1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Schulz: Erdoğan iç işlerimize karışmasın

23 Ağustos 2017

Sosyal Demokratların başbakan adayı Martin Schulz, Erdoğan'dan Alman iç politikasına karışmamasını istedi. Meclis Başkan Vekili Roth da Türkiye'ye daha fazla ekonomik baskı yapılmasından yana olduğunu açıkladı.

SPD'nin başbakan adayı Martin Schulz
SPD'nin başbakan adayı Martin SchulzFotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Bahlo

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunarak "bundan böyle Alman iç politikasına müdahale etmemesini" istedi.

Schulz bu bağlamda Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in eşinin "telefon terörüne" maruz kalmasına ve Federal Milletvekili ve Türk – Alman Karma Parlamenterler Grubu Başkanı Michelle Müntefering'in özel otosunun kundaklanmasına da dikkat çekti.

SPD'nin başbakan adayı, "Kimlerin kundakladığını henüz bilmiyoruz ama gerginliğin artmasının bu gibi durumlara yol açabileceğinin farkındayız” dedi.

Gabriel'in eşinin de "telefon terörüne uğratıldığını" belirten Schulz, bunun son derece ciddi bir olay olduğunu söyledi. Schulz, "dost bir ülkenin devlet başkanının Almanya'nın iç politikasına bu şekilde karıştığı bir ortamda bazılarının bu tür eylemlere cesaret edebileceğini" dile getirdi.

Türkiye'nin düşmanları

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "ölçülü davranması" çağrısında bulunan Schulz, "Bir devlet başkanına böyle davranmak düşmez” dedi. Schulz, Erdoğan'ın Türk asıllı Alman seçmenlere seçim tavsiyesinde bulunmasını da eleştirdi.

"Bu insanlar bizzat karar verebilecek durumda olduklarının bilincindedir” diyen Schulz, "Türkiye'nin düşmanlarının demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenler" olduğunu belirtti.

Schulz, "Türkiye'nin düşmanları aynı zamanda masum Alman vatandaşlarını hapse atıranlardır. Bay Erdoğan, bu insanları derhal serbest bırakın” dedi.

Claudia RothFotoğraf: Imago/H. Galuschka

Roth'dan Erdoğan'a ağır eleştiri

Yeşiller Partisi'nden Federal Meclis Başkan Vekili Claudia Roth da Erdoğan'a daha sert tavır alınmasını istedi. Roth, Protestan haber ajansı epd'ye verdiği röportajda, "Alman hükümetinin Erdoğan'ın baskıcı yöntemlerine daha fazla tahammül gösterilemeyeceğini açıkça dile getirmesi gerektiğini" söyledi. Roth "Şantaja gelinmeyeceği devlet başkanına hissettirilmelidir” dedi.

Roth, Türkiye'nin güvenli üçüncü ülke olmaması nedeniyle AB ile Türkiye arasındaki mülteci geri kabul anlaşmasının feshedilmesini istedi. Yeşiller Partili politikacı devamla "mülteci anlaşmasının devletler hukuku açısından gerekli şartları haiz olmamasının Avrupa'yı Türkiye Cumhurbaşkanı'nın iyi niyetine bağımlı kıldığını" ifade etti.

Roth, Türkiye'ye yapılan silah satışlarına da son verilmesini istedi. Roth "İnsan haklarının ayaklar altına alındığı ve güneydoğusunda kendi halkıyla savaşan bir ülkeye silah verilmemelidir” dedi. Ekonomik yaptırımlardan da yana olduğunu belirten Claudia Roth, Hermes kredilerinin kaldırılmasını ve Gümrük Birliği'ni genişletme görüşmelerinden vazgeçilmesini istedi.

"Interpol revize edilmeli"

"Erdoğan'ın güvenilir ortaklar olarak Almanya ve Avrupa'ya ihtiyacı var” diyen Roth ekonomik baskının arttırılmasından yana olduğunu belirtti ve Erdoğan'ın tavrının kabul edilemeyeceğini ifade etti. Meclis başkan vekili, Erdoğan'ın taktiğinin Almanya'da Türkiye aleyhtarı hava yaratmaya çalıştığını ve kendilerinin bu oyuna gelmemeleri gerektiğini sözlerine ekledi.

Yazar Doğan Akhanlı'nın İspanya'da gözaltına alınıp daha sonra salıverilmesiyle ilgili olaya da değinen Claudia Roth uluslararası polis teşkilatı Interpol'ün revizyondan geçirilmesini talep etti. Roth, iade talepleriyle rejim karşıtlarını ele geçirmeye çalışan tek ülkenin Türkiye olmadığını, Rusya, Beyaz Rusya ve İran'ın da aynı yönteme başvurduklarını belirtti. Claudia Roth İnterpol kurallarının değiştirilip etkili kontrol mekanizması kurulabilmesi için AB'nin baskı yapmasını da talep etti.

Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/epd/AG/HS