1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
PolitikaSırbistan

Sırbistan-Kosova gerilimi: Balkanlar'da yine savaş çıkar mı?

Nemanja Rujevic
16 Ağustos 2022

Kosova ile Sırbistan arasında ay başında tırmanan gerilim AB'nin devreye girmesiyle şimdilik yatıştı. Ancak uzmanlar kıvılcımın her an yeniden alevlenebileceği görüşünde. Peki yeni bir savaş olasılığı ne kadar gerçekçi?

Kosovo verschiebt Entscheidungen über serbische ID-Karten
Fotoğraf: Erkin Keci/AA/picture alliance

Sırbistan ile Kosova arasında bu ay başında tırmanan gerilim şimdilik yatışmış görünse de Sırp medyasında savaş çanları çalıyor. Bulvar gazetesi "Informer", Kosova Başbakanı Albin Kurti'nin fotoğrafının üstüne "Kosova'da katliam hazırlığı yapıyor" başlığını atarken "Vecernie novosti" gazetesi daha da ileri giderek Kosova'daki Sırp azınlığın önde gelen siyasetçilerini susturmak için keskin nişancıların devrede olduğunu yazıyor.

Bu tablo, birkaç bağımsız medya kuruluşu dışında Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic yanlısı tüm Belgrad medyası için geçerli. Hemen her gün, herhangi bir dayanak noktası sunulmadan Kosova ile savaşın eşiğinde olunduğu havası yaratılıyor. Sırp ordusunun nasıl güçlendiğini her fırsatta vurgulamaya özen gösteren Vucic de kısa süre önce yaptığı bir konuşmada "Bize saldırmaya kalkan kim olursa olsun Sırbistan'ı savunuruz. Daha da önemlisi kazanan biz oluruz" demişti.

Kosova hükümetinin Sırp kimliği ve otomobil plakası taşıyan kişilerin ülkeye girişine yeni düzenlemeler getirmesi üzerine ay başında gerilim tırmanmış, Kosova'nın kuzeyinde yaşayan Sırp azınlık bölgeye barikatlar kurmuş, Sırp ordusu alarma geçmişti.

Sırpların Kosova'ya girişte Kosova makamlarınca düzenlenmiş izin belgesi ve geçici Kosova plakası almasını zorunlu kılan düzenleme mütekabiliyete dayanıyor. Sırbistan, 2008'de bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı tanımadığı ve hâlâ kendi bölgesi olarak gördüğü için Kosova'dan Sırbistan'a girişlerde yıllardır benzer bir uygulama sürdürüyor.

Ancak Kosova'nın benzer bir adım atması, ülkenin kuzeyinde yaşayan Sırp azınlık tarafından büyük bir provokasyon olarak görülüyor. Gerilimin tırmanması üzerine AB devreye girdi, Kosova hükümeti düzenlemeyi geçici olarak geri çekti. Ancak Eylül ayı başında yeniden yürürlüğe sokmayı planlıyor. Önümüzdeki Perşembe günü AB'nin arabuluculuğunda Sırbistan ve Kosova liderleri Vucic ve Kurti'nin Brüksel'de bir araya gelmesi planlanıyor.

Belgrad'da Kosova ile yaşanan gerilimi manşetlerine taşıyan gazetelerFotoğraf: Rüdiger Rossig/DW

Rusya endişesi

Brüksel'deki görüşmeden beklentiler yüksek değil. Bazı gözlemciler Rusya'nın, geleneksel müttefiki Sırbistan üzerinden bir yan cephe açarak mevcut gerilimi kendi çıkarları için kullanmayı ve dikkatleri Ukrayna savaşından uzaklaştırmayı deneyebileceği görüşünde.

Ukrayna savaşı nedeniyle AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlara katılmayan Sırbistan, AB ile Rusya arasında denge politikası yürütmeye çalışıyor.

Peki 1990'lı yıllarda sosyalist Yugoslavya'nın dağılmasına neden olan kanlı savaşın tekrar etme olasılığı ne kadar gerçekçi? NATO'nun Kosova ve Bosna'daki askeri varlığı devam ederken, Karadağ ve Hırvatistan NATO'ya üye olmuşken Sırbistan yeniden NATO ile karşı karşıya gelme riskine girer mi?

Sırbistan Siyasi Araştırmalar Enstitüsü'nden (IPS) Mladen Lisanin, bölgedeki siyasi elitlerin milliyetçiliği kullanarak kontrollü gerilimler üretme taktiği izlediğini ve bundan siyasi fayda sağladığını ifade ediyor. Siyaset bilimci Lisanin, hiçbir tarafın savaştan çıkarı bulunmadığını belirtiyor, ancak ateşle oynamanın durumu her an kontrolden çıkarabileceği uyarısı yapıyor.

Gerilimin tırmanması üzerine Kosova'nın kuzeyinde yaşayan Sırp azınlık yolları kapatmıştıFotoğraf: Fatos Bytyci/REUTERS

NATO ile Rusya arasında denge politikası

Sırbistan resmi olarak tarafsızlık politikası izliyor. Sırp ordusu son yıllarda hem NATO ülkeleri hem Rusya ile ortak tatbikatlar düzenliyor. Son 20 yılda Sırp ordusu Batı örnek alınarak yeniden yapılandırıldı. Sırbistan aynı zamanda NATO'nun "Barış İçin Ortaklık" girişiminde de yer alıyor.

Ancak NATO ile ilişkilerin iş birliğinin ötesine geçmesi beklenmiyor. Ülkede 1999 yılındaki NATO bombardımanının travması hâlâ sürüyor. O dönem Sırp birliklerinin Kosova'dan çekilmesini sağlamayı hedefleyen NATO saldırılarında çok sayıda Sırp ve Kosovalı sivil yaşamını yitirmişti. Anketlere göre Sırpların yüzde 80 ila yüzde 90'ı NATO üyeliğine karşı. Siyaset bilimci Lisanin de "Sırbistan'ın NATO üyeliği tamamen gerçek dışı olmayı sürdürüyor. Sırp seçmenin çoğunluğu NATO üyeliğine karşı. Yönetime kim gelirse gelsin siyasi elitler için bu büyük bir risk olur" diyor.

"İkiyüzlülük" politikası

Belgrad merkezli Güvenlik Politikaları Merkezinden Maja Bjelos ise Sırp politikacıları ikiyüzlülükle suçluyor. "Bir yanda bulvar basını üzerinden NATO'ya karşı aralıksız bir kampanya yürütüyorlar ve diğer yanda sessiz sedasız NATO ile iş birliğini geliştiriyorlar" diyen Bjelos, Batı'nın da kamuoyunda Sırbistan ile iş birliğinin olumlu yönleri konusunda sessiz kalmayı tercih ettiğine dikkat çekiyor.

Bjelos da bölgede yeniden bir savaş çıkacağına inanmıyor. Batı Balkanlar bölgesinde iktidarların sürekli kriz simülasyonu yaparak ardından kendilerini krizleri dindiren ve istikrar sağlayan bir güç olarak lanse etme taktiği izlediğini belirten Bjelos, AB'nin de bu oyunda rol aldığı ve bölgede demokrasiden ziyade istikrara önem verdiği değerlendirmesinde bulunuyor.

Bjelos bu nedenle bölgede gerilimler yaşanabileceği ancak bu gerilimlerin silahlı çatışmalara dönüşmeyeceği öngörüsünde bulunuyor ve ekliyor: Batı'nın Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline karşı ortaya koyduğu ortak siyasi, diplomatik ve askeri tepki, Balkanlardaki politikacılara da benzer bir duruma neden olurlarsa ne tür bir bedel ödeyeceklerini göstermiş oluyor.