Reutlinger General Anzeiger gazetesi Bertelsmann Vakfı araştırmasının sonuçlarını şöyle yorumluyor:

Almanya'da her iki kişiden birinin kendini İslam tehdidi altında hissetmesi alarm vericidir. İslami terör ile ilgili haberler ve aşırı sağın kışkırtıcı sloganlarının meyvesini verdiği ve Alman kamuoyundaki havayı bu yönde etkilemiş olduğu açıkça görülüyor. Müslümanları tanıyanlar ya da nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ülkelere sıkça gidenler, bir dinin bütününe yönelik bu olumsuz algıyı anlayamıyor. Müslümanların da çoğunluğu barışçıl, yardımsever ve sempatik. Tehdit teşkil edenlerse haydutlar ve fanatiklerdir. Böylelerine ise Hristiyanlık dahil her dinde rastlanır.

Stuttgarter Nachrichten gazetesinin yorumu ise şöyle:

İslam tehlikeli mi? Almanların korkmasını gerektiren bir tehdit mi? Hayır! Tehlikeli olan tek bir tanrıya, onun emirlerine göre yaşamaya inanmak değil, dini kendi amaçları için suistimal eden yoldan çıkmış kişiler ve radikal gruplardır. İslam'ın toplumsal açıdan canlı ve siyasi açıdan aktif bir din olduğu tartışma götürmez. Ve İslam inancına sahip insanların sayısının giderek artması Almanya'yı değiştirmeye devam edecektir.

Badische Zeitung, İran ve ABD arasında yaşanan gerilimi ve İran'ın kapatmakla tehdit ettiği stratejik öneme sahip Hürmüz Boğazındaki durumu konu alıyor.

Ateşle oyun devam ediyor. Tek bir kışkırtmanın tüm dünyanın endişe ettiği bir silahlı çatışmaya yol açabileceğini bildikleri halde Washington da Tahran da haftalardır birbirini tehdit edip duruyor. İngiliz deniz kuvvetlerinin Cebelitarık açıklarında İran'a ait bir petrol tankerine düzenlediği komando operasyonu sonrasında İran'ın intikam peşinde koşacağı ve gözünü dünya ekonomisi açısından son derece hassas bir konumda olan Hürmüz Boğazına dikeceğini herkes anlamalı. Uluslararası armatörler, dünyanın en önemli benzin istasyonundaki gerilimi endişeyle izliyor olacak.

Märkische Oderzeitung ise İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya arasında imzalanan nükleer anlaşmanın geleceğinin tehlikeye girdiği endişesini dile getiriyor:

Beyaz Saray İran'a yönelik yeni yaptırımlar açıkladı. İran'da AB ülkelerinin şimdiye dek olduğu gibi Amerikan baskısına boyun eğmeleri durumunda nükleer anlaşmadan kaynaklı başka yükümlülüklerini de askıya alacağını bildirdi. Her iki taraftan şahinler arasındaki bu karşılıklı oyun, dört yıl önce Viyana'da imzalanan tarihi anlaşmanın sonunu hazırlıyor. Anlaşma tarih olursa İran da yeniden eski yıkıcı tutumuna geri dönecektir.

DW/BK,ET

© Deutsche Welle Türkçe