1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Basın özgürlüğüTürkiye

Sözcü TV karartılıyor: "Basın özgürlüğüne kara leke"

28 Mayıs 2025

RTÜK, Ekrem İmamoğlu protestolarına ilişkin yayınlar gerekçesiyle Sözcü TV'ye 10 gün ekran karartma cezası verdi. Kararın 1 Haziran'da yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Sözcü TV'nin logosunun olduğu ofis ve Genel Yayın Yönetmeni Özgür Çakmakçı
Fotoğraf: Emilie Madi/REUTERS

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında başlayan protesto gösterilerinin Sözcü TV ekranlarında canlı yayınlanmasını gerekçe göstererek 27 Mart'ta kanala 10 günlük yayın durdurma cezası verdi. Karar bu hafta Sözcü TV'ye tebliğ edildi. RTÜK, cezanın 1 Haziran Pazar günü itibarıyla uygulanmasını talep etti.

Sözcü TV, mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıkmaması hâlinde 1 Haziran'dan itibaren 10 gün boyunca yayın yapamayacak. Bu süre içinde kanalda yalnızca siyah zemin üzerine RTÜK'ün karar metni yer alacak.

RTÜK'ün verdiği bu ceza, lisans iptalinden önceki en ağır yaptırım olarak değerlendiriliyor. Aynı maddeden bir kez daha ceza alınması hâlinde kanalın yayın lisansının iptal edilmesi gündeme gelecek.

İlhan Taşçı: Karartılan ekran değil, halkın haber alma hakkı

DW Türkçe'ye konuşan RTÜK üyesi İlhan Taşçı, kararın yalnızca Sözcü TV'nin ekranını değil, halkın haber alma hakkını hedef aldığını söylüyor. "Bu karar, görüntüde belki Sözcü TV'nin ekranını karartıyor gibi olabilir ama aslında halkın haber alma hakkının üzerine bir karartma" diyen Taşçı, 10 günlük yayının durdurulmasının sadece bir program durdurma değil, "tam anlamıyla bir ekran karartması" olduğunu vurguluyor.

Taşçı, cezanın basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve halkın bilgiye erişim hakkı dahil olmak üzere Anayasa'da güvence altına alınan tüm özgürlüklerin üzerine "kara bir bulut gibi çöktüğünü" ifade ediyor. Kararın, Türkiye'de son dönemde artan baskı ortamının bir yansıması olduğunu belirten Taşçı, "Bu karar Türkiye demokrasisi üzerinde bir kara leke olarak düşmüştür" diyor.

RTÜK'ün Sözcü TV'nin aralarında olduğu televizyon kanallarına ceza vermesi üzerine 27 Mart'ta RTÜK binası önünde protesto eylemi düzenlenmiştiFotoğraf: Kıvanç El/DW

RSF: Çok sesliliğe kıymaktan geri durmuyorlar

DW Türkçe'ye konuşan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu da cezanın toplumsal kutuplaşmayı körükleyen bir siyasi iklimin ürünü olduğunu söylüyor. 

"Ulusal eleştirel bir televizyon kanalının 10 gün süreyle susturulması, toplumsal ve medya kutuplaşmasından medet umanların eseridir" diyen Önderoğlu, bu düzeyde ağır bir cezayı hayata geçirenlerin, gerektiğinde "medyada çok sesliliğe kıymaktan da geri durmadığını" ifade ediyor.

RTÜK'ten dört kanala ceza

RTÜK, Ekrem İmamoğlu protestolarına ilişkin yayınlar nedeniyle 27 Mart tarihinde Sözcü TV ile birlikte dört televizyon kanalına toplam yedi ceza verdi. Halk TV ve TELE 1'e idari para ve beşer program durdurma cezası uygulanırken, Now TV'ye idari para cezası kesildi.

Sözcü TV'ye ise İstanbul, Ankara ve İzmir'den yapılan canlı yayınlarda yapılan yorumların "halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği" gerekçesiyle 10 gün yayın durdurma cezası verildi.

TGS: Bu bir susturma ve yok etme operasyonu

DW Türkçe'ye konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Banu Tuna, verilen kararı "boğma, susturma ve yok etme operasyonu" olarak nitelendiriyor. Tuna, "10 gün ekran karartma ancak ve sadece dikta rejimlerinde görülür" diyor.

Tuna, Sözcü TV'nin zaten son bir yılda hakkında en fazla ceza kararı verilen medya kuruluşu olduğunu belirtiyor, "Tam 14 idari para cezası verildi. Bunların toplam bedeli 7 milyon 43 bin 300 lira ediyor" bilgisini paylaşıyor. TV kanallarının ana gelir kaynağının yayınlanan reklamlar olduğunu hatırlatan Tuna, "Bir kanalın 10 gün kapalı kalması, finansal olarak derinden sarsılması demek" ifadelerini kullanıyor.

Tuna, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sürecinde medyaya yönelik RTÜK kaynaklı hukuk dışı müdahalelerin yaşandığını hatırlatıyor ve "Burada cezalandırılan sadece bir medya kuruluşu değil, o kuruluşun takipçileri, izleyicileri, haberi oradan alanlar da cezalandırılıyor" değerlendirmesini yapıyor.

RTÜK, İmamoğlu protestolarını yayınladığı gerekçesiyle Sözcü TV'nin yanı sıra Halk TV, Now TV ve Tele1'e ceza verdiFotoğraf: Alican Uludağ/DW

"Haber yapmak suç sayılıyor"

RTÜK üyesi Taşçı, Türkiye'de RTÜK'ün yetki alanındaki televizyonların yüzde 95'inin iktidar kontrolünde olduğunu hatırlatıyor. Farklı görüşlerin dile getirilebildiği yayın kuruluşlarının "bir elin parmaklarını geçmediğini" ifade eden Taşçı, "Bu küçük aralığı da böylesi ağır cezalarla susturmaya çalışıyorlar" diyor.

Taşçı, Türkiye'de çok sesliliğe değil tek sesliliğe yönelme olduğunu belirtiyor. İktidarın farklı düşüncelere karşı "tam bir tahammülsüzlük" gösterdiğini vurgulayan Taşçı, "Bu karar, doğrudan doğruya siyasetteki baskıcı anlayışın vücut bulmuş hâlidir" diye konuşuyor.

Sözcü TV'ye verilen cezanın gerekçesinde, Ekrem İmamoğlu süreci ve mitinglerin canlı yayınlarla aktarılması yer alıyor. Bu durumu "ironik" olarak nitelendiren Taşçı, "Televizyonların varlık nedeni haber yapmaktır. Haber kanalında haber yapmak, suç sayılarak ceza veriliyor" diye konuşuyor.

Yargı süreci nasıl işleyecek?

RTÜK'ün tüm kararları yargı denetimine açık. Yayın durdurma kararının resmi tebliğinden sonra, yayıncı kuruluşun Ankara İdare Mahkemesi'ne başvurarak yürütmenin durdurulması talebinde bulunma hakkı bulunuyor. Hukukçulara göre bu tür başvuruların amacı, cezanın telafisi imkansız sonuçlar doğurmadan önce yargı denetiminden geçmesini sağlamak. Mahkemenin, uygulama tarihi olan 1 Haziran'dan önce karar vermesi bekleniyor.

TGC: Halkı bilgilendirmek suç sayılamaz

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de RTÜK'ün Sözcü TV'ye verdiği 10 günlük yayın durdurma cezasını ve diğer televizyonlara yönelik yaptırımları kınayarak bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Kamuoyunu ilgilendiren olaylar hakkında halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde bilgilendirmek basının varlık nedenidir. Yurttaşları etkileyen sorunlarla ilgili olarak yöneticileri eleştirmek ve uyarmak gazeteciliğin asli görevidir" denildi.

RTÜK'ün hem televizyon kanallarına hem de dijital mecralara yönelik kararlarıyla halkın haber alma hakkını hedef aldığı belirtilen açıklamada RTÜK, Anayasa'ya ve ifade özgürlüğüne saygılı olmaya, tarafsız davranmaya ve "haksız, hukuksuz" cezalandırmalardan vazgeçmeye çağrıldı.

 

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?