1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sarkozy AB'ye damgasını vurmak istiyor

Kayhan Karaca/Strasbourg3 Temmuz 2007

AB’nin yeni dönem başkanı Portekiz, Ankara ile üyelik müzakerelerinin yürütüleceğini söylese de, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy AB'nin sınırları tartışmasını dolaylı da olsa gündeme getirmek niyetinde.

Nicolas Sarkozy'ye göre yeni anlaşma "AB'yi kurtardı".
Nicolas Sarkozy'ye göre yeni anlaşma "AB'yi kurtardı".Fotoğraf: picture alliance/dpa

Avrupa Birliği dönem başkanlığı bu yıl sonuna kadar Portekiz'de, ancak Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bu dönem başkanlığında da adından oldukça söz ettirecek görünüyor. Sarkozy, Avrupa Birliği liderlerinin 21-23 Haziran tarihlerinde üzerinde uzlaştıkları yeni anlaşma metnini dün akşam Strasbourg'da ilk kez Fransız halkına anlattı.

“Avrupa'yı kurtardığını” söylediği yeni uzlaşıyı, özellikle Almanya ve Fransa'nın zaferi olarak tanımladı. Alman-Fransız dostluğunu da Avrupa Birliği'nin temeli ve geleceği olarak gördüğünü söyledi. Sarkozy'nin konuşmasında dikkat çeken bir unsur da Avrupa Birliği'ni politize etmek istediğini söylemesi oldu. Fransa Cumhurbaşkanı, demokrasi adına bürokratik ve teknokratik bir Avrupa'ya karşı çıkıyor.

Sarkozy, Avrupa Birliği'ni bir medeniyet projesi olarak da niteliyor. Birliğin sınırları olmasını istiyor, zira sınırları olmayan bir birliğin, kimliğinin olamayacağını ve bir güç haline gelemeyeceğini savunuyor. Fransız lider, Akdeniz havzasını da Avrupa ile Afrika'nın gelecekteki işbirliğinin temel taşı olarak görüyor.

Türkiye’den bilinçli olarak söz etmedi

Nicolas Sarkozy’nin Avrupa Birliği'nin sınırları ve Akdeniz konusunda aslında Türkiye'yi ima ettiği herkes tarafından biliniyor. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı’nın, Strasbourg'daki konuşmasında, ilk defa bilinçli biçimde Türkiye sözcüğünü telaffuz etmemesi gözlerden kaçmadı. Sarkozy'yi yakından takip edenler, bu durumu, bir tavır değişikliğinden ziyade Türkiye'deki seçim sürecine bağlıyor.

Aynı gözlemcilere göre Lizbon, Ankara ile üyelik müzakerelerinin mevcut karşılıklı yükümlülükler çerçevesinde yürütüleceğini söylese de Paris, bu yılın ikinci yarısında Avrupa Birliği'nin sınırları tartışmasını dolaylı da olsa gündeme getirmek niyetinde.

Portekiz dönem başkanlığının Türkiye açısından en önemli randevusu ise hiç kuşkusuz Avrupa Birliği Komisyonu'nun ilerleme raporu olacak. Kulislerde, Paris'in de Türkiye konusunda harekete geçmek için bu raporu bekleyeceği konuşuluyor.

Rapor merak konusu

Türkiye'deki reform sürecinin durduğu konusunda Avrupa Birliği genelinde yaygın olan izlenimin, her şeye rağmen AK Parti hükümetine desteğini gizlemeyen AB Komisyonu’un raporuna nasıl yansıyacağı oldukça merak ediliyor.

Bu arada, dönem başkanlığı sırasında Türkiye konusunda düşük profil çizen Almanya Başbakanı Angela Merkel'in da gelecek altı aydaki tavrı Ankara açısından büyük önem taşıyor.

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik