmayacağı meclis aritmetiğini yeniden şekillendirecek.
Kamuoyu araştırmacısı Tarhan Erdem MHP'nin durumunu şöyle değerlendirdi: “Futbol oynarlarken top direğe çarpıp içeri giriyor ya da direğe çarpıp dışarı çıkıyor. Milliyetçi Hareket Partisi'ni şu gün öyle görüyorum. Yarın ne olur bilemem, ama bugün öyle görüyorum. İçerde de kalabilir dışarıda da kalabilir. Bu noktaya geleceği de bana göre 2008, 2009'dan belliydi.”
Toplumsal uzlaşı sağlanabilir mi?
MHP'nin baraja takılması ve parlamentoya girmemesi durumunda meclisdeki dağılım iktidar partisinin lehine olacak. Yeni milletvekillerinin yeni anayasayı hazırlayacak olması nedeniyle meclisteki dağılım kritik önem taşıyor. Daha önce yapılan anayasa değişikliklerinde uzlaşma sağlanmasında sorunlar yaşanması ve iktidarın anayasayı tek başına değiştirebilecek gücü elde etme olasılığı toplumsal uzlaşının nasıl sağlanabileceği sorusunu akıllara getiriyor.
Gazeteci Ahmet Hakan'ın bu konudaki görüşü şöyle: “Eğer AKP, anketlerin işaret ettiği gibi güç kazanırsa, o kadar güçlü gelirse o zaman toplumsal uzlaşmasının olmayacağını düşünüyorum. Çünkü Türkiye çok cepheleştirildi, AKP ne kadar güçlü olursa olsun karşısındaki blok da o kadar öfkeli ve o kadar cepheleşmiş görünüyor. Bu da anayasa yapmak gibi, Kürt sorununu çözmek gibi devasa sorunlara el atıldığında büyük sorunlar çıkartır iktidar açısından takdir edersiniz ki.”
Kürt sorunu
Anayasanın yanı sıra diğer bir önemli mesele de Kürt sorunu. Hükümetin açılım girişimlerinin yetersiz kaldığını belirten İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Çiğdem Nas, kim iktidar olursa olsun soruna çözüm bulunması gerektiğine işaret etti
Nas, “Tabii bu çok boyutlu bir sorun. Eskiye dayanan derine inen bir sorun. Oradaki halkın algısı çok daha farklı, Türkiye’nin geri kalanına göre. Bu açıdan bir mutabakatla kontrol altına alınması çözümlenmesi lazım. Bu anlamda özellikle bu son süreçte yaşananları da düşünürsek, Türkiye’nin de içinde olduğu Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika'da yaşananları, bu soruna hassasiyetle eğilmek gerekiyor” dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Hülya Köylü
Editör: Murat Çelikkafa