1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Scholz hükümetinin askeri ihracat karnesi kötü

Nina Werkhäuser
25 Aralık 2024

2021'de yapılan genel seçimler sonrası Almanya'da sosyal, liberal ve hümanist iddia ile iktidara gelen Scholz hükümeti rekor askeri ihracata imza attı. İhracatta İsrail ve Ukrayna dışında Körfez ülkeleri ve Türkiye önde.

Bir tatbikat esnasında alevlerin arasında ilerleyen tank
Fotoğraf: Sebastian Gollnow/dpa/picture alliance

2023'te Almanya 12 milyar 180 milyon euro değerindeki askeri ihracat ile son yılların en yüksek savunma, araç ve gereç satışına imza attı. Bu artışta kuşkusuz NATO ülkeleri ile Rusya'nın saldırdığı Ukrayna'ya yapılan askeri ihracatın payı yüksek. Ancak artış sadece onlara yapılan ihracatla bağlantılı değil.

Önceki yıllarda nadiren silah ve teçhizat satılan ülkelere satışlarda da belirgin artış kaydedildiği görülüyor. Almanya'da Katolik ve Protestan kiliselerinin 18 Aralık Çarşamba günü Berlin'de kamuoyuna sunduğu yıllık silah ihracat raporunda askeri ihracatın yeniden rekor seviyelere ulaşılmış olması eleştirildi. Katolik ve Protestan kiliselerinin Kilise ve Kalkınma Ortak Konferansı (GKKE) tarafından hazırlanan raporun sunumunda hazır bulunan, Bonn merkezli Uluslararası Çatışma Araştırmaları Merkezi'nden (BICC) Max Mutschler, 2021'de Angela Merkel döneminin sona ermesinin ardından iktidara gelen Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'nin (FDP), koalisyon sözleşmesine bile "kısıtlayıcı askeri ihracat" politikası güdeceği prensibini aldığını hatırlatıyor. Ancak koalisyonun bundan geri adım attığını belirtiyor.

Körfez ülkelerine silah ihracatları

GKKE, zorlu ve tartışmalı geçen üç yılın ardından dağılan SPD, Yeşiller ve FDP hükümetine askeri ihracat konusunda epey olumsuz not veriyor. Eleştirilerin odaklandığı nokta, öncelikle satışın yapıldığı ülkeler.

Bir Alman şirketi, yurt dışına silah, askeri teçhizat, araç ve donanım ürünleri satışı yapacaksa bunun için Alman hükümetinden izin almakla yükümlü. 

Karl Jüsten Fotoğraf: Christian Ditsch/epd

GKKE, raporunda geçen yıl 12 milyar 180 milyon euro ile Berlin'in rekor askeri ihracata izin verdiğini duyurdu. Sadece bu yılın ilk dokuz ayında ise verilen iznin değerinin 11 milyar euroyu bulduğu hatırlatıldı.

Satışa izin verilen ülkeler arasında "çok sorunlu" olarak nitelenen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin yer aldığı da belirtildi. Almanya'da önceki Başbakan Angela Merkel'in dönemine denk gelen 2018'de, yoğun insan hakları ihlalleri yüzünden zaten eleştirilerin hedefinde olan Suudi Arabistan'a silah ambargosu uygulanmaya başlandı. Berlin, bu adımına, ülkenin Yemen savaşında taraf olması ve muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'da katledilmesinin Riyad’ın bilgisi dahilinde olduğuna dair iddiaları gerekçe gösterdi.

Merkel sonrasında iktidarı devralan sosyal, liberal ve hümanist iddialı koalisyon önce mevcut bu çizgiyi takip kararı almış, hatta bunu üçlü koalisyon sözleşmesine dahil ederek önemini vurgulamıştı.

GKKE Berlin'de sunduğu raporda buna dikkat çekti ve eleştirdi. Raporunda, "Diktatörlüklere yapılan askeri ihracat ile o ülkelerde halk baskı altına alınıyor ve bütün bölgede de yoğun silahlanma tetikleniyor. Bu, İsrail için de olumsuz sonuçlar doğuruyor" tespitine yer verildiği görüldü. Raporun hazırlanmasında görev alan uzman Mutschler, söz konusu ülkelere askeri ihracatın derhal durdurulmasını da talep etti.

Alman şirket Diehl Defence'in ürettiği IRIS-T füzeleri en çok ilgi gören askeri ihracat ürünlerindenFotoğraf: Christoph Schmidt/dpa/picture alliance

Almanya İsrail'in en önemli askeri partnerlerinden

GKKE, Almanya'nın İsrail'e askeri ihracatını da yoğun biçimde ele aldı ve kendi bakış açısında da muğlaklıklar bulunduğuna dikkat çekti.

2023'te Almanya'nın İsrail'e silah ve askeri araç ihracatında yoğun artış kaydedilip, toplam ihracatın 326 milyon 500 bin euroya ulaştığı aktarılırken, bunun, bir önceki yıldakinin on katı olduğu vurgulandı.

İsrail'e satışlarda iznin, ağırlıklı olarak Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasıyla başlayan dönem sonrasına denk geldiğine de dikkat çekildi.

Eleştirel raporu hazırlayan GKKE'nin Katolik Eş Başkanı Karl Jüsten (Prälat), Almanya'nın İsrail'in önemli bir ortağı olduğunu vurguladı ve özellikle savaş gemisi ve denizaltılar ile İsrail'in kendini savunma yeteneğinin güçlendiğini belirtti. Almanya'nın Yahudi Soykırımı geçmişi nedeniyle İsrail'in güvenlik ve savunması konusunda bu ülkeye yönelik özel sorumluluk taşıdığı tekrarlanırken, öte yandan İsrail'in insani devletler hukukuna uyması gerektiği de hatırlatıldı. Devletler hukuku, sivil hedeflere saldırılmasını yasaklıyor.

Sivillerin korunması gerekliliği

GKKE Eş Başkanı Jüsten, Almanya'dan ihraç edilen silahların insani devletler hukukunu ihlal ettiği yönünde şüphenin olması halinde Berlin'in İsrail'e silah ihracatına izin vermeme yetkisi bulunduğunu hatırlattı. İsrail'in Gazze'de sivillerin güvenliğinin sağlanmasını öncelikli çaba olarak ortaya koymaması halinde tank mermisi gibi askeri malzemelerin ihraç edilemeyeceğini kaydetti.

Almanya'nın İsrail'e silah ve askeri araç satışı, ulusal ve uluslararası mahkemelere de taşınıyor. Nikaragua Almanya'yı "Gazze'de Filistinlilere yönelik soykırıma ortak olmak" suçlamasıyla Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na şikayet etti. Mahkeme, Nisan ayında "acil" koduyla yapılan ve Almanya'nın İsrail'e askeri ihracatının durdurulmasını talep eden başvuruyu reddetti.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ekim ayında İstanbul'da, Türkiye'nin NATO üyesi olarak askeri araç ve gereç ile silah gibi ürünleri almasının "gayet doğal bir durum" olduğunu dile getirdiFotoğraf: Guido Bergmann/picture alliance

"Berlin, İsrail'den güvence alarak ihracat izni veriyor"

Almanya'da da İsrail'e askeri ihracatın son bulmasını talep eden başvurular mahkemelere taşındı. Son olarak 16 Aralık'ta Gazzeli bir Filistinlinin Frankfurt İdare Mahkemesi'ne bu yönde yaptığı acil başvuru geri çevrildi. Söz konusu mahkemenin gerekçesine göre, askeri ihracatı mümkün kılan düzenlemenin yer aldığı Almanya Dış Ekonomi Kanunu, yurt dışında yaşayan yabancıların korunmasını sağlayacak düzenlemeleri içermiyor. Hakimler, başvuran Gazzelinin, bu nedenle Almanya'nın askeri ihracatına karşı konuyu yargıya taşıma hakkından yoksun olduğuna hükmetti. Mahkeme ayrıca, Almanya'nın askeri ihracat izinlerini "keyfi veya basit değerlendirme" ile vermediğini de kararına gerekçe gösterdi. Frankfurtlu mahkemenin hakimlerine göre Berlin, İsrail'den, gönderilen araç ve silahları uluslararası hukuku ihlal edecek şekilde kullanmadığına dair güvence alarak ihracat izni veriyor.

Türkiye'ye askeri ihracatta değişiklik

GKKE, Türkiye'ye yönelik askeri ihracattaki artışı da eleştirdi. Bu yıl, Alman hükümetinin 230 milyon eurodan daha fazla miktarda silah, askeri araç ve gereç satışına onay verdiği ve bunun 2006'dan beri izin verilen en yüksek miktar olduğu vurgulandı.

Türkiye'nin Suriye'ye operasyonlara başladığı yıl olan 2016'dan beri Berlin Ankara'nın savunma sektörüne yönelik ürün taleplerini çoğunlukla geri çevirdi. Bunu sürdürme iddiasıyla iktidara gelen üçlü koalisyon ise bir süre sonra bu çizgiye son verdi ve Türkiye'ye torpido, güdümlü füze gibi askeri malzeme, araç ve gereçlerin ihracatına yeşil ışık yaktı.

Ekim ayında yaptığı Türkiye ziyaretinde Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Türkiye'nin NATO üyesi olarak askeri araç ve gereç ile silah gibi ürünleri almasının "gayet doğal bir durum" olduğunu söyledi.

Askeri ihracat yıllık raporunun sunumunda konuşan uzman Mutschler ise Almanya'dan ithal edilen silah ve malzemelerin savaşta veya hak ihlallerinde kullanılması halinde satışına izin verilmemesi ilkesinin NATO üyesi ülkeler için de geçerli olduğunu söylüyor. Türkiye'ye silah ambargosuna gerekçe gösterilen sınır ötesi harekatların hedef bölgesinin Suriye ve İrak'ta Kürtlerin yaşadığı yerler olduğunu ve buralara saldırının devletler hukukuna aykırı olduğunu savunan Mutschler, Türkiye'nin saldırılarında sivillerin de hedef aldığını belirtti. "Bizim askeri ihracata bu kadar eleştirel bakmamızın temelinde yatan nokta da bu" dedi. 

Şeffaflık hemen hemen yok

GKKE'nin dağılmakta olan Alman hükümetine askeri ihracat politikası açısından bu kadar kötü not vermesinin temelinde ise hükümetin yerine getirmediği iki önemli vaadi yatıyor: İlki, üçlü koalisyon sıkı askeri ihracat politikası izleme taahhüdünde bulundu ve bunun kontrol edilmesini mümkün kılacak bir yasal düzenleme çıkarmayı vaat etti ki buna dair sözünü yerine getirmedi. İkincisi de askeri ihracata dair şeffaf davranmadı ve bu konuda hızlı haberler yapılmasını sağlamadı. Uzmanlar, bu noktada mevcut hükümetin önceki muhafazakar siyasetçi Merkel döneminin de gerisine düştüğü görüşünde.

Alman hükümeti, 2023 Askeri İhracat Raporu'nu GKKE'nin aynı alandaki yıllık raporunu sunduğu 18 Aralık Çarşamba günü ancak kabineden geçirebildi. Kiliselere göre bu da olması gerekenden geç.

 

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik